SENDİKA
YENİ 12 EYLÜLLER İSTEMİYORUZ!
Önce üniversitelerde başlatılmaya çalışılan etnik çatışmalar, ardından kurtarılmış caddelerde âkil kovalamalar derken, öğretmenler odalarına soğuk savaş öncesi dönemden kalma psikolojik harp tekniklerini taşıyıp, kara propaganda yaparak;
Hükumetin yandaşlarına üye olmayın, bize yani yavru muhalefetin yandaşlarına üye olun. Üye olun ki; memleket kurtulsun, terör son bulsun, hainler kahrolsun, iyiler yaşasın Ne olur, Allah Lillah aşkına bize üye olun. Yetki bize bir geçsin, siz o zaman göreceksiniz, hiçbir derdiniz kalmayacak ne olur sadece bir üye Buraya kadar geldim, elim boş dönmeyeyim Biriniz üye olun, ne olur Yetki teslimiyetçi, yandaş, şeriatçılarda kalmasın. Bölücülere de geçmesin! Yetki bizim, sadece bizim olsun.
Türünden evlere şenlik, akıllara ziyan, insanı utandıran, kamu çalışanlarını iğrendiren utanmazlıklara şahit oluyor öğretmenlerimiz
Kendilerine sendikacı diyebilen müptezeller, öğretmenler odalarındaki panolara; bize 1 üye verin, 2 yıllığına yetki bizim olsun yalanını da sendikal çalışma diye asabiliyorlar utanmazca
Yetki alabilmek için bir aylığına bize üye olun teraneleri, öğretmenlere utanmadan; bir aylığına bize üye olun, sonra isterseniz istifa edersiniz. Şeklinde hülle üyelik teklif etmeler
Yerine göre ulusalcı dayanışmaları, muhafazakâr öğretmene gidip, Bakın, son anda da olsa biz başörtüsü eylemlerine destek verdik açıklamaları, laik değerleri yaşam tarzı olarak benimseyen öğretmene gidip, Biz kamusal alanda başörtüsünü savunmuyoruz. Savunsa idik konfederasyon kararımızda da olurdu. Sadece eğitim işkolunda; o da tepki almamak için karar aldık. Açıklamaları yapabiliyorlar Yani ne deve, ne kuş misali kimliksiz, tabiri caizse, dağı görüp tavşan, suyu görüp balık oluveriyorlar.
Kendi düşüncelerini yaşasınlar la, ötekileştirdikleri insanların düşüncelerini kahrolsunlar la savunanlar, yaşasınlar la, kahrolsunlar arasına sıkışmış, sloganlarla düşünüp, sloganlarla yaşayan tiplerdir. Sloganlarla düşünüp, sloganlarla yaşarlar Çünkü; düşünce derinlikleri bu kadardır. Yani yüzeyseldir. Derinlemesine analiz yetenekleri gelişmemişdir. Bizlere 12 Eylülleri yaşatanlar da önünü göremeyen bu sığ görüşlülerdi. Yeni 12 Eylüller, 28 Şubatlar istemiyoruz. Öğretmenler odalarını ne sendikacılık adına, ne de siyasi emelleriniz adına siyasi kamplaşmaların merkezi haline getirmeyin. Sendikal çalışmanızı elbette ki yapacaksınız ama yetki alabilmek adına öfke kusarak, zehir akıtarak öğretmenlerimizin huzurunu kaçırıp, ajite etmeye de kimsenin hakkı yok.
Önce insan, önce emek, önce saygı
Siyasete atılma arzularınız, sendikacılığı siyasi kariyerinizin basamağı yapma iştah ve hevesiniz, okul müdürlerini çavuş, işyeri temsilcilerini de on başı yapma realitisine dönüşmemelidir. Bu ülke bu düşünce ve eylemlerden çok çekti. Tekrar bunları yaşamak istemiyor. Sendikacılık tamamen ideolojik saiklerle devlet adına hükumet düşmanlığı yapmak değildir. Hangi ülkenin hükumetine, hangi devlet adına düşmanlık yapılacak ki zaten?
Anasol-M iktidarında meleyenlerin, Ak Parti iktidarında ulumaları yandaşlık değil de nedir?
Ağababalarına toplu sözleşme masasında bir yer açabilmek adına içine düşülen durum eğitim kamuoyu adına içler acısıdır. Yetki ise, alın yetki sizin olsun Yetki ülkemize, insanımıza hizmet edebilmek için lazımdır. Kavga etmenin bir manipülasyon aracı değildir. Öğretmenler odalarında, bizim adımıza da olsa bu şekilde hareket edenler varsa, bilinsin ki onlar da bizden değildir.
Eğitim kamuoyuna saygı ile duyulur
Emin ENGİN
Eğitim-Bir-Sen
İstanbul 5 Nolu Şube Başkanı