Mustafa Kır
'Her Sınıfın Bir Yetim Kardeşi Var' Projesi Peygamber Projesidir
Çankaya Deneme Anadolu Lisesiöğrencileri yetimlere sahip çıktı. Deneme lisesindeki 36 sınıfın hepsi“Her Sınıfın Bir Yetim Kardeşi Var” Projesine verdikleri destek dolayısıyla okulda düzenlenen törende konuşan Mustafa Kır " Her sınıfın bir yetim kardeşi var" Projesi bir peygamber projesidir ‘dedi.
Kır'ın törende şunları söyledi; İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı (İHH) ile Milli Eğitim Bakanlığının geçen yıl başlattığı “Her Sınıfın Bir Yetim Kardeşi Var” Projesine,bu yıl Eğitim-Bir-Sen ile Diyanet İşleri Başkanlığı da paydaş olarakkatılmışlardır.Annesini,babasını veya hem annesini hem babasını kaybeden yetim ve öksüz çocukların dertlerini ve sıkıntılarını hafifletmek,maddi, manevi ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla başlatılan "Her sınıfın bir yetim kardeşi var"projesi belki de insanlık tarihinin en hayırlı projesidir.
Bu proje ile yeryüzünün farklı bölgelerinde savaş, işgal, doğal afet,çatışma,yoksulluk, ölümcül hastalık gibi olumsuz vakalardan dolayı her güniki saniyede bir çocuğun anne veya babasını kaybederek yetim kaldığı bu sayının yılda 3,5 milyona ulaştığı gözler önüne serilerek dünya da yaşanan yetim gerçeğine dikkat çekmiştir.
UNİCEF'in "Dünya Çocuklarının Durumu Raporu"na göre7 milyarı aşan dünya nüfusunun 2,2 milyarını çocuklardan meydana geldiği ve bu çocuk nüfusun ise 143 ila 210 milyonunun anne veya babasını kaybeden yetim çocuklardan oluştuğu açıklanmıştır.
Ancak,UNİCEFtarafından sağlıklı veriye ulaşılamadığı gerekçesiyle aralarında yüksek yetim nüfusu barındıran Afganistan, Pakistan, Irak,Filistin,Sudan, Bangladeş,Etiyopya,Endonezya,Nijerya,Hindistan ,Çin, Doğu Türkistan ve Suriye,Filistin gibi çok sayıda ülkelerin yetimleri bu rakama dâhil edilmemiştir.
Yetim çocuklar kriz ortamlarının suiistimale açık savunmasız bireyleridir
Bu rakamlar da hesaba katıldığında dünya yetim çocuk sayısının 300 ile 400 milyon rakamı arasında olduğu tahmin edilmektedir.Anne veya babasını kaybeden öksüzve yetim çocuklara ilaveten anne veya babası hayatta olmasına rağmendesteğe ihtiyaç duyan çocuklar da bu hesabın dışında tutulmuştur.
Şu iyi bilinmelidir ki, yetim ve kimsesiz çocuklar kriz ortamlarının suiistimale açık savunmasız bireyleridir. İnsan kaçakçılığı,istek dışı evlilik, evlatlık, çocuk askerliği, çocuk işçiliği,organ mafyası, fuhuş sektörü, dilenci şebekeleri, misyoner örgütler,madde bağımlılığı ve çeşitli suç örgütleri, korumasız çocukların karşı karşıya kaldığı en korkunç tehditlerden bazılarıdır.
Her çocuk doğuştan itibaren başta yaşama hakkı olmak üzere, eğitim vesağlık desteği, beslenme,barınma, fiziksel ve psikolojik sömürüye karşı korunma,sosyal hizmetlere erişim gibi temel haklara sahip olmasına rağmen, ne yazık ki, uluslararası toplum, yetim ve kimsesiz çocukları istismara karşı koruma ve temel haklarını garanti altına alma noktasında sorumluluğunu yerine getirmede aciz kalmıştır.
Uluslararası toplum yetimleri koruma ve kollamada sorumsuz davranıyor
Uluslararası toplum yetim ve yoksulları koruma ve kollama konusunda sorumsuz davransa da annesini ve babasını kaybederek hem yetim hem de öksüzkalan ve her zaman sofrasına bir yetim çocuk bulundurmayı alışkanlık haline getiren bir peygamberin ümmeti olarak, " Her sınıfın bir yetim kardeşivar" projesine sahip çıkmakbiz Müslümanların en başta gelen sorumluluğudur.
