KAMU
Vergi Müfettişleri için Eğitim
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "Vergiye uyumu kolaylaştırmamız lazım. Kayıt dışılığın milli gelire oranı AB'de yüzde 18,5. Onu yakalayacağız. Onun için eylem planımızı güncelliyoruz" dedi.
22 Nisan 2014, Salı
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "Vergiye uyumu kolaylaştırmamız lazım. Kayıt dışılığın milli gelire oranı AB'de yüzde 18,5. Onu yakalayacağız. Onun için eylem planımızı güncelliyoruz" dedi.
Maliye Bakanı Şimşek, Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı tarafından Mart 2014 döneminden itibaren göreve başlayan yaklaşık bin 700 vergi müfettiş yardımcısının katıldığı "Kişisel Gelişim ve Motivasyon Eğitimi" konulu programa katıldı. TOBB Üniversitesi Konferans Salonu'nda gerçekleşen programda konuşma yapan Bakan Şimşek, toplantıya katılan Vergi Müfettiş Yardımcılarından işlerini en iyi şekilde yapmalarını beklediklerini belirterek, "Türk özel sektörü bu ülkenin en değerli varlığıdır. Kişi başına milli gelir ile 25 yaş üstü nüfusun ortalama eğitimini bir grafikte karşılaştırırsak. Türkiye'de yaşayan 25 yaş üstü nüfusun ortalama kaç yıl okulda geçirdiği yani eğitim süresi maalesef Türkiye'de şuan itibariyle 6 buçuktadır. Yani biz ortaokul terk bir beşeri sermayeye sahip bir ülkeyiz. Türkiye'de kişi başına milli gelir satın alma gücü haritası ile 19 bin 100 dolar civarın üzerinde. Bizdeki kişi başına milli gelir başka ülkelerle standardize edildiğinde biz aslında, bizim eğitim düzeyinin gösterdiğinin çok çok ötesinde bir kişi başı milli gelire sahibiz" dedi.
Türkiye'deki kişi başına milli gelir ile ortalama eğitim süresinin karşılaştırıldığında Türkiye'nin uçta olduğunu kaydeden Bakan Şimşek, "Birinci istirhamım yetkinizi yerinde ve dengeli kullanın. Devletin ve mükellefin haklarını eşit şekilde gözetin. Çünkü mükellef olmadan vergi denetimi yapamayız. Her zaman adil olacağız. Bu çok temel prensiptir. Başka türlü biz hesap veremeyiz. Adalet bizim temel ilkemiz olacak" diye konuştu.
"2011 YILINA GÖRE BİZİM VERGİ DENETİM İNCELEME SAYIMIZ 4,5-5 KAT ARTMIŞ"
Vergide adaletin sağlanması gerektiğini vurgulayan Şimşek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Tüm bunları aslında sağlayacak olanda kayıt dışıyla mücadelenin başarılı bir şekilde yürütülmesi. Bu dönem yaptığımız en önemli reformlardan bir tanesi attığımız en önemli adımlardan bir tanesi. Vergi Denetim Birimlerinin yeniden yapılandırılması. Bu çok önemli reformdu. Yani çok sınırlı sayıda bizim vergi denetim birimlerinde elemanımız vardı. Burada koordinasyonu sağlamak neredeyse imkansızdı. Burada çok başlılığa son verdik. Uzmanlaşmanın önünü açtık. Çok güçlü bir kurumsal kimlik inşa ettiğimiz kanısındayım. Eskiden parçalı bir kurumsal kimlik vardı. Vergi denetimi anlamında neredeyse bir kast sistemi vardı. buna son verdik ve buna tek bir unvan. Vergi müfettişi bu son derece onurlu bir iş. 2011 yılına göre bizim vergi denetim inceleme sayımız 4,5-5 kat artmış. Sizlerle birlikte belki bir 5 kat daha artacak. Zaten işini doğru yapanların denetimden korkmasına gerek yok. Sizler adil olduktan sonra. Sizler yetkinizi dengeli ve yerinde kullandıktan sonra. Sizler mükellef haklarını ve devletin hakkını hukukunu eşit bir şekilde gözettikten sonra ne mükellefimizin sizden herhangi bir korkusuna gerek yok, ne de sizin mükellefimize yönelik yaklaşımınızda herhangi bir negatif yaklaşıma gerek yok. 2013 yılında vergi incelemeleri neticesinde tam 8,5 milyar liralık ilave vergi ortaya çıkartılmış. Bu çok önemli bir rakam. Çünkü vergi denetiminde 1 yılda bulunan en yüksek miktar, rekor düzeyde. Çünkü insan kaynaklarını iyileştirdik, teknolojiyi altı yapıyı iyileştirdik."
"2014'ÜN BAŞI İTİBARIYLA İSE HER 100 KİŞİNİN 34'Ü KAYIT DIŞI. MUAZZAM BİR MESAFE KAT ETTİK"
2009 yılında Maliye Bakanı olduğunu hatırlatan Şimşek, göreve geldiği günden bu yana bakanlıkta farklı bir zihinsel devrim yapmaya çalıştıklarını söyledi.
