İktidar - cemaat ilişkisi ne olduysa bitmiştir. Taraflar "Kazanmak yetmez, karşı tarafın kaybetmesi de gerekir." düşüncesi ile hareket etmektedir.
06 Ocak 2014, Pazartesi
Dersanelerin kapatılması süreci ile başlayan cemaat - iktidar çekişmesi doruk noktaya ulaştı. Buradan şunu anlıyoruz! Olay bu noktaya gelinceye kadar taraflar arasında epeyce sıkıntı yaşandığını ortaya koyuyor. Bu iş durup dururken bu noktaya gelmemiştir. İlişkilerdeki tuz ve biberin dozu fazla kaçmıştır.
Savcılık tarafından yapılan operasyonun sonucunu iktidar emniyete fatura etmiştir. Bir rivayete göre 700 ile 1000 arasında emniyet personelinin yerleri değiştirilmiştir. Önümüzdeki günlerde Cemaate yönelik büyük operasyonlar yapılacağı iddia edilerek bu operasyonun daha önce yaşanmamış şekilde bir operasyon olacağı ifade edilmektedir. Düne kadar can ciğer kuzu sarması olan iktidar - cemaat ilişkisi ne olduysa bitmiştir. Her iki taraf da şu an düşman kardeşleri oynamaktadır. Kılıçlar çekilmiştir. Taraflar "Kazanmak yetmez, karşı tarafın kaybetmesi de gerekir." düşüncesi ile hareket etmektedir. Bu saatten sonra uzlaşma uzak ihtimal olarak görülüyor. Yürütme, yaptığı uygulamalarda kendisine engel olarak gördüğü kişileri kapsama alanının dışına çıkarıp etkisiz ve yetkisiz hale getirecektir. Emniyette başlayan etkisizleştirme diğer bakanlıklarda da devam edecektir. Milli Eğitim Bakanlığında bu sürecin yavaş yavaş başladığını, çok yakında il ve ilçe milli eğitim müdürlerinin bir kısmının görevlerinden alınacağı basında yer almaya başlamıştır. MEB Müsteşarının dizüstü bilgisayarından bakanlık personelinin fişlendiği iddialaı da bu konuda paralellik göstermektedir. Diğer taraftan bakacak olursak da, şu an görevde bulunan, cemaat ile dirsek teması olan veya onların referansı ile atanmış olanlar ise bulundukları konumu koruma için ellerinden geleni yapacaktır. Fırsat kollayanlar rahat durmayacaktır. Çekişmenin dozunun artması için ateşe odun atacaklardır. Resmi belgeleri servis edecekler, belgeler havada uçuşacaktır. İspiyon mekanizması hiç olmadığı kadar hızlı çalışacaktır. Bu sıkıntılı süreci toplum olarak hep beraber yaşayacağız. Kimsenin beraber çalıştığı arkadaşına sırtını dönemediği bir ortamda nasıl görev yapılır! Her saniye ne zaman şikayet edileceğim kaygısı ile nasıl güvende olunur! Ne zaman kararname gelip görevden alınacağım diye diken üstünde otururken eğitimin problemleri nasıl düşünülür, nasıl çözüm bulunur! Böyle bir ortamda kim çekinmeden imza atabilir veya attığı imzaya sahip çıkar! Her kademedeki bu personel uzaydan gelmedi. Şu anki mevcut iktidar atadı. Dün iyiydi bugün kötü. Yok böyle bir mantık. Siyasi iktidarın ağzından düşürmediği "Hukuk" herkese lazımdır. Dün bu personel haksız ve hukuksuz atanmışsa suç işlenmiştir. Bugün ise sırf benim gibi düşünmüyor diye görevden alınırsa bu da haksız ve hukuksuzdur, suç işlenmiş olur. Kamu görevlisinin yaptığı yanlış, işlediği suç varsa hesabı sorulur. Ancak benim gibi düşünmüyor diye kimse kimsenin hakkını gasp edemez.
İnternet sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz ve internet sitemize yapacağınız ziyaretleri kişiselleştirebilmek için tanımlama bilgilerinden (cookies) faydalanıyoruz. Dilediğiniz zaman çerez ayarlarınızı değiştirebilirsiniz.