Eğitim sistemimizin yapısından kaynaklanan birçok sorunun yanı sıra bir de okul yöneticileri ve/veya eğitimcilerden kaynaklanan sorunlar nedeniyle öğretmenlerin toplum nazarındaki yeri de sorgulanır hale gelmiştir.

Bu sorunları azaltmak ve okul-veli bütünleşmesini sağlamak amacıyla çalışma yapması gereken bazı okul idarecilerinin kayıt parası adı altında velilerden talepte bulunduğu, “Bas parayı seç hocayı” gibi hiçte hoş olmayan gazete haberlerine konu olması eğitim camiası adına üzücü bir durumdur. Oysa bir önceki bakan Ömer DİNÇER döneminde bu konuda birçok sıkıntı yaşanmış, okul idarecileri ve o günkü eğitim denetmenleri okullarda alınan kayıt parası ve bağışlar nedeniyle çok ciddi mesailer harcamış sonuçta birçok okul yöneticisi ceza ile karşı karşıya gelmişti. Okul yöneticileri bu bağış ya da kayıt paralarını okulun ihtiyaçlarını karşılamak ve öğrencilere daha iyi imkanlar sunmak amacıyla kullanıyor olmasına karşın, öğrencilerin yaptığı bağış (kayıt parası) miktarına göre sınıflara ayrılması, para veren veliye öğretmen seçme imkanı verilmesi, parası olmayanın ise ayrı bir uygulama ile karşı karşıya getirilmesi eğitim camiasını töhmet altında bıraktığı gibi insani bir yaklaşımda değildir.

Okul yöneticilerinin çeşitli bağışlar toplayarak eğitim ortamlarını güzelleştirmesi herkes tarafından takdir edilir. Ama kayıt parası sebebiyle haklarında açılacak soruşturma aşamasında da yasal mevzuata göre kusurlu bulunurlar. Hiç kimse okul müdürü bağış toplama rekoru kırdı diye madalya takmaz. Gazete manşetlerine farklı şekillerde lanse edilir. Bu nedenle okul yöneticilerinin, okul aile birliği yönetmeliğindeki “Birlikler, velileri hiçbir surette bağış yapmaya zorlayamaz, okul kayıt döneminde bağış ve yardım toplayamaz.”Hükmü gereği hareket etmelerinde yarar vardır.

Bu yazının tüm hakları GazeteKamu.com'a aittir. "www.gazetekamu.com" biçiminde bağlantı kurulabilir, açık kaynak gösterilmek kaydıyla içerik kullanılabilir.