SENDİKA
Yolluklar Yılan Hikayesi
Eski Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’ ten miras kalan sözleşmeli statüde öğretmenliğin 4 Haziran 2011 tarihi itibarıyla istihdamı durduruldu ama sorunları hala bitmedi. Sözleşmeli öğretmenlerin mahrum kaldığı özlük haklarının yanında yolluk gibi ekonomik kayıpları da oldu. Bildiğiniz üzere MEB tarafından 657 sayılı DMK’ ye göre atanan sözleşmeli öğretmenlerin herhangi bir özür grubuna bağlı ya da kadroya geçerek yaptıkları yer değişikliklerinde sözleşmeli öğretmenlere sürekli görev yolluğu ödenmiyordu. Dayanak ise 6245 sayılı Harcırah Kanunu... Bu kanunun 9. ve 10. maddesinde ilk atama olan personele yolluk ödenmeyeceği yer alıyor. Türk Eğitim-Sen öncülüğünde ilk yolluk davası bundan 6 sene önce açıldı ve kazanıldı. Takdir edersiniz ki arkası çorap söküğü gibi geldi. Bakanlık yüzlerce avukata vekâlet, devlet yüzlerce sözleşmeli öğretmene yolluk ödemek zorunda kaldı; eriyen prestiji de cabası... Ama her zaman bu böyle olmadı. Şimdi yolluk sorununu madde madde inceleyelim:
Kanunların Güncellenmemesi
TBMM son 10 yılda 2000 kanun çıkardı. Öyle yıllar oldu ki yasama yılı kanun çıkarma rekorlarıyla kapandı ama her nedense 6245 ve buna bağlı 7201 sayılı kanunlarda bir düzenlemeye gidilmedi. Sözleşmeli öğretmenin yasal statüsü bu kanunlarda açık açık yazmıyor. Zaten mantıkî olarak yazması da mümkün değil. Çünkü 6245 sayılı kanun 1954, 7201 sayılı kanun 1959 senesinde çıkartılmış. Siz de takdir edersiniz ki yarım yüzyıl sonra icat edilecek sözleşmeli öğretmenliğin bu kanunlarda yer alması düşünülemez.
657 sayılı DMK’ ye göre ilk atama yoluyla atanan kişi, kamu görevine başladığı gün memur sayılır ve yolluk ödemesine taraf değildir. Anayasa Mahkemesi 2006/44 sayılı kararıyla açıktan ilk ataması yapılan personele yolluk ödenmemesinin anayasaya aykırı olmadığı görüşüne vardı. Kamu görevlisi olmayana yolluk ödenmez. Zaten burada bir ihtilâf yok, hemfikiriz. Ama 657’ ye tabi şekilde MEB tarafından atanan öğretmene yer değişikliği sebebiyle yolluk ödenmemesi, 6245 ve 7201 sayılı kanunlarla 1982 Anayasası’ nın Kanun Önünde Eşitlik başlığını taşıyan 10. maddesine kesin olarak aykırıdır. Bu mağduriyeti gidermek için bir an önce mezkûr kanunların güncellenmesi gerekmektedir. Eğer bunu yapmak sayın vekillerimize zor geliyorsa bakanlığın yönetmelikte yapabileceği küçük bir değişiklik kâfi olacaktır.
İdare Mahkemelerin Olumsuz Kararları
İdare Mahkemeler; sözleşmeli öğretmenin kadrolu öğretmenle aynı haklara sahip olduğunu, sadece adının farklı olduğunu ve sözleşmeli öğretmenlerin hukukî konumunu anlamakta zorlanıyor. Yukarıda saydığım kanunların f î tarihinde kabul edilmiş maddelerine göre sözleşmeli öğretmenler hakkında olumsuz hükme varmak doğru değildir. Birbirinden cesaret alan çoğu mahkeme, yolluklarla ilgili olumsuz kararlara imza atmaya başladı. Bu da zaten yolluğunu alamamış ve dava açmak için masraf yapmış öğretmenlerin ekonomik kayıplarını daha da arttırdı.
Zaman Aşımı Sorunu
Mahkemeler, her zaman öğretmenin lehinde karar vermedi. Bazen de öğretmenlerin itiraz ettikleri günün zaman aşımına uğradığı iddiasıyla birçok dava reddedildi. Şöyle ki: İdare Mahkeme; sözleşmeli öğretmenin yer değişikliği yapıp yeni görev yerinde göreve başladığı günden itibaren 60 gün içinde itiraz etmesi gerektiği, bu süreden daha sonra yapılan itirazların geçersizliği yönünde karar verdi. Takdir edersiniz ki sözleşmeden kadroya geçmiş bir öğretmenin yönetmeliği ya da kanunları tam olarak bilmesi mümkün değildir. Türk Eğitim-Sen Adana şubesi üyesi NS aleyhinde bu minvâlde verilen kararı Türk Eğitim-Sen Danıştay’ a götürdü. 2012/4332 numaralı kararla Danıştay, öğretmeni haklı buldu; bu emsal kararla zaman aşımı sorunu da ortadan kalkmış oldu.
İlçe Millî Eğitim Müdürlüklerinin İtirazları
Kazanılmış birçok yolluk davasına işgüzar yöneticiler itiraz etmekten geri durmuyor. Bundan nasıl bir zevk alıyorlar ya da bu nasıl bir fantezi anlamak mümkün değil. Eğitimde empatiyi geliştirmeye çalışan bu yöneticiler acaba kendilerini kazandığı davaya itiraz ettikleri sözleşmeli öğretmenin yerine koyup empati yapıyorlar mı? Hukukun üstünlüğünde bahsediyoruz. Bağımsız mahkemelerin verdiği karara itiraz etmek, hukukun üstünlüğüne gölge düşürmüyor mu? Bir an önce işgüzar yöneticiler itirazlarını durdurup yargıya saygı duymalılar. Zira bu yolluklar ceplerinden çıkmıyor!
Sonuç ve Çözüm
Sözleşmeden kadroya geçen öğretmenlerin bir kısmı yolluklarını alırken bir kısmı alamadı. Hakkını aramayan birçok öğretmenin de olduğunu biliyoruz. Bu durum MEB’ de büyük bir eşitsizlik ve huzursuzluk yarattı. Okul-Aile Birliği’ nde üç kuruşun hesabını yapan MEB ve sırf para sebebiyle 3196 müdüre ceza veren eski Millî Eğitim Bakanı Ömer Dinçer acaba sözleşmeli öğretmenlerin alamadıkları yolluklar için neden bir girişimde bulunmadılar? Okul-Aile Birliği’ nde hesap edilen, para da öğretmenin yolluğu pul mu? Yılan hikâyesine dönen yolluklarla ilgili bir an önce yasal düzenlemelere gidilmeli ve sözleşmeli öğretmenlere yollukları kadroya geçerek ya da yer değiştirdikleri gün esas alınacak şekilde işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmelidir.
Yücel ÖNDER
Türk Eğitim-Sen
Esenler İlçe Başkanı