Toplantıda bir konuşma yapan Teyfik Yağcı, ülkeyi geleceğe hazırlayacak kurumların başında üniversitelerin geldiğini ifade ederek, “Milletin yeniden kendini bulmasında en önemli sorumluluğu üstlenecekler eğitim camiası ve bilim yuvaları olmalıdır” dedi.

Üniversitelerin, medeniyet değerlerimiz çerçevesinde bütün dünyadaki gelişme ve değişimleri takip edebilen, mevcut bilimsel merhaleyi geliştirici-yenileyici, hiçbir ideolojinin militanlığını yapmayan kurumlar haline gelmesine çalışılması gerektiğini kaydeden Yağcı, şunları söyledi: “İlk Darülfünun 1863’te kuruluyor. Birkaç kere kapanıp açıldıktan sonra 1933’te üniversite reformu yapılıyor. 1946’da ve 1960 darbesinin ardından bir reform daha yapılıyor. 1980 ihtilalinden sonra ise 2547 sayılı YÖK Kanunu devreye giriyor. İşin en dikkat çeken tarafı ise, bütün reform dediklerimizin, üniversite dışından belli odakların müdahalesi ile yapılan değişiklikler olmasıdır.”

eni YÖK Kanunu Bir An Evvel Çıkarılmalıdır

“Kendi içinden bu işin zorluklarını, kolaylıklarını gören, dünyayı bilen, ülke gerçeklerine vâkıf kişiler tarafından yeni bir düzenleme neden yapılamıyor” diye soran Yağcı, şöyle devam etti: “Neden üniversitelerimiz kendi problemlerini kendi içlerinde geniş bir tartışma ve istişare ile ve olabildiği kadar büyük bir mutabakatla çözüm üreterek karar alıcıların karşısına çıkmıyorlar ya da çıkamıyorlar; bizim sorunlarımız bunlardır, çözüm yolları da şunlardır demiyorlar veya diyemiyorlar. 2547 sayılı Kanun kaç üniversite varken çıktı, şimdi kaç üniversite var. Ne zaman anlaşılacak bu terazinin bu kadar sıkleti çekmediği. Yeni YÖK Kanunu bir an evvel çıkarılmalıdır.”

Bugün üniversitelerin en önemli sorununun, sayısal olarak büyümelerinin yanında ona denk olarak uluslararası kriterleri de karşılayabilecek nitelikteki öğretim elemanlarına sahip olamama ve yetiştirme zorlukları olduğunu vurgulayan Yağcı, “Topluma önderlik edecek, gelişimi-değişimi sağlayacak üniversitelerimiz kalifiye eleman yokluğu çekiyorlar. O zaman siz dünya ile nasıl rekabet edeceksiniz. Onun için öğretim elemanlığı maaş yönüyle cazip hale getirilmelidir” şeklinde konuştu.

Üniversitelerin kurumsal olarak değişime en kapalı ve dirençli bir konumda bulunan kurumların başında geldiğini kaydeden Yağcı, “Hâlbuki toplumun onlardan beklediği bunun tam zıddı olmalarıdır. Gelişen, değişen şartlara toplumun uyum sağlamasında öncü olan bir üniversal çevre hayal edilmektedir” ifadelerini kullandı.

Yaşlık: Çözüme Endeksli Bir Sendikal Anlayışı Temsil Ediyoruz

Şube Başkanı Şahin Yaşlık, ideolojik sendikacılık, renk ve sınıf sendikacılığı ya da salt ücrete endeksli bir sendikacılık yapmadıklarını belirterek, “Üye tabanlı, hakkı esas alan, ilkeli bir sendikacılık yapıyoruz. Soruna değil, çözüme endeksli bir sendikal anlayışı temsil ediyoruz” diye konuştu.

Yaşlık, üniversite personelinin sorunlarının çözümü noktasında çok ciddi çalışmalar yaptıklarını sözlerine ekledi.

Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sadettin Hülagü ise, seçimin geride kaldığını, geriye sarma dönemi değil, ileriye bakma vakti olduğunu dile getirdi.

Programda, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Zekeriya Özak da bir selamlama konuşması yaptı.