Nail Çelik
Diyanet’te Mülakat ve Liyakat…
Hatta görev almayı hak eden bir Görevlinin, vazifesine başlamadan önce, en az 6 ay kadar tecrübeli bir çalışanın yanında staj yapması lazım.
Belki duygusal davranıp “Ya hu buda nerden çıktı, ben zaten onca zaman okudum dirsek çürüttüm” dediğimiz olmuştur. Fakat iş öyle değil. Ne zaman ki göreve başlayıp iş fiiliyata dökülüyorsa işte o zaman problem başlıyor. Görevde yetersizlikler ve başarısızlıklar neticesinde bir çok arkadaşımız sıkıntı içerisinde kalabiliyor.
Öyleyse, Diyanet İşleri Başkanlığı dahil her sektör kendi alanında verimi ve verimliliği en üst düzeye çıkarmak için bir takım önlemler alır ki, mülakatta bu önlemlerden bir tanesidir. Mülakat; Kişinin zekası, temsili, özgüveni, hitabeti, tavrı, problemleri çözüp çözememe yeteneği ve insanlarla olacak ilişkilerinin ortaya çıkarılması halidir. Yani “Cevher-i Hass” ın ortaya çıkarılmasıdır.
Bundan doğal daha güzel bir şey olur mu? Ne güzel, liyakat aranıyor, kemalat ve beşaret aranıyor. Fakat akıllarda bir bulanıklık ve zihinleri meşgul eden bir şey var. “Acaba adam kayırılıyor mu? Acaba yakın temas veya İltimas var mı?” Her zaman birileri tarafından söylenir bunlar. “Adam kayırmacılık ve torpilin ortadan kaldırılması için mülakatın ortadan kaldırılması lazım” Denir. Fakat aklı selim bir kafa ile düşünüldüğü zaman pek de doğru söylenen bir söz değil. Çünkü Diyanet gibi bir kurumun ince eleyip sık dokuması lazım. Artık çağımız “Bilim ve ilim çağı “ problemlerin aşılması lazım . Sıkıntıların yerinde ve anında giderilmesi lazım. Bu da elbette ki mülakat neticesinde ortaya çıkacak bir durumdur.
Son kelam olarak hangi kurum kendisine eleman alacaksa o kurumun yetkilileri hakça bir imtihan yapıp inşallah “Yakın temas değilde Cevher-i Hass”ı ortaya çıkarırlar.
Diyanet İşleri Başkanlığının bu hassasiyetinden şüphemiz yok. Liyakat ve Ehliyet sahibi bir kurum elbetteki liyakatı ve ehliye ti arayacaktır.
Selam ve Dua ile…