ABD’nin ünlü başkanlarından Thomas JEFFERSON siyasetçileri zaptedebilmenin tek yolu, onları Anayasa’ya bağlamaktır der. Bu gerçekten hareketle ülkeler hem yürütme erkini hem yargı erkini zaptedebilecek Anayasal hükümler getirmişler bir şekilde idareyi hukuka, yargıyı ise hukuk ilkelerine bağlı hale getirmeye çalışmışlar ve halen de çalışmaktadırlar. Bir yandan adalet terazisinin kefeleri dengelenmeye çalışılırken, Başbakanından tutun, bürokratına kadar hukuk ilkesi vurgulu söylemler, demeçler verilirken diğer taraftan Şube Müdürlüğü atamaları konusunda MEB tarafından hukuku katledercesine eylemlerin sürdürülmesi hem ilkeli duruşun, hem kurallar üzerinde çalışan idarenin temelden dinamitlenmesi anlamından başka bir şey taşımıyor. Bulunduğu makam ve mevkinin gerektirdiği hukuksal davranışları göstermeyen idareciler, güç zehirlenmesi içerisinde, freni boşalmış kamyon gibi önüne gelen her hukuk kuralını yıka yıka gidiyor. Ama freni boşalmış kamyonların sonları hep benzer olmuştur, devrileceği, toslayacakları yere kadar giderler? Elbet güç zehirlenmesi yaşayan bu yetkililerde Berlin Hakimlerine toslayacaklardır. Hukuk; Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur.der ve Hukuk ta bu yaptırım gücünü Yasama Erki tarafından çıkarılan ve Milletin bizzat kendisinin onayladığı Anayasadan alır. Ben görmedim, duymadım tarzıyla hareket edenlere karşı, Erken ezan okuyan Terzi misali doğruları yer, zaman, mekan gözetmeden söylemekten çekinmeyeceğiz.

Mülakat Mağduru Eğitim-Bir-Sen’liler platformu