Bu proje sadece MEB,Memur-Sen,İHH ve Diyanet İşleri Başkanlığının omuzlarında kalmamalı ,sadece sınıflarla sınırlı tutulmamalıdır. Her vakfın, herderneğin,herokulun, hersınıfın, herkurumun, her fabrikanın her işyerinin ve her ailenin bakmakla mükellef olduğu bir yetimivar projesine dönüşmelidir.
Bilindiği üzere çok küçük yaşta babasız kalan çocuğa yetim, anasız kalan çocuğa ise öksüz denir. İnsanlar içinde ilgiye, alâkaya, sevgiye, sosyal güvenceye ve yardıma en çok muhtaç olanlar yetim ve öksüz çocuklardır. Bunları himaye etmek, ellerinden tutmak, ihtiyaçlarını gidermek, mallarını korumak, haklarını gözetmek,tahsil ve terbiyeleri ile ilgilenmek, büyüyüp gelişmesi için gayret göstermek toplum olarak en büyük vazifelerimizdendir.. Öksüzleri ve yetimleri korumak Allahın müminlere emaneti, Peygamberin sünneti, Ashabın adetidir. Onları yalnızlığa terk etmek ise emanete ihanettir.
Hem babadan yetim, hem de anadan öksüz olan bir peygamberin ümmetiyiz
Peygamberimizin kendi evinde hiç yetim eksik olmamıştır. Hz. Hatice ile evlendiğinde, Hatice validemizin ölen kocasından Hint isminde ki erkek yetim çocuğuna kendi öz çocuğu gibi bakmış ve Onu yetiştirmiştir.
Hem babadan yetim, hem de anadan öksüz olan ve yetimliğin ve öksüzlüğün ne demek olduğunu bizzat yaşayarak öğrenen peygamberimiz savaşlar sonunda şehit düşen Sahabelerin yetim çocuklarınınihtiyaçlarını gidermiş ilgisini ve sevgisini hiçbir zaman onların üzerinden eksik etmemiştir.Bazılarını da bizzat kendi himayesine almıştır.
Onun için yetimleri korumak ve gözetmek, aynı zamanda Sevgili Peygamberimize karşı bir borçtur. Peygamber Efendimiz bir hadisinde ; "Yetim işlerine bakan onları koruyup gözeten kimse , ister yetimin akrabasından olsun, ister yabancılardan olsun, benimle o kimse Cennette (orta parmağı ile şahadet parmağını biraz açarak) şu iki parmak gibi bulunacağız","Ben iki zayıfın; yetim ile kadının hakkına tecavüz etmeyi yasaklıyorum!, Yetimi ağlatmaktan sakının Şu iki zayıf hakkında Allahtan korkun dul kadın ve yetim çocuk" buyurmuştur.
Ashabı kiram da yetimleri gözetip, onları yedirip, içirmeyi maddi ve manevi yardımlarda bulunmayı kendilerine vazife edinmişlerdir. Hazret-i Ömer'in oğlu, sofrasında bir yetim bulundurmadan yemek yememiş, yolculukta bile, bir yetim bulup, öyle yemek sofrasına oturmayı adet haline getirmiştir.
Yetimin kalbi hassastır. Gözü yaşlıdır. Boynu büküktür
Yetimin kalbi hassastır. Gözü yaşlıdır. Boynu büküktür. Elbisesi sökük, ayakkabısı deliktir. Yetimin sadece başını okşamak bile çok büyük bir sevap ve Cennet müjdesidir.ÇünküEfendimiz:"Kim sırf Allah rızası için şefkatle yetimin başını okşarsa, elinin değdiği saçlar sayısınca ecir ve sevap kazanır. Buyurmuştur.
Yetimin hakkını koruyup gözetmeyi C.Hak bizzat üstüne almıştır.. Birçok şehirlerin batmasına, sarayların ve köşklerin yıkılmasına yetimlerin ahı sebep olmuştur. Bu sebeple yetime haksızlık etmekten, yetim malı yemekten şiddetle kaçınılmalıdır.
Yetim çocuklara bakmak, ihtiyaçlarını karşılamak, bakım ve eğitimleri ile meşgul olmak insanın şahsiyeti ve karakteri ve ahlâkı üzerinde de büyük etki yapmaktadır.
