Kadının Sesi
Şimdi Düşünme Zamanı
'Muhammed ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler geldi geçti. Şimdi siz, eğer O ölür veya öldürülürse arkanıza mı döneceksiniz? Her kim arkasına dönerse, elbette Allah'a bir zarar verecek değil; fakat Allah, şükredenleri yarın mükafatlandıracak.' (3/144)
İşte gayeyi, amacı, hedefi öne çıkaran bir açıklama. Düşünceyi ölümlü olmaktan kurtaran mesaj.
Bizler insanız. Çocuk, genç, olgun ve yaşlı oluruz. Bunlar kaçınılmaz süreçlerdir. Kalıcı olan toplumdur. İnsandır. İnsanlıktır. Sürekli olan aktarımdır. İyi ve güzel olanlar yaşanarak genç nesillere devredilebilir. 'İyiliği emretmek, kötülükten alıkoymaya çalışmak' hepimizin görevidir.
Güzel işler yapanlar öldükten sonra da bu dünyada eserleriyle yaşayacaklardır. Eğitimcilerin işi bugünü doğru yaşamak ve geleceği inşa etmektir.
Sorunlarla uğraşan değil, sorunlar ortaya çıkmadan yolunu açabilen bir birey hedeflenmelidir.
Eğitimin amacı insanı yaşatmak olmalıdır. Hayata dönük bir eğitim tasarımı yapılmalıdır.
Eğitim insan hayatına bir bütün olarak bakmalı, yaşamı maddi, manevi, uhrevi diye parçalara ayırmamalıdır. İlk insanla başlayan insanlık zincirinin bütün yönleriyle zenginleştirilerek devam ettirilmesi planlanmalıdır.
Yaşadığımız zaman dilimindeki sorumluluklarımızı iyi tanımalı ve çözümü için kafa yormalıyız. Bir basamak çıkmış olmak ancak hızımızı artıran bir etken olmalıdır.
'Ne zaman ki üzerine gece kapladı; bir yıldız gördü, ' Benim Rabbim Budur dedi.'
'Ne zaman ki ayı doğmak üzere iken gördü,' Rabbim bu imiş ' dedi. Bir de batınca; 'yemin ederim ki, Rabbim beni doğru yoluna iletmeseymiş, şüphesiz şu şaşkın topluluktan olacakmışım' dedi.
'Ne zaman ki, güneşi doğmak üzere iken gördü, 'Benim Rabbim işte budur, bu hepsinden büyük ' dedi.' O da batınca, ey halkım haberiniz olsun ki ben, sizin ortak koştuğunuz şeylerden uzağım ' dedi.
(6/76,77,78)
Burada Hz. İbrahim' in düşünme yöntemini görüyoruz. Hz. İbrahim yıldızdaki özellikleri yeterli bulsaydı nerede kalırdı? Ya da ay ve güneşin seyrini izlemeseydi?
Sosyal hayatta hak ettiğimiz yeri dolduramazsak birileri o alanı doldurur. Bin bir zahmetle büyüttüğümüz çocuklarımızı bize ve değerlerimize yabancılaştırırlar. Yakın tarihimizde bunun örnekleri çoktur. Gençlerimiz günübirlik yaşayan, gününü gün eden bireyler olmak yerine sorumluluk sahibi, toplumun sorunlarıyla ilgilenen, duyarlı, okuyan, araştıran, düşünen nitelikler taşımalıdırlar. Bugün pek çok gencimizin bir üniversiteye gitme imkanı bulması daha geç sorumluluk almalarına neden olmaktadır. Bu nedenle özellikle öğrenci gençlerimiz ek uğraşlarının yanında bir sivil toplum kuruluşunda toplum yararına sorumluluk almalarına destek olunmalıdır. Zaman hızlı akmaktadır. Şimdi toplumun önündeki pek çok kişinin gençlik yıllarında bir sivil toplum oluşumlarında çalıştıkları görülür.
Bizler her alanda üretmeliyiz. Toplumun merkezinde orta ümmetin bireyleri olarak yaşamalıyız. Sorumluluk almaktan kaçınmamalıyız.
Alanlarda yoksak; kararlarda da yok oluruz.