Salih Hazır
Sınav sistemi herkesin yararına, her kesimin faydasına olsun
Öncelikle bizler 2000’li yıllardan önce liseyi ilkokullar gibi yaygın olmadığı için çoğunlukla mahallemizde okuyamıyorduk. Şimdi de liseler ilkokullar gibi zorunlu eğitime girmesiyle de çok yaygınlaştı. Bu seferde yeterli puanı alamadığında maalesef mahalledeki okula gidemiyorsun. Sonuç olarak yetişkin olmayan bu öğrenciler ulaşım, yemek ihtiyacı zaman israfı gibi sıkıntılarla karsılaşıyor.
Bu durumun sonucunda ekonomik olarak ailesine ekstra yük, dengesiz ve yetersiz beslenme vakti yetiştirememe olarak karşımıza çıkıyor. Dolayısıyla hem öğrenciyi hem de ailesini psikolojik, ekonomik, sosyal yönden olumsuz etkilemektedir. Durumu iyi olmayan aileleri söylemiyorum bile. Hatta ilçe dışına, başka şehirlerde okumaya kadar varmış durumda. Az çok çevremizde buna şahit oluyoruz. Sanki lise çağındaki öğrencilere üniversiteyi kazanmış gibi muamele etmiş oluyoruz. Bunun her acıdan doğru olmadığını düşünüyorum.
Halbuki, ilkokulda ortaokulda nasıl adrese dayalı kayıt sistemine göre alıyorsak lise öğrencilerini de bu şekilde yerleştirilmelidir. Tabi burada ailelerin hangi okul türüne gidecekse ona göre yerleştirilme yapılması, ayrıca disiplin kurallarına uymayan öğrencilere gerekli yaptırımların yapılarak, gerekirse açık liseye bunların yönlendirilmesi gerekir. Böylece sağlıklı bir eğitim öğretim ortamının oluşması sağlanacaktır. Ailelerde bunları görünce evladını gönül rahatlığı ile evine en yakın okul türüne gönderecektir.
Gelelim sınavla öğrenci alan okul türlerine bunlar için muhakkak sınavla olacaktır. Çünkü talep çok arz azdır. Onun içinde sınav şarttır. Sınav aslında eleme amaçlıdır. Öğrencileri sıraya koyarak haksızlık etmeden puanına göre yerleştirme yapmaktır. Zaten buna kimsenin itirazı yoktur. Bu da ister istemez bütün öğrencilerin sınava girmesini engelleyecek bir nebze eğitimin yarış olmadığını gösterecektir. Yine bu sınava girebilmek içinde ortaokulda iken diploma notu, sosyal etkinlikler, projeler gibi kıstaslar getirilerek hem öğrencileri bir hedefe doğru güdüleyecek çalışmaları yaptırmış, hem de eğitimin amacı olan iyi bireyleri yetiştirmiş oluruz. Onun için ara sınıflarda sınav yapılması doğru olmayacaktır. Gönül isterim hiç sınav yapmayalım.
Eğer bunlar üzerinde çalışılırsa iyi bir sistem ortaya çıkacaktır. Sınav Soru sayısı ve süresinin en son açıklanmasında 90 soru ve 135 dakika verileceği söylendi. Burada dikkat etmemiz gereken öğrencilerin yaş gurubu ve sınavın nasıl yapılacağı detayıdır. 135 dakikanın o yaştaki öğrenciler için uzun olabileceği durumudur. Bunun için her soruya 1.5 dakika düştüğünde göre Türkçe ve Matematiğin bir, diğer derslerin bir yapılarak iki ayrı oturum öğrenciler için olumlu olacaktır. Oturumlar arasındaki sürede TEOG’daki gibi 30 dakika yeterli olacaktır. Arayı uzun tutmak veya sabah birini öğleden sonra birini yapmak sıkıntılı olacaktır. Dolayısıyla Türkçe Matematik 40 soru 60 dakika, Diğer dersler 50 soru 75 dakika, ara 30 dakika daha sınava girecek öğrenciler adına uygun bir karar gibi görünüyor. Ne diyelim ne olacaksa herkes için ve eğitimimiz adına hayırlısı olsun.
Salih HAZIR – Eğitimci/Yazar