Prof. Dr. Osman Köse
IELTS’nin Eşdeğerliğinin İptali Üzerine
IELTS’nin Eşdeğerliğinin İptali Üzerine
20 Şubat 2014, Perşembe
Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi ( ÖSYM), 23 Temmuz 2013 tarihinde yabancı dil sınavları eşdeğerliği tablosunu yenileyerek ÜDS – KPDS ve YDS’ye eşdeğer olarak kabul edilen sınavlar arasına International English Language Testing System (IELTS)’yi de eklemişti. Aradan altı ay gibi bir zaman geçtikten sonra da bu sefer 14 Şubat 2014 tarihinde IELTS’nin eşdeğerliği ÖSYM tarafından iptal edildi.
IELTS’nin eşdeğerliğinin kaldırılmasına gerekçe olarak, bazı vakıf üniversitelerinde ÖSYM tarafından yapılan yabancı dil sınavını geçemeyen doçent adaylarına, aynı vakıf üniversitelerinde kurulan IELTS merkezlerinde yapılan sınavlarda sorular önceden verilerek yardım edildiği, usulsüzlük yapıldığı ve kopya çektirildiğine yönelik olarak gelen şikâyetler oldu. Bu çerçevede YDS sınavlarında düşük not alıp vakıf üniversitelerinde yapılan IELTS sınavlarında yüksek not alan adaylarla ilgili de inceleme başlatıldığı söyleniyor.
ÖSYM, 14 Şubat 2014 tarihinde yaptığı düzenlemeyle IELTS’nin yanı sıra TOEFL – CBT ve TOEFL- PBT’nin de eşdeğerliklerini kaldırdı. Sadece Almanca’da TELC Deutsch GmbH ve İngilizce’de de TOEFL – IBT, CPE, CAE ve PEARSON PTE’nin eş değerlikleri geçerli olacak.
1989 yılından beri dünyada 130’dan fazla ülkede yapılan IELTS sınavları her ülkede sorunsuz yapılıyor ve bir usulsüzlük duyulmuyor, Türkiye’de bu sorumluluğu alan bazı vakıf üniversiteleri altı ayda sınavlarda her türlü yolsuzluğu yapabiliyor. Bu duruma doğrusu pes demek yerinde olur. Bu şarlatanlığı ve sahtekârlığı “hangi vakıf üniversiteleri yapıyor?” sorusunu sormak istemiyorum. Basında bu konuda dolaşan bir takım vakıf üniversitesi adları var fakat ne olursa olsun bunlar Türkiye’de oluyor.
Daha 5-10 yıl öncesine kadar ÖSYM, yaptığı sınavların güvenilirliği, ciddiliği ve pratikliği ile övünülürdü. Belki de geniş kitleleri sınav yapma konusunda ÖSYM dünyaya gururla göstereceğimiz bir kuruluşumuzdu. Fakat son yıllarda dil sınavları dâhil üniversite yerleşme sınavlarında soruların önceden verilmesi veya sonuçlara müdahale edilmesi gibi iddialar ve şayialar çokça duyulmaya başlandı. Son bir – iki yıl içinde sınav şebekelerinin ortaya çıkarılması ve bunların basında yer alması bu alandaki şayiaların söylentilerden ibaret olmayıp gerçek olduğunu göstermektedir.
Üniversitelerde yurt dışına gidemeyen akademisyenlerin en çok zorlandığı doçentlik dil sınavıdır. Bu sınava yıllardır emeklerini ve ömürlerini vererek başarılı olamayan binlerce üniversite hocası bulunmaktadır. Bu hocalar dil sınavını veremedikleri için zamanı geldiğinde Yardımcı Doçentlik kadrosuyla emekli olmaktadırlar. Fakat bunun yanında sahtekârlıklar yaparak, iddia edildiği gibi çeteler vasıtasıyla soruları önceden elde ederek veya başka bir yöntemle haksızca sınavlardan yüksek puan alanlar bulunmaktadır. İddialar eğer doğruysa bu şekilde aramızda haksız şekilde Doçent ve Profesör olanlar bulunmaktadır.
Tüm bu söylentilerden ve sahtekârlıklardan Akademik camia rahatsız bulunmaktadır. ÖSYM bu zamana kadar yapılan tüm sınavları geniş çaplı bir soruşturmaya tabi tutarak eğer bir sahtekârlık varsa bunu tespit etmelidir. Sınavlarda bu amaçla çeteler kuranlar şiddetli bir şekilde cezalandırılmalı, bu sürece bulaşan ve bu kanal vasıtasıyla pozisyonlar kazananların puanları ve eğer varsa mesleki kazanımları iptal edilmelidir.
Dünyada he ülkede güvenle yapılan ve güvenilir bir sınav olan IELTS’nin eşdeğerliğinin kaldırılması elbette üzücüdür fakat sahtekârlığın yapıldığı bir sınav haline gelmesi sebebiyle de ÖSYM tarafından iptal edilmesi yerinde bir karardır. Şimdi ÖSYM’den beklenen soruşturmayı tamamladıktan sonra bu süreci hazırlayan vakıf üniversitelerini ve haksızca puanlar elde edenleri teşhir etmektir.
Yıllardır kamuoyunda konuşulan sınav çetelerine karşı artık Türkiye geniş çaplı bir duruş sergilemek zorundadır. İddia edildiği gibi sınav sorularını veren ve değişik suiistimaller sergileyen bu çeteler tek bir merkezden mi idare edilmektedir? Kimdir bunlar? Son dönemde ortaya çıkan devlet içindeki çeteleşmelerle bir bağlantısı var mıdır? Kamuoyu bu konularda ikna edilmeli ve yapılan sınavların güvenilirliğine gölge ve şüphe düşürülmemelidir.
Türkiye kamuoyunun güvenini temin için ÖSYM’nin bu zamana kadar yaptığı tüm sınavlara yönelik kapsamlı bir soruşturma yapması artık şarttır.
Bu yazının tüm hakları GazeteKamu.com'a aittir. "www.gazetekamu.com" biçiminde bağlantı kurulabilir, açık kaynak gösterilmek kaydıyla içerik kullanılabilir.