Nail Çelik
Diyanet Çalışanları Potansiyel Suçlu mu?
Teşkilat Kanunumuz, 6002 sayılı Kanunla yasalaşıp 1 Temmuz 2013 Tarihinde yürürlüğe girdiği anda hakikaten Diyanet çalışanları olarak çok sevindik. Çünkü artık bizim de başvurabileceğimiz ve uygulamalarımızda esas teşkil edecek bir yasamız olmuş ve Resmi Gazete’de ilan edilmişti. Bir çok sıkıntımızın giderilmesi için çok önemliydi. Belki bazı konularda ilerlemeler sağlandı ama kabul edilip ilan edilişinin üzerinde 3 yıl geçmesine rağmen izinler konusunda hala bir arpa boyu yol alınamadı. 657 Devlet Memurları Kanunu’nun 103. Maddesine göre bir memurun izinlerini kullanma esasları belirtilmiş ve Devlet Memurları kanununun 633. Maddesinin 12. Bendinde ise Bayram, Haftalık ve diğer tatil günlerinin de çıkarılacak bir yönetmelikle düzenleneceğini bildirmesine rağmen yine bir adım atılmamıştır.
Diyanet çalışanlarının çeşitli sıkıntıları olduğunu herkes bilmektedir, ki bu sıkıntılarından en önemlisi izinlerini kullanma sıkıntılarıdır. Gerek yıllık izinlerini kullanmada ve gerekse haftalık bir günlük izinlerini kullanmakta çok zorluklar çıkarılmakta ve çoğu arkadaşımız bu izinlerini kullanamamaktadırlar.
Bu yetmezmiş gibi mahalli seçimlere üç ay kala Diyanet İşleri Başkanlığı bir Genelge yayınlayarak “Din Görevlilerine Seçimlere Kadar İzin Yasağı” getirdi. Hiçbir kurum bir çalışanına böyle bir yasaklamayı getirmezken ne hikmetse Diyanet İşleri Başkanlığı kendi bünyesinde çalışan, Mihrabını ve Minberini teslim ettiği görevlilerine bu yasağı uygulamaktadır. Adeta kendi çalışanına güvenmemekte ve kendi çalışanını potansiyel bir suçlu olarak göstermektedir. Ben şahsi olarak 3 günlük bir izin almam için Müftülük makamına dilekçe verdim. İzin gerekçemi yazarak izin almak mecburiyetinde kaldım. Benim izin alma sebebim ve iznimi ne için kullanacağım benim kurumumu ilgilendirmemeli. Hiçbir kamu kurumunda olmayan bu uygulama Diyanet çalışanlarını hem incitmiş hem de diğer kurum çalışanları karşısında rencide etmiştir.
Diyanet İşleri Başkanlığı çalışanları olarak bizler Mihrapta ve Minberde olduğumuzun bilincinde oluğumuzu çok iyi biliyor ve nerede, ne zaman, nasıl konuşacağımızın da farkındayız. Başkanlığımızdan isteğimiz şu ki; Lütfen bizlere güvenin ve inanın, bizlere değer verin, bizler sizlerin değerleriniz değil miyiz? Eğer aramızda yanlış yapanlar olursa onları uyarmakta elbette ki sizlerin hakkıdır. Selam ve Dua ile…
Bu yazının tüm hakları GazeteKamu.com'a aittir. "www.gazetekamu.com" biçiminde bağlantı kurulabilir, açık kaynak gösterilmek kaydıyla içerik kullanılabilir.