Nail Çelik
Yaz Kur'an Kurslarındaki Sorunlar
Başlıyoruz inşallah besmele, hamdele ve salvele ile. Yaz Kur’an Kursları büyük bir heyeceanla 23.06.2014 başlıyor. Diyanet Camiasında gerçekten büyük bir heyecan var. Çünkü “Sizin en hayırlınız Kuran öğrenen ve öğteninizdir” hıtabı’nın muhatabı olan Din Gönüllüleri bu anı beklemektedirler.
Bir talebeye bir harf öğretebilmek dünyalara bedel bir şey. Onların o temiz kalplerine Allah ve Peygamber sevgisinin tohumlarını atıp, Allah’a ve Peygamber’e karşı olan görevleri öğretmek çok muazzam bir değerdir.
Din sevgisi, İman güzelliği, vatan aşkı ve bütün Dini ve Milli değerlerin genç dimağlara aktarılması, tadına doyulmayacak yüce bir nimettir. Işte bu güzellikleri yaşamak isterken Yaz Kur’an Kurslarında çeşitli boyutlarda noksanlar meydana gelmekte ve gidrilmediği içinde “Bizim oğlan Bina okur, döner, döner yine okur” Misali zaman zaman yerimiz de sayıp dururuz.
Tabii ki bu sorunlar tek taraflı değildir. Bazan görevliden kaynaklanan sorunlar olurken, bazan Öğrenciden kaynaklanan ve bazan da öğrenci velilerinden kaynaklanan sorunlar olmaktadır.
-Öğrencilerden kaynaklanan sorunlar;
- Öğrenci daha henüz Kur’an-I öğrenmeye çalıştığından dolayı biraz zorlanmaktadır. Aileside Kur’an-ı öğrenmenin önemini ve Kur’an-ın Allah Kelamı olduğu’nun bilincini vermediği için öğrenmede sıkıntılar ortaya çıkmaktadır.
-Kur sistemi hiç bir zaman uygulanamamaktadır. Çünkü devam mecburiyeti olmayan , sınıfta kalma korkusu, not korkusu olmayan bir sistemle eğitim vermekteyiz. Misal: Çocuğu 2. Kur’a veya 3. Kur’a kayıt yapıyoruz, çocuk 1 hafta devam ediyor 1 hafta sonra akrablarına tatile gidiyor. En az 10 gün yok ve on gün sonra gelen çocuğu hangi Kura devam ettireceksiniz. Çünkü o çocuğun bulunduğu kurdaki çocuklar ilerledi gittiler. Siz o çocuğu okutmam diyebilir misiniz?. Demezsiniz elbet. Çocuğu kaldığı yerden devam ettirirsiniz. Ortada kur diye bir şey kalmaz. Böyle 4-5 çocuğun olduğunu düşünün. Tek tek hepsiyle ayrı ayrı ilgileneceksiniz. Yani bu kur denen olay, sınıf ortamında toplu ders görme bakımından çok güzel ama hiç bir zamanda uygulanabilirliği olmamıştır.
-Yaz Kur’an Kurslarına gelen öğrencilerin yaş seviyeleri de çok farklı. Ortamda müsait olmadığı için Lise talebesi ile ilkokul talebesi aynı ortamda eğitim görmekte ve zaman zamanda üzücü olaylara rastlanmakta ve bu durum öğreticileri de zor durumda bırakmaktadır.
-Kışın ihtiyaç odaklı Kur’an Kurslarında öğretici yeterlilik belgesi şartı aranmazken yaz Kur’an Kursları ile ilgili olarak yeterlilik belgesi istenmesi kalabalık olan talebe karşısında Öğretici sıkıntısı’nın oluşmasına sebep olmakta bu da verimi azaltıcı etken olarak ortaya çıkmaktadır.
-Talebe Velilerinden kaynaklanan sorunlar;
-Kurs’a gelen talebelerin babaları’nın çoğunluğu’nun hiç ilgisi yoktur. Çocuk hangi Kursa gidiyor, nereyi okuyor, neden dersini veremiyor ve öğrendiği şeyler nelerdir.? Babaların bazıları bunlardan habersizdir. Genelde babaların durumu böyle. Annelerde ise; durum daha farklı. İlk gün getirir “Hocam çocuğu size getirdim okusun bir şeyler öğrensin” der. Bir daha geriye dönüp bakmaz. Zaman, zaman çocuğun aranması lazım fakat arayan soran yok. Veya bazı annelerde çocuk hem sokaklarda dolaşmasın, yeri belli olsun ve bazanda evde kalabalık yapmasın diye Kursa göndeririler. Böyle olunca da çocuk keyfine göre hareket eder ve sonuçta evden kontrol olmadığı için, nasıl olsa hocada bir şey yapamıyacak diyerek başarısız bir şekilde gidip gelecek ki, buda öğreticileri hem rahatsız eder hemde meşgul eder.
-Öğreticilerden Kaynaklanan Sorunlar;
-Kur’an-I öğretecek olan bir öğreticinin başta kendisinin güzel Kur’an okuması lazım. İhlas suresinde ve ya Fatiha suresinde bariz bir şekilde hata yapan bir öğretici talebesine neyi nasıl öğretecek ve bu öğrettiğinden fayda olacak mı?
-Diyanet İşleri Başkanlığı görevlilerini tesbit ederken çok titiz davranmalı ve evrak olarak değilde gerçekte öğretmeye yeterliliği yoksa onu görevlendirmemelidir.
-Kur’an öğreticileri yarın ki vereceği derse hazırlanmıyor. İman, ibadet veya başka herhangi bir konuyu anlatacağı zaman önceden hazırlanmadığı ve yeni bilgilerede sahip olmadığı için önceden öğrendiği bilgilerle idare etmeye çalışıyor. Bu da verimi azaltıyor.
-Diyanet İşleri Başkanlı’ğının hazırladığı kitaplar biraz dah çocukların anlayabileceği düzeyde olamalı ki çocuklar rahatlıkla anlasın ve sorma ihtiyacı duymasınlar.
-Öğreticiler kendilerini iyi yetiştirmeli, kaliteyi artırmalı ve başarıya götürecek yolları iyi tesbit etmelidirler. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hazırladığı bir günlük seminerlerle bu hizmet yürümez. Çok ve çeşitli kitaplar okunmalı. Birileri’nin dediği gibi “Para için” değil de sadece Allah Rızası için bu iş yapmalıdır.
-Diyanet İşleri Başkanlığı’nın öncülüğünde öğreticilere Pedagojik formasyon verilmelidir. Çağımız artık yirmi yıl önceki çağ değil, çocuklar da bilgi tenolojilerinin had safhaya ulaştığı bir çağın çocuklarıdır. Öğretici talebeden geride veya yetersiz kalmamalıdır.
Bunlara ilaveten Fiziksel alanlarında yeterli olması lazımKurs’a gelen çocuklarında artık diz üstünde değil de sıralarda rahatsız olmadan, anlamadığı şeylerin tahtaya yazılarak, projeksiyon cihazı, perdesi, bilgisayarı ve İnterneti olan bir ortama kavuşması lazım. Diyanet İşleri Başkanlığından isteğimiz, her Camide ve Kur’an Kursunda İntenet, Bilgisayar ortamı oluşturulsun ki oradaki görevli hem ders anlatma da kolay haraket etsin hem ilmi, teknoloji sayesinde en güzel şekilde alıcıları ile buluştursun
Bu vesile ile Ülke genelinde ders başı yapacak bütün gönüllülerimize Allah’tan sağlık, sıhhat ve afiyet, talebelerine de zihin açıklığı diliyorum.
Selam ve Dua ile