Her toplumsal olayda eleştirilerin odağına kona konulan polisin Gezi Parkı olaylarında karşı karşıya kaldığı eleştiri, hakaret ve saldırılar, polisin neden böyle agresif davrandığı tartışmalarını gündeme getirmişti.

Son günlerde yaşadığımız Mısır’daki cuntayı protesto eylemlerinde, polise hiç iş düşmediği ve polisin eylemcilere hiçbir müdahalede bulunmadığını görenlerin aklına elbette Gezi Parkı olayları geldi.

2013 içince günlerce süren iki eylem de polis iki farklı yüzünü gösterdi.

Zira ilk eylemciler İstanbul da Gezi parkında Ankara da Kızılay ve Kuğulu parkta çevre ve özgürlük için eylemlerde de bulundular.

Sonrasında ise Mısır da ki darbe sonrasında yapılan katliamlara karşı demokrasi için İstanbul da Saraçhane Parkında Ankara da ise Sıhhiye Abdi İpekçi parkında yapılan eylemler.

Polis Yolları kapatıp önlerine gelen her resmi aracı ve bankı dahi yakanlara biber gazı sıktı.

Belirlenmiş eylem alanı dışına çıkmayanları seyretti.

Polis, insana yakışmayan ağır küfürleri yapan ve yazanlara gaz sıktı, marşlar ezgiler ile eylem yapanları seyretti.

Polis, vatandaşlara saldıran gezicilere gaz sıktı ancak eylem yerinde namaz kılanları seyretti.

Polis, pisliklerini gezide yapanlara gaz sıktı ancak her eylem sonrası mıntıka temizliği yapanlara hiç ses çıkarmadı.

 Burada iki yüzlülük(!) yok mu?

Mıntıka temizliği eylemcilerin görevi mi Belediyelerin Görevi mi?