Sokak Savcısı
Nöbetçi Öğretmene Çözüm
Tüm sendikaların, ‘ordu malı’ izleri taşıyan, ‘nöbetçi öğretmen’ uygulamaları karşısında, aynı çabayı göstermeleri oldukça önemlidir. Yıllardır dillendirilen bu konuda, pastadan pay kapma yarışına girmeden, sonuç almaya odaklanılmalıdır. Bizler de, çözüm önerilerinde bulunarak ve daha evvel yayınladığımız ‘Nöbetçi Öğretmen Abuzer’ i tekrar yayınlayarak, sürece katkıda bulunmak istiyoruz.
İlk olarak, İngilizcede ‘bekçi, muhafız, kazık’ anlamlarında kullanılan ve ‘Nöbetçi Öğretmen’,‘Nöbetçi Öğrenci’ ifadelerinde geçen ‘Nöbetçi’ kavramından vazgeçilmelidir. Çünkü bizler ‘Asker’ veya ‘Er’ terimleri yerine dahi, sevgi yüklediğimiz ‘Mehmetçik’ i kullanarak yüceltmiş bir toplumuz. Dolayısıyla ‘nöbetçi’ kelimesi yerine eğitimsel içerikli bir kavram kullanılmalıdır. Örneğin beyler için ‘Can Öğretmen,Gözcü Öğretmen’, bayanlar için ‘Candan Öğretmen, Canan Öğretmen, Gözde Öğretmen’ veya öğrenciler için ‘Can Öğrenci ,Canan Öğrenci Candaş Öğrenci, Gözde Öğrenci’ vb.. ifadeler kullanılabilir.
Sonrasında ise ‘Can Öğretmenin’ rolü değiştirmeli. Can Öğretmen, zil çaldığında öğrenciye, ‘Haydin çocuklar içeri! Haydin çocuklar dışarı!’ olarak değil, koridorda, bahçede, tuvalette okulun her yerinde öğrencisini doğal seyrinde gözlemleyen ve değerlendiren olabilmelidir. Ancak kendisinden bir güvenlikçi gibi davranması beklenmemeli, Nöbetçi Öğretmenin Görevleri manifestosundan, ‘Okulun yönetim işlerine yardımcı olmak, Günlük zaman çizelgesini uygulamak,Kendine verilen eğitim, öğretim, yönetim ve üretim görevlerini yapmak’ gibi ibareler çıkartılmalıdır.
Keza Can Öğretmenlik, gönüllük esasına dayandırılarak mazereti olanlar için kolaylık sağlanmalı ve diğer tüm meslek gruplarında olduğu gibi ücretlendirilmelidir.
NÖBETÇİ ÖĞRETMEN ABUZER
Öğretmen Abuzer, haftanın ilk günü okulunda nöbetçidir. Bu nedenle uykunun en tatlı olduğu saatlerde kalkıp, yatağını yaptıktan sonra sakal tıraşını olur… Pijamalarını katlar, dolabına yerleştirir… Haki takım elbisesini ve boyadığı ayakkabılarını giyerek öğretmeni olduğu Albay Tayyar Paşa Orta Okulunun yolunu tutar.
Nöbetçi öğretmen Abuzer, okul öğretime başlamadan 20-30 dakika öncesinde okulda olur. İntibak eğitimini andıran bu erken gelişlerde ilk iş olarak, mıntıka temizliğini kontrol eder. Ardından günlük nöbet defterini imzalar ve nöbetçi yaka kartını takar.
Abuzer, bu hafta okulun giriş katından sorumludur. Tuvaletler ve koridor onun görev alanıdır. Koridorda, sınıflarda meydana gelebilecek her türlü olaydan sorumludur. Ayrıca, o gün okula gelemeyen öğretmenlerin yerine derse girecek, öğrencilerin, mühimmat odasından ders araç gereçlerini nizami bir şekilde almalarını sağlayacak ve gün boyu nöbetine dahil edilen diğer görevlerini yerine getirecektir. Bunların arasında ‘gardiyanlık, sağlık memurluğu, bekçilikte’ bulunmaktadır.
Nihayet zil çalmış, bütün sınıflar İstiklal Marşı Töreni’ne katılmak için, eğitim alanına sıra olmuşlardır. Abuzer’in devresi ise bahçede nöbetçidir. Onun görevleri arasında da, okul duvarlarından atlayan öğrencileri engellemeye çalışmak, içtimaya geç kalan öğrencileri uyarmak ve törene katılmayarak çarşı iznine erken kaçan öğrencilerin peşinden koşmak vardır. Ayrıca, okula gelen öfkeli bir veliye veya bir yabancıya kimlik sormak ve girişini engellemekte bahçe nöbetçisinin görevleri arasındadır. Dolayısıyla tehlikelerle karşı karşıyadır.
Öğrenciler, tören sonrası nöbetçi heyet nezaretinde, düzenli adımlarla içeri alınır…
Kolluk kuvveti Abuzer, ders zili çaldığında sınıfına yönelir, yoklamayı alır.
Sıra, günün ders konusuna gelmiştir ki bahçe nöbetçisinin düdük sesiyle irkilir. Pencereden baktığında devresinin, içeri zorla girmek isteyen birkaç kafadarla tartıştığını görür. ‘Devrem Sana Canım Feda’ diyerek sınıftan dışarı koşar ve soluğu nizamiye kapısında alır. Anında olaya müdahale eder.
Gün içerisinde devriye gezerken öğrencilere ‘kıyafetini düzelt!, ışıkları kapat!, musluğu kapat!’ vb.. komutlarını verir. Meydana gelen çarpışmalarla veya kavgalarla sağı solu çizilen ve moraran öğrenciler için, ilkyardım hizmeti sunar. Düşen, bayılan öğrencileri de Seyit Onbaşı performansıyla revire taşır. Muayenenin bitiminde, eğitime çıkmasında sakınca olmayanları taburcu ederek, derslerine katılmalarını sağlar.
Öğlen tatilinde ise, yüzünden tebessümünü eksik etmeden, birliğine iyi hizmetler sunar, taşımalı öğrenciler için gelen erzağı nizami bir şekilde dağıtır.
Son dersin bitiş zilinin çalması ile birlikte, ağır vardiya koşullarına rağmen, mükemmel eğitilmişasker gibi, gün içerisinde herhangi bir olay olmadığı(!) tekmilini verdikten sonra zihninden ‘Şafak Batan Güneş’ der.
Saygılar.
Bu yazının tüm hakları GazeteKamu.com'a aittir. "www.gazetekamu.com" biçiminde bağlantı kurulabilir, açık kaynak gösterilmek kaydıyla içerik kullanılabilir.