GAZETEKAMU / ÖZEL HABER - SOKAK SAVCISI

Geçtiğimiz günlerde Milli Eğitim Bakanlığı'nca Antalya'da düzenlenen bol tartışmalı 19. Milli Eğitim Şûrası ve Diyanet İşleri Başkanlığı'nca yürütülen 5. Din Şûrası'nın ardından, ilginç bir şûra daha gerçekleşti. İşte o haberi paylaşıyoruz.

Cansel Hanım hafta boyunca, heyecanla bugünü beklemiş ve bugüne hazırlanmıştı. Kahvaltı köşesinde her şey titizlikle düşünülmüş, renk renk sandalyeler, kırlentler ve abajurlarla dekore edilmişti. Masaya şıklık katan kırmızı mumluklar, kelebek şeklindeki aynalar ve kış mevsimine inat mis gibi kokan nergisler diğer detaylardandı. Sofrada herkesin beğenisinin tek tek düşünülerek hazırlanmış olduğunu gösteren, sayısız çeşit vardı. Ahmet GÜNDOĞDU çok sevdiği için havuçlu tarçınlı kek, Veli DEMİR için patates kızartması ve İsmail KONCUK için de otlu çörek özellikle yapılmıştı…

Tüm bu detayların sebebinin şûranın tek gündem maddesinin ‘kahvaltı’ olmasına yönelik olduğu hemencecik fark ediliyordu. Gerçi masaya yatırılacak başka herhangi bir konu için de boş yer görünmüyordu!

Konuklardan Kamuran KARACA ; ‘Ben bu sofrayı gördüğümde zerre kadar şaşırmadım, çünkü Cansel’in böyle hamarat olacağı demeçlerinden belli idi’ dedi. İsmail Bey ise, ‘Masanın şıklığı Canselciğimin rafine zevkini yansıtıyor.’ dedi.

Misafirler yavaş yavaş gelmeye başlamıştı. İsmail Beyle, Kamuran Bey hemşehri olmalarından dolayı yan yana oturmuş, memleket sohbeti çoktan açılmıştı. Bu durum içeriye henüz giren Ahmet Beyin gözünden kaçmamış ve‘ Olmaz Efendim olmaz !!! Bugün karma oturacağız.’ diyerek her ikisinin arasına yerleşivermişti.

Kapı zili yine çalmış, konukları Cansel Hanım’ın hukuk okuyan küçük oğlu Sedat karşılamıştı. Sedat’ın ‘Nabi Amcalar !’ diyerek, içeri seslenmesiyle Cansel Hanım’ın kapıda belirmesi bir oldu. Bakan Bey, elinde ev sahibesinin en çok sevdiği ‘Orkidelerle’ ve yanında büyük yeğen Yusuf ile iştirak ediyorlardı.

Nabi Beylerinde içeriye girişiyle artık eğitimin zirvesi tamamlanmış ve nihayet kahvaltıya başlanılabilirdi.

Herkesin, servis tabağını bir güzel doldurduğu esnada,Veli Bey’in, Cansel Hanım’ın tabağındaki yiyeceklerin azlığına dikkat çekerek ‘Küba kahvaltısı mı takılıyorsunuz Efendim !.. demesi konukların yüzünde bir gülümseme meydana getirir. Ahmet Bey ise, elini, nefis olmuşlar anlamında yaptıktan sonra

‘ Çaylar sınırsız mı?’ diyerek ortamı neşelendirir. Cansel Başkan da ‘Evet çaylar sınırsız ve Bakanlıktan’ şeklinde yanıtlayarak, masanın keyfine keyif katar.

Çaylar içilirken İsmail Başkan bir ara, gramofondaki 45’lik plaktan gelen hoş sese kulak kesilir ve Kamuran Başkana dönerek, söyleyen sanatçıyı hatırlayıp hatırlayamadığını sorar. Kamuran Bey ise ,’Fikrim yok, içimizdeki tek akil insan Ahmet Başkan, ona sormalı’ diyerek takılır. Bakan Beyin ise ‘Börekler harika!’ dediği sırada, Cansel Hanım’ın, böreklerin Osman Bey’in ikramı olduğunu söylemesiyle, Veli Başkan muzip bir tavırla hemen araya girerek ‘Osman BAHÇE, bahçede yeşillik yok muydu? demesi masadakileri kahkaha tufanına sokar.

Ahmet Başkanın, Cansel Başkana yumurtaları rafadan yapabilmek için, ne kadar süre beklediği konusunda ki merakını giderdiği esnada, pencereden ‘ Şimdi kahvaltı zamanı değil, çıkın içeriden, yoksa yanacaksınız !’ şeklinde bir ses duyulur. Pencereden sesin geldiği tarafa doğru bakınan ev sahibi Cansel Hanım, Cem KANIBİR’i görür ve o dumanın mutfaktaki çaydanlıktan çıkan buhar olduğunu söyler. Cem Bey kahvaltıya yapılan daveti ise konukların güvenliğini(!) sağlamak için bahçede kalacağını belirterek reddeder.

Veli DEMİR ise yeğen Yusuf’un neden düşünceli olduğunu merak ettiğinde, amca Nabi Bey, geçen hafta ateşelik mülakatlarına girdiğini merakla neticeyi beklediklerini söyler. Osman Beyin ise soruları bilip bilmediğini sormasının hemen ardından, İsmail Başkan da ‘ Keşke delikanlıyı ateşe(!) atmasaydınız.’diyerek espiriyi patlatır.

Cansel Hanım nefis ev yapımı zeytin ezmesinin tarifini, Kamuran Başkan’a anlatmasının ardından boşalan bardaklar için gittiği mutfaktan döndüğünde, bir sürprizle karşılaşır. Çünkü herkes elinde hediye paketi ile kendisine iyi ki doğdun şarkısını söylemektedir...

Sürçi lisan ettiysek affola, bir gün bu türden manzaralarla karşılaşabilmek dileğiyle.

Saygılar

Sokak Savcısı ([email protected])