Mustafa Yıldız
Toplu sözleşmede başarı için yol haritası
2 milyon 100 bini aşkın kamu çalışanının 2 yıllık kaderinin belirleneceği 2013 toplu sözleşme çalışmalarına sayılı günler kala tarafların yapacağı hazırlıklar büyük önem kazanıyor.
Toplu sözleşme görüşmelerinin başlamasından imzaların atıldığı son ana kadar hatta sonraki sürece ilişkin 10 öneri, 10 uyarıdan oluşan 20 maddelik iki yazı ile sürece katkıda bulunmaya çalışacağız.
Bir sonraki yazıda ele alacağımız 10 madde ise sosyal taraflara uyarı mahiyetinde. Şimdi kamu çalışanları ve sendikalar açısından başarı için yol haritası mahiyetinde olan görüşlerimi paylaşmadan önce birkaç hususa değinmek istiyorum:
Kamu çalışanları;Cumhuriyet tarihinde ilk defa 2011 yılında yapılması gereken toplu sözleşmeler Başbakan Erdoğan’ın sağlık sorunları nedeniyle ilgili kanunun çıkarılamaması, dolayısıyla toplu sözleşmenin yapılamaması nedeniyle 2012 yılının ilk yarısında zam alamadılar. Üstelik kimi hükümet yetkilileri de aldıkları %49 oyun verdiği şımarıklıkla taraflar arasında uzlaşılan kimi kanun taslağı maddelerinden çark ederek Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’nun geç çıkmasına neden oldular.
Saydığım nedenlerle bir yıl gecikmeli olarak 2012 yılına sarkan ve iki yılda bir gerçekleştirilen toplu sözleşme çalışmalarının arifesindeyiz. Geçen yıl yaşananlardan dolayı sütten dili yanan kamu çalışanları, bu yıl beklentilerinin karşılanması noktasına haklı talepte bulunuyorlar. Bu anlamda 2014 ve 2015 yılını kapsayacak 2013 toplu sözleşme çalışmalarının iyi bir finalle kapatılması için taraflara önemli görevler düşüyor.
Gerek sendikaların gerekse konfederasyonların mali ve sosyal haklar anlamında yaptıkları hazırlıklar kimi istisnalar ve eksiklikler dışında son derece takdire şayan…Şubelerin elektronik ortamda üyelerden talep alması ya da anketlerle çalışanların nabzını yoklaması, şube yönetim kurullarının, sendika genel merkezlerinin başkanlar kurulu, konfederasyon il temsilcileri, genel merkezlerin profesyonel olarak çalışma hayatı ve hukuk uzmanları ile diğer danışmanlarından aldıkları görüş marifeti ile sendika yönetim kurulu ve konfederasyon yönetim kurulu olarak hazırladıkları raporlar, broşürler ve kitaplar bu konuda nasıl bir emek verildiğinin göstergeleridir.
Tüm bu emeğe, çalışmalara rağmen istenen başarı neden elde edilemiyor? Asıl can alıcı sorun burada yatmaktadır. Yetkili olan sendika ve konfederasyonlar, kendilerini müstağni görerek diğer sendikaları görmezden gelme, onlara hor bakma hatalarına düştükleri çin ortak hareket etme imkânı ortadan kalkıyor. Bunu gören hükümet yetkilileri ve medya mensupları ise bu durumu kullanarak sendika temsilcilerinin dolayısıyla çalışma hayatının zarar görmesine neden oluyorlar.
Toplu görüşmelerin ilk yıllarında bu konuda KESK başı çekti, sonrasında TÜRKİYE KAMU-SEN, geçen yıl ise MEMUR-SEN aynı hatayı yaptı. Hükümete yönelik eleştirilerde -haklı olsalar bile- sıklıkla sorumluluk makamının hükümet olduğunu, dolayısıyla inisiyatif alacak olanlarında yine kendiler olduğunu geçen yazılarımızda sıklıkla ifade ettik. Bu konuda da daha önce bu yönde oluşmuş bir sendikal kültür (?) olsa da, yetkili konfederasyon her ne kadar haklı gerekçeler sunup girişimde bulunmak istemese de asıl sorumluluk, şimdibaşkanlık dâhil 12 koltuğun 11’ini eline geçiren Memur-Sen’e düşüyor.
TOPLU SÖZLEŞME SÜRECİNDE SENDİKALAR İÇİN YOL HARİTASI ÖNERİLERİ:
1) Emek Platformu yeniden canlandırılamıyorsa hiç olmazsa TOPLU SÖZLEŞME PLATFORMU kurulabilmeli. Memur-Sen kendi iç bünyesindeki üye, şube yönetim kurulu, genel merkezlerden yola çıkarak konfederasyonun taleplerini büyük oranda netleştirdiğine göre diğer konfederasyonlara ziyaret gerçekleştirmeli. TÜRKİYE KAMU-SEN ve KESK’e ziyarette bulunacak olan MEMUR-SEN; BİRLEŞİK KAMU-İŞ’i hatta çok önemli sayılara ulaşamayan HAK-SEN, DESK, TÜM MEMUR-SEN konfederasyonlarına da ziyarette bulunabilir. Bu sayede sendikalar arası atışma önlenmiş olacağı gibi kavga görüntüsü de verilememiş olur. ‘Milli takım’da birlikte olma duygusu içinde emanetin hakkı en üst seviyede verilmiş olur.(Bu konuda oluşabilecek muhtemel sorunlar, konu farklılığı nedeniyle gelecek yazıda ele alınacak.)
