SENDİKA
YÖK Miadını Doldurdu!
Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Başkanı Gürkan Avcı, Yüksek Öğretim Kurulu’nun (YÖK) kuruluş felsefesi bakımından yaşamasının mümkün olmadığını belirterek “YÖK’ü değiştirmemizde yetmez, tamamen lağvetmemiz lazım” şeklinde açıklama yapan YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya’yı açık sözlülüğünden dolayı tebrik ederek, miadını doldurmuş diğer kurum başkanlarına da örnek olmasını diliyorum, dedi.
09 Nisan 2014, Çarşamba
ÜNİVERSİTELER REHBERLİK YAPMALIDIR
Türkiye'nin politik, teknolojik ve ekonomik anlamda ciddi değişim yaşadığı bir süreçte en fazla sesini duyurması ve gelişime katkıda bulunması gereken üniversitelerin, rahatsızlık verecek derecede sessiz kalmasının nedeninin YÖK’ün yapısında aranması gerektiğini kaydeden DES Genel Başkanı Gürkan Avcı, “Üniversitelerimizin psikoloji, siyaset bilimi, mühendislik, teknoloji, uluslararası ilişkiler, kamu yönetimi, sosyoloji ve benzeri kürsülerinden Türkiye'nin sorunlarının çözümüne dair çıt çıkmıyor. Türkiye'de herkes konuşuyor ancak en fazla konuşması gereken, yeni ve büyük Türkiye'ye katkıda bulunması gereken, Türkiye'nin önündeki engelleri aşması için rehberlik yapması gereken üniversiteler ve bilim insanları hiç konuşmuyor. En etkin taşıyıcı olması gereken üniversitelerimizin özgürlüğü, adaleti sağlamada öncü rol üstlenmesi gerekir. Türkiye'de, üniversitelere olağanüstü yatırım yapıldığı bir süreçte bilgi noksanlığını ideolojiyle dolduran, mesuliyetsiz bir özgürlük talep eden üniversitelere değil gerçeği arayan ve etkin sosyal rol üstlenen üniversitelere ihtiyaç var” dedi.
ÜNİVERSİTELERİMİZ ÖZGÜR OLMALIDIR
Türkiye'nin eş dost ve akrabaların kadrolaşıp köşebaşlarını tuttuğu değil konuşan, üreten, sorgulayan, tartışan üniversitelere ihtiyacı olduğunu söyleyen Avcı, “Bugün yaşanan terör, yoksulluk, adaletsizlik, ayrımcılık, küresel ısınma, fırsat eşitsizliği, çevre kirliliği, nüfus artışı, kültür, siyasi yozlaşma, trafik terörü, deprem gibi sorunların çözümünde üniversitelerin sessiz kalmasına tahammül edilmemelidir. Üniversiteler kendilerini bu sorunların dışında tutamaz. Üniversitelerimiz sokaktaki insan içinde çözüm üretmelidir. Üniversitelerimiz bulundukları il ve ilçe için dünyaya açılan birer pencere olmalıdır. Üniversiteler gerektiğinde toplumla, yöneticilerle ve iktidarlarla ters düşen fikirler ortaya koyar, onları eleştirir. Aksi halde toplumsal ilerleme olmaz. Aksi halde özgür üniversite de olmaz. Türkiye’nin yaşadığı beyin göçü sorununun sorumlusu ve suçlusu da, tersine bir beyin göçü politikası vizyon ve becerisi olmayan da YÖK’tür” diye konuştu.
YÖK 12 EYLÜL DARBESİNDEN BERİ SATATÜKOSUNU KORUYOR
Avcı, “ YÖK , 12 Eylül darbesinden beri baskıcı, statükocu ve antidemokratik tavırlarından pek bir şey kaybetmedi. Üniversite hocalarının, öğrencilerin ve diğer eğitim bileşenlerinin üzerinde karabasan gibi duran YÖK, beklide yükseköğretim sistemimizin ve bilvesile Türkiye’nin gelişmesinin önündeki en büyük engellerden birisi oldu. Bu itibarla Başbakan Sayın Erdoğan’a ve Milli Eğitim Bakanı Sayın Avcı’ya bir çağrıda bulunuyor ve miadını dolduran YÖK’ü kaldırmaları gerektiğini hatırlatıyorum” dedi.