Elbette etmemesi gerekir.  Ancak etmeseydi;

Dün yöneticilerle rotasyonu tartışıyorduk, bugün de tartışıyoruz.

Dün norm fazlasını tartışıyorduk, bugün de tartışıyoruz.

Dün eş durumu özrünü tartışıyorduk, bugün de tartışıyoruz.

Dün il emrini tartışıyorduk, bugün de tartışıyoruz.

Dün ders kitaplarını tartışıyorduk, bugün de tartışıyoruz.

Dün kılık kıyafeti tartışıyorduk, bugün de tartışıyoruz.

Dün sayın bakanın okul müdürü atamalarını tartışıyorduk, bugünde şube müdürü atamalarını tartışıyoruz

Dün soruların el altından sızdırılmasını tartışıyorduk, davayı sonuçlandıramadık bugün de tartışıyoruz.

Dün 5+3 sistemini  tartışıyorduk, tam sistem oturdu derken, bugün 4+4+4 sistemini tartışıyoruz.

Okul dönüşümlerini tamamlayamadık. Hala hangi okul ilkokul olsa hangisi ortaokul tartışması yapıyoruz. Tartışma meclise kadar uzandı.

Yeni sisteme göre oluşturulan norm kadrolar onaylanıp dönmedi. Dönsün onu da tartışacağız.

Liselerin adını değiştirip tamamına yakınını Anadolu Lisesi yapmıştık kalanları da geçen günlerde bir yazı ile Anadolu yaptık hayırlı olsun. Bu olayı pek kimse tartışmadı; ama liselerin hepsi Anadolu olduğuna göre bütün bu okullara Anadolu Öğretmeni gerekmez  mi?. Normal lise öğretmenlerinin atanacağı kurum kalmadığından hepsi norm fazlası oldu. Bundan sonra da bunları tartışacağız.

SGK’nın istediği bilgileri MEBBİS üzerinden ayıklayıp veremedik, çalışanlara form doldurtuyoruz ve bu bilgileri aktarmak bu kadar zor mu diye tartışıyoruz. 

O kadar demokratik bir ülkeyiz ki, gerçekten çok tartışıyoruz. Bu kadar tartışma sonucunda ortak noktada uzlaşamıyoruz. Uzlaşmış olsaydık yönetici atama taslağında sözlü sınav olmazdı. 

Tartışma kültürümüzden asla vazgeçmeyeceğiz. Yapılanları ve yapılacakları değiştiremesek bile en azından tartışalım ki  kendi vicdanlarımızı rahatlatırız. 

Saygılarımla.