Kadının Sesi
Kadına Bakışımız
Demokratik toplumlarda
kamusal alan; eşitlik, özgürlük ve farklılıkların bulunduğu bir ortak
platformdur. Kadının kamusal alandaki demokratikleşmesi özel alanında
gerçekleşmiyorsa, devletin sembolik birer figürleri olarak temsil edilmekten
öteye geçemez.
Yasalar önünde eşitliği
savunan devlet feminizmi eğitim ve iş hayatında fırsat eşitliğini hukuki
reformlarla kadınlara sunmaya çalışmıştır. Fakat kırsaldaki kadının çaresizliği
ile şehirdeki kadının tükenmişliğine çözüm olamamıştır. Kadınlar
kırsalda geleneğin, şehirlerde modernliğin içine hapsedilmiştir. Kadınlığın
kültürel tanımlarının ve cinsiyetler arası asimetrinin sorgulanması şansı
olmamıştır.
Düşünce itirazla
gelişir. Toplumlar modern kültür içinde akarken öyle bir tipte yetişirsiniz ki
aldığınız her eğitim yararlı hale gelmez. Eğitim, kadında prangalar
oluşturuyorsa,mutlak itaat ve efendi-köle sistemini içeriyorsa, yapmayın daha
fayda-lı olursunuz. Baştan sona itaate dayandırılmış bir kültür kadınlara ne
kadar özgürlükçü ve eşitlikçi yaklaşabilir.
Modernleşen Türkiye’de
aydın geleneğin kuvvetli hale getirilmesinin bir ihtiyaç olduğunun bilinmesi, adaletsizliğin, sömürünün ve eşitsizliğin
toplumca kabul edilmesi, geleneksel toplumların kadın ile ilgili sorunları nasihatle
çözemeyeceğini anlaması gerekmektedir.
Günümüz Türkiye’sinde siyasal
örgütlerde, karar alma kurum ve süreçlerinde kadın katılımı ve rolü yok denecek
kadar azdır. Kadın; siyaset programı kapsamında eğitim, sağlık, siyasi temsil,
çalışma yaşamı ve şiddetin önlenmesi konularında kadın sorunlarının çözümü için
yapılan düzenlemelerin uygulanabilir olması ve geçerliliğini koruması gerekir.
Her kadının önce insan
olduğu bilinciyle hareket edilip, kadın sorunlarına küresel ölçekte
duyarlılığın oluşmasını desteklemeliyiz. Uygarlıkların seviyesinin kadınların
hayat standartlarıyla ölçüldüğü unutulmamalıdır.
Bu yazının tüm hakları GazeteKamu.com'a aittir. "www.gazetekamu.com" biçiminde bağlantı kurulabilir, açık kaynak gösterilmek kaydıyla içerik kullanılabilir.