Hamza Yürekli
Kahraman Müdürler Enkaz Devrediyor!
75 puan altı alıp, müdürlüğe veda eden müdürler, şimdilerde koltuklarını yeni müdürlere devretmek durumundalar.
Yönetici puanlamalarının belli olduğu 21 Ağustos tarihinden buyana durumu gözlemleyenler,gelinen noktanın farkında olmuşlardır. Çok başarılı, doğuştan müdür, ehliyetli, liyakatli, devlet adamı diye övgüler yağdırılan eski müdürler, bir anda devlet adamlığını bir kenara bırakın, bir eğitimciye yakışmayan davranış, söz ve fiillerde bulunmaya başladılar.
Benim bildiğim devlet adamı, ehliyetli, liyakatli müdür, her şart ve zamanda bu olgunluğa sahip olan kişidir. Koltuğu kaybeden müdürler, varsa eğer tüm haksızlıklara rağmen, okuluna ve öğrenciye son ana kadar hizmet etmeği görev addetmelidir. Arkalarından ağıt yakılacaksa böyle kişilere yakılmalıdır. Yoksa “benden sonrası viran” anlayışı ile hareket eden müdürler varsa eğer, bırakın ağıt yakmayı görevden uzaklaştırmalarda geç bile kalınmıştır.
Bu hafta, bir kısım okullarda müdürlükler el değiştiriyor. Yeni okulu hakkında kısa bir araştırma yapan müdürlerden hep aynı serzeniş geliyor; “aile birliğinde para kalmamış, borçlar var, sınıflar alabildiğine şişirilmiş, boya badana yapılmamış vb.” Hani çok ehliyet ve liyakat sahibi bu arkadaşlar değil miydi? Böylemi olmalıydı? Ben müdürsem okulla öğrenciyle ilgilenirim. Değilsem bana ne. Kimin ne hali varsa görsün. Yazık hem de çok yazık. Şuana kadar öğretmen olanlar, ben müdür değilim diye derslerinin gereğini mi yapmadılar? Okula hainlik mi yaptılar? Şimdi ne oldu? Sadece roller değişti. Herkes eğitimci ve üstlendiği rolde eğitimin gereğini yapmalıdır. Yoksa babadan miras müdürlük anlayışı ile hareket edilirse kaybeden bu ülke olur.
Elbette görevi sonlananların tamamı aynı anlayışta değil. Gerçekten eğitimci olanlar koltukların geçici olduğunun farkında olarak, aldıkları emaneti sağlam teslim etmenin mutluluğunu yaşamak istiyor. Bu anlayıştaki arkadaşların tamamını, yeni atamalarda en güzel okullara layık görmek lazım.Zira gerçek adamlık bu tür ilkesel davranışlarda gizlidir. Fakat çoğunluk işleyişi tıkamak için ellerinden geleni yapıyor. Niye ben müdür değilim? Bu nasıl bir anlayış? Bu anlayışa biz yıllarca çocuğumuzu teslim etmişiz. Bencil, pragmatist bir anlayışın, liderlik yaptığı bir eğitim kurumunda okuyan çocuklar ne öğrenmiş olabilir dersiniz?
İnsanların iyi yada kötü olup olmadıkları menfaate dokununcaya kadar derler. Kendi koltuğunu kaybetmenin hırsını 500-1000 öğrenciden almaya çalışan bir yönetici anlayışının, koltuğunda bir dakika dahi durmaması gerekir.
Bu yazının tüm hakları GazeteKamu.com'a aittir. "www.gazetekamu.com" biçiminde bağlantı kurulabilir, açık kaynak gösterilmek kaydıyla içerik kullanılabilir.