Bir sınıf öğretmeni. Üniversiteyi bitirmemiş, öğretmen okulu mezunu. Onun için öğrenci en büyük hazine. Okulda dayak atmayan tek öğretmen. Buna karşılık herkesten daha iyi sınıf yönetiyor. Gönüllü tek öğretmen.Ders bittikten sonra fazladan birkaç saat ders yapıyor. Hüsnü Öğretmen, yılların tecrübesini sevgiyle yüreğinde yoğurmuş. O’nun dünyasında kin yok. Nefret yok. Hep sevgiyle beslerdi öğrencilerini. Sınıfta bir sevgi iklimi oluştururdu. Bu iklim bütün bir sınıfı sarardı. Öğrenciye cesaret verirdi.

       Hüsnü Öğretmen sınıf yönetimi okumamıştı. Ama öğrencinin doğasını çok iyi çözüyordu. Öğretmenler arasında çok sevilen birisiydi. Aynı şekilde öğrenciler tarafından da çok seviliyordu. O’nun sınıfında korku rüzgarları esmezdi. Öğrencileri sürekli derse katmaya çalışırdı. Sorduğu sorulara cevap veremeyen öğrenciyi tahtaya kaldırır, ayağa kalkan öğrenci bütün sınıf arkadaşlarına selam verir ve yerine ondan sonra otururdu. Bu, sorulan sorunun cevabını bilememenin cezası idi.

       Hüsnü Öğretmen lider bir öğretmendi. Her öğrenci O’nun kalbinde yaşardı. Bakışları ile pozitif enerji yayardı. Bir gün Nemci derse geç kaldı. Dışarıda beklemektense derse girmeyi tercih etti ve girebilir miyim dedi? Öğretmen, ders anlatımına devam ederek girebileceğini beden diliyle ifade etti. Hüsnü Öğretmen Necmi’ye gözleri ile baktı. Bu sözel olmayan Hüsnü Öğretmene özgü bir uyarıydı. Nemci bu uyarı karşısında birkaç dakika ağladı. Hüsnü Öğretmen Necmi’yi yatıştırmaya çalıştı. Nemci bu olaydan sonra derslerine asla geç kalmadı.

       Hüsnü Öğretmen’in çok etkileyici bir gücü vardı. Bu şiddet ve tehdide dayalı bir güç değildi. Bu güç O’nun gözleriydi. Sınıfı gözleriyle  yönetirdi. O’nun bir bakışı yeterliydi. Bir saygı kültürü oluşturmuştu. Hüsnü Öğretmen. Her öğrencinin kişiliğinde bir pencere açmıştı. Öğrencileri O’nu efsanevi bir öğretmen olarak hatırlamaktadır.

       Hüsnü Öğretmen benim de öğretmenimdi. O’nu hayatımın hiçbir anında unutamadım ve unutacağımı da zannetmiyorum. O’nu her hatırlamamda şükranla anıyorum. Bol bol spor yapardı. Şu günlerde 85 yaşları civarında olmasına rağmen tığ gibi bir delikanlı görünümü var. Ben 8-9 yıllık ilkokul öğretmenliğim süresince Hüsnü Öğretmen’i kendime model aldım. Öğrencilerimle olan ilişkilerimde de  hep Hüsnü Öğretmen’den örnekler verdim. O’nun gibi olmaya çalıştım. 12-13 yıllık Eğitim Fakültesi öğretmenliğim süresince de, okuyup öğretmen olacak öğrencilerime, Hüsnü Öğretmen’in yaşantı ve uygulamalarından örnekler vermeye çalıştım. Fakülteyi bitirip şu an öğretmenlik yapan çoğu öğrencimle iletişim içerisindeyim. Hepsi de başarılı süper öğretmenler. Bütün öğretmenlerimi ve öğretmenleri sevgi ve saygı ile anıyorum.