Peygamberimiz Allah'u Teala yetim bulundurulan ve ona iyilik edilen evi sever. Yetime yakın ol, Ona acı, başını okşa, beraber yemek ye. Böyle yapanın kalbi yumuşar.ve ihtiyaçları karşılanır. Yetimlerin fakirlerin geçimini üstüne alan , Allah yolunda ki bir mücahit gibi veya gündüzünü oruçla gecesini namazla geçiren kimsenin sevabına kavuşur. buyurmuştur.
Savaşlar babaları alır götürür, geride parçalanmış yürekler kalır: Dul eşler, yetim çocuklar!
Bilindiği üzere Irakta işgal güçlerinin yaptığı katliam ve iç çatışmalarda öldürülen bir milyondan fazla Irak'lının geride 5 milyon yetimi kalmıştır. Yine yarım asrı aşan bir süreden beri İsrail saldırılarına maruz kalan Gazze'de Filistin'de, Hala Esed zulmü ile boğuşan Suriye'de Çin zulmü altında inleyen Doğu Türkistan’da, bunun dışında Hindistan,Afganistan,Pakistan,Çeçenistan, Arakan,Mali,Somali,Endenozya, Nijerya ve güney Afrika gibi ülkelerde açlık,kıtlık,doğal afet savaş işgal ve şiddet sebebiyle milyonlarca çocuk annesiz babasız bizlerin himmetine muhtaçtır.
Bu gün Hıristiyan misyoner cemaatlerinin himayesinde 4 milyondan fazla yetim ve kimsesiz çocuğun bulunduğu ifade edilmektedir. Bu çocuklar Müslüman olarak doğdukları halde ne yazık ki bizlerin ilgisizliği sebebiyle misyonerlerin ellerinde Hıristiyanlaştırılmaktadır. Yine on binlerce çocuk anasını babasını kaybetmiş ilgisizlik sebebiyle organ mafyasının kadın kız tacirlerinin hedef tahtası haline gelmiş ya da hayatın acımasız şartlarına terkedilmiştir.
Cenabı Hak hepimizi ülkelerimiz farklı olsa da bu çocuklarla imtihana tabi tutmaktadır. Bizler çocuklarımızın torunlarımızın yemediğinden şikayet ederken, ne yazık ki ülkemizde ve diğer ülkelerde yetimlerin ağızlarına yemek tutacak neanne ve babaları ne de ağızlarına götürecek lokmaları vardır.
"Her sınıfın bir yetim kardeşi var" projesi Peygamber Projesidir.
İHH,MEB,Eğitim-Bir-Sen ve Diyanet İşleri Başkanlığının ortaklaşa sürdürdüğü insani amaçlı "Her sınıfın bir yetim kardeşi var" projesine Deneme Lisesinin değerli ve duyarlı öğrencileri de sahip çıkarak 36 sınıfının tamamı gönül sofralarında bir yetim kardeşine yer ayırdılar.Ankara'da bir örnekliğin altına imza attılar. Temenni ediyoruz ki bu örnekliğin yansıması tüm okullarımıza dalga,dalga yayılsın ve bu yıl hedeflenen 50 bin rakamına ulaşılmış olsun.İHH,MEB, Memur-Sen ve Diyanet İşleri Başkanlığının "Her sınıfın Bir Yetim Kardeşi Var!" Projesi sofrasındaher zaman bir yetim bulundurmayı adet edinen Peygamberin ve ashabının Projesidir.
Dünyanın neresinde olursa olsun yetimlere sahip çıkmak ,onlara maddi ve manevi destek sağlayarak,şefkat ve merhamet göstererek acılarını,dindirmek İslami bir görev olduğu kadar insani bir sorumluluktur. Özellikle İslam coğrafyasında durmak bilmeyen savaş, işgal, şiddet sebebiyle var olan yetim sayısı sürekli ivme kazanmaktadır.
Elbette yetimleri korumak,kollamak bizim görevimizdir. Anaları babaları alıp götüren, silip süpüren, ülkelerin tarihlerini, kültürlerini hak ile yeksan eden savaşları durdurmak başta BM ve Uluslararası güvenlik kurullarının görevidir.
Savaşsız,sömürüsüz,barışın kardeşliğin hakim olduğu bir dünya dileğiyle bu projeye destek veren Deneme Anadolu Lisesinin tüm öğrencilerine özellikle Okul Müdürümüz Fahmettin Aydın ve tüm öğretmenlerimize şükranlarımı sunuyorum.