A. Kadir Yüksel
KİM KAZANDI?
2014 Yerel Görünümlü Genel Seçimleri de geride bıraktık.
Seçimden sonra çıkaracağı gürültü, seçimden önce çıkardığı gürültüyü aratacak yeni bir döneme giriyoruz. Kazanan ve kaybedenlerinin bolca tartışılacağı günler ve buna göre adım atılacak siyaset hamlelerine şahit olacağız.
Görünüşte, Ak Parti, bir önceki yerel seçimlerde aldığı oyu % 38,8’den % 45 bandına çıkararak büyük bir başarıya imza attı. Ancak, bunun bir yerel seçim değil, genel seçim olduğunu söyleyen Başbakan Erdoğan’ı dinlersek, 2011 milletvekili seçimlerinde alınan % 49,9’luk başarının % 45’e gerilemesi demek.
Bu arada, seçim sürecinin en büyük belirleyici propagandası olan Ak Parti ile cemaat arasındaki kavgayı da göz ardı etmemek gerekiyor.
Mansur Yavaş, bir önceki seçimde MHP’den aday olmuş ve % 25 oy almıştı. Aynı seçimde CHP’nin oyu ise % 28,9 oranında. Mansur Yavaş’ın bu seçimde aldığı oy ise, % 43,92. MHP’nin bu yerel seçimde aldığı oy ise yaklaşık % 8. Buna bakarak Mansur Yavaş’ın MHP’den azımsanmayacak bir oyu CHP’ye taşıdığını söylemek zor olmasa gerek. Peki, buna mukabil eski bir MHP’linin gelmesinden dolayı, CHP’nin en CHP’li kesiminden tepki oylarının olduğunu düşünecek olursak, seçimde ciddi bir oy trafiğini görmek mümkün.
Nasreddin Hoca hikâyesindeki gibi; Mansur Yavaş’ın aldığı oy MHP’den gelme ise, cemaatin oyları nerde, yok bunlar cemaat oyları ise MHP’nin oyları nerede?
Sahi, cemaatin
oyları nereye gitti?
Bir önceki seçimde, partisiyle aynı oran olan % 38’lik oy oranıyla yarışı kazanan Melih Gökçek’in bu seçimde şu ana kadar aldığı açıklanan oy miktarı % 44,6 civarında. Ortalama 6 puanlık bir artış. Bunun anlamı, Ak Parti’den kaçan cemaat oyları olduğu gibi, Ak Parti’de kalan büyük oranda cemaat oylarının varlığıdır. Bu arada, seçim kampanyası boyunca paralel yapı ve cemaat sözlerini ağzına almayan (Beyaz TV’de her türlü aleyhte yayın yapılmasına karşın) Melih Gökçek, seçimi kazanınca, paralel yapıya gözdağı vermeyi ihmal etmedi.
Bütün bunların
sonunda, şunu söylemek mümkün:
Yolsuzluk iddiaları
gerçek bile olsa, millet olarak bunu hoş görüyoruz.
Yolsuzluk
iddialarını mağdur edebiyatıyla millete aktaran ve buradan bile oy kazanmayı
bilen bir Ak Parti var.
Savaşı başlatan
olmamasına rağmen, halen iktidarın hedefinde olan bir cemaat var.
İktidarın önemli bir
oy kaybına uğrayacağını düşünüp, ona göre plan yapan, ancak hayal kırıklığı
yaşayan cemaat dışı bir kitle var.
Başbakan Erdoğan’ın
söylediği gibi bütün seçim propagandasını cemaat-ak parti kavgasından ortaya
dökülenlerle yürüten bir muhalefet var.
Bu muhalefetin en
önemli özelliği de, iktidarda gözünün olmaması. Bunu laf olsun diye
söylemiyorum; MHP ya da CHP Genel Başkanlarının en etkileyici ve akılda kalıcı
konuşması veya mitingi hangisi, sorusuna verilecek bir cevap bulamıyorsak, bu
doğru demektir.
Bu seçimin en önemli
sonuçlarından biri de muhalefetle iktidar partisi genel başkanlarını
belirleyici özellikte olması.