2)Kamu çalışanlarına yönelik yayın yapan ‘kamu siteleri’,gazete ve TV merkezleri ziyaret edilerek destek istenmeli, kamuoyu oluşturulmalı; kamuoyu oluşturabilecek kişiler, kurum temsilcileri sendika merkezlerinde, toplu sözleşmenin kalbinin attığı noktalarda ağırlanmalı.
3) Nihai talepler ve eylem takvimi kamuoyuna deklare edilmeli. ‘Taleplerimiz karşılanmazsa eylem yaparız’ yerine ’her halükârda eylem yaparız‘ kararlılığı ortaya konulmalıdır. Talepler karşılandığı takdirde ‘Beklentilerimiz karşılandı, eylem yapmamıza gerek kalmadı’ demek çok da zor bir şey değil. Hatta iptal de edilmeyebilir;elde edilen başarı, eylem takvimi içinde bir karnaval havasında kutlanabilir de…
4) Toplu sözleşme görüşmelerinden önce Kamu Görevlileri Sendikaları Heyet Başkanı, Kamu İşveren Heyeti Başkanı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’le görüşerek toplu sözleşme günlerininönemli bir kısmının ‘ipe un sermek’için heba edilmesinin önüne geçilmesi sağlanmalıdır.
5)Toplu sözleşme görüşmelerinin ilk maddesi,hükümetin hazırladığı OVP (Orta Vadeli Program) kararlaştırılırken toplu sözleşmede kamu çalışanlarına verilecek zammın eşgüdüm içinde yapılabilmesi toplu sözleşme görüşmelerin eylül ayına, tercihen ekim ayına alınması sağlanmalıdır. Bu sayede hükümet, sendikalar ne zaman mali bir eleştiride veya talepte bulunursa bulunsun ‘bu talepler OVP ile uyumlu değil’ bahanesinin arkasına saklanma imkânından mahrum bırakılacaktır. Daha da önemlisi yaz tatilinin bittiği, okulların açıldığı bir zaman diliminde çalışanlar daha dinamik bir şekilde çalışma hayatlarına katıldıkları bir sırada haklarını arayabilecek, gündem oluşturabilecek, alanları doldurabilecektir. Üstelik milletin meclisi TBMM de açık olacaktır.
6) Toplu sözleşme görüşmelerinin 2.maddesi, mutlaka ek ödeme olmalıdır.
7) Toplu sözleşme görüşmelerinin 3. maddesi, sendikaların zam oranları ve buna karşılık hükümetin önerdiği zam oranı olmalıdır. Karşılıklı zam oranlarının deklare edilmesiyle son dakikada yangından mal kaçırırcasına, bir oldubittiye getirilerek önerilen zam oranlarının açıklamasının önüne geçilmiş olacaktır. Üstelik aradaki makasın kapatılması ya da ne kadar kapatılabileceği veya kapatılamayacağı da anlaşılmış olur.
8)Toplu sözleşme görüşmelerinin 4. maddesi,grev hakkı ve hakem kurulunun yapısı ile ilgili olmalıdır.
9) Daha önceden açıklanan eylem takvimi kapsamında eylemler mutlaka gerçekleştirilmelidir.
10) Yapıcı bir dil kurgulanmalı ve hayata geçirilmeli. Yeni dil başta sendikal hayata, sendikalar arasındaki ilişkiye, diyaloga hâkim kılınmalı, aynı zamanda da sendika-hükümet arasında örnek bir uzlaşma başlangıcı yapılıp zamanla sürdürülerek -taviz değil!-uzlaşma kültürü oluşturulmalıdır.
Yukarıda da kısmen değindiğim gibi hükümete, siyasete, basına, 10 hizmet kolunda yetkili konfederasyon Memur-Sen’e, 1 hizmet kolunda yetkili KESK’e, Türkiye Kamu-Sen’e, diğer sendikalara ve ilgili sosyal taraflara yönelik uyarılar, toplu sözleşme süreçleri için tehlike içeren görüşlerimizi gelecek yazıda ele alacağız.
Belki siz değerli GazeteKamu okuyucuları da sürece ilişkin farklı öneriler getirirsiniz. Ne dersiniz sayın okurlar? İki yılımızın heba olmaması için nasıl bir yol haritası oluşturulmalı?
Bu yazının tüm hakları GazeteKamu.com'a aittir. "www.gazetekamu.com" biçiminde bağlantı kurulabilir, açık kaynak gösterilmek kaydıyla içerik kullanılabilir.