Önemli önceliklerinden birinin kayıt dışılıkla mücadele olduğunu aktaran Şimşek, 2008-2010 ile 2011-2013 dönemlerinde Kayıt Dışı Ekonomiyle Mücadele Stratejisi Eylem Planlarının hazırlandığını ve bunların başarıyla uygulandığını ifade etti. Şimşek, Türkiye'de kayıt dışılığın azaldığının vurgulayarak, "2002 yılında Türkiye'de her 100 çalışanın 52'si kayıt dışıydı. 2014'ün başı itibarıyla ise her 100 kişinin 34'ü kayıt dışı. Muazzam bir mesafe kat ettik. Tabii ki arzuladığımız yerde değiliz. Bizim amacımız kayıt dışılıkta en azından Avrupa ortalamalarını yakın dönemde yakalamak. Türkiye'de kayıt dışılığın milli gelire oranı geçen sene itibarıyla yüzde 26,5'e indi. Çok değil bundan 10-12 yıl önce yüzde 32, yüzde 33'ler civarındaydı. Türkiye, kayıt dışılıkla mücadelede en hızlı mesafe kat eden ülkelerden biri. Şu anda eylem planımızı güncelliyoruz ama bir taraftan da şunu yapmak lazım. Vergiye uyumu kolaylaştırmamız lazım. Kayıt dışılığın milli gelire oranı AB'de yüzde 18,5. Onu yakalayacağız. Onun için eylem planımızı güncelliyoruz" ifadelerini kullandı.
Vergi müfettiş yardımcılarının kendilerini sürekli geliştirmelerini ve sıraladığı prensipleri her zaman göz önünde bulundurmalarını isteyen Şimşek, konuşmasını Mustafa Kemal Atatürk'ün "Vatandaşa Hazine'ye karşı mükellefiyetinin en mühim vazifesi olduğunu anlatmak için yorulmamak lazımdır" sözleriyle tamamladı.
"VERGİ ORANINI NE KADAR ARTIRIRSAN KAYIP DIŞI EKONOMİ DE PARALEL ARTAR"
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, kayıtlı ekonomi güçlü demokrasinin, kaliteli demokrasinin olmazların arasında olduğunu ifade ederek, "Hocalarımızın vergi dersinin ilk başında bize öğrettikleri bir şey vardı. Vergi oranını ne kadar artırırsan kayıp dışı ekonomi de paralel artar. Vergi oranından düşürürsen yani kaçıracak malı nimetini azaltırsan o zaman kayıtlı ekonomiye geçebilmek kolaylaşır. Türkiye'de kayıt dışı ekonomiden kim rahatsız derseniz, Türk özel sektörünün başkanı olarak ben rahatsızım. Sebebi ise, iki komşu aynı işi yapıyor, birisi vergi kaçırıyor, birisi de vergisini gününde zamanında ödüyor. Bu müthiş haksız bir rekabet. İki kişi arasında haksız bir rekabet ve haksız rekabetten maalesef düzgün olanlar, işini yapabilmesinde zorluk çıkarıyor. Aslında millet olarak bence yerleştirmemiz gereken iş şu; eğer tüccarlar, esnaflar, sanayiciler bu devlete vergi vererek bu devletin çarkını dönmesini sağlıyorlarsa verdikleri kaynağın hesabını da nereye harcadığının da sorabilmeleri lazım. Maalesef, güzel bir söz var. Hesabını veremeyen hesabını soramaz. Ben hesabımı iyi vereceğim ki, verdiğim kaynağın doğru, yerinde, zamanında harcayıp harcamadıklarını sorabileyim. Ben hesabı veremiyorsam, o zaman hesapta soramam. Kayıtlı ekonomi güçlü demokrasinin, kaliteli demokrasinin olmazsa olmasıdır. Onun için bizim kayıtlı ekonomiyi, özellikle bu kaynağı veren bizler olarak bu en fazla savunan benim" şeklinde konuştu.
Özel sektörün son 30 yılında başarılara imza attığını söyleyen Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti:
"Özel sektöre birazcık imkan verildi son 30 yılın da müthiş bir başarı hikayesi yazıldı. Bu 30 yılın içerisinde girişimciliğe başladığım dünden bu tarafa an içinde gören yaşayan kardeşiniz olarak söylüyorum. 30 yıl içinde Türkiye'nin ihracatı sadece 3 milyar dolardı. Bugün 152 milyar dolar ihracat yapıyoruz. 3 milyar dolar ihracat yaparken ihracatımızı yüzde 92'si tarım ürünüydü. Sanayi malı yoktu. Bugün azcık imkan verildi önü açıldı 152 milyar dolar ihracat yapıyoruz. 30 sene önce bu ülkede 2 tane araba üretilirken, bu ülkede yürüyen çamaşır makineleri üretilirken, bugün 11 tane ayrı otomobil markası üretiliyor. Amerika'dan sonra en fazla marka üretici ülke Türkiye. Bugün Avrupa'da satılan 3 televizyondan bir tanesini biz üretiyoruz. Özle sektörün, hepimiz hep beraber geleceğimizi düşünüyorsak, çoluğumuzu çocuğumuzu ülkemizi düşünüyorsak, daha büyümesi daha güçlenmesi için hep beraber destek olmamız lazım."
"KAYIT DIŞI EKONOMİYİ AZALTMA KONUSUNDA YOĞUNLAŞMAK GEREKİYOR"
TESK Başkanı Bendevi Palandöken ise, "Kayıt dışı ekonomiyi azaltma konusunda yoğunlaşmak gerekiyor. Her geçen gün daha gelişerek güçlendiriyoruz. Kayıtdışı ekonominin gayri safi yurt içi hasılası oranı 2002 yılında yüzde 32.4 iken bu oran 2013 yılında yüzde 26.5 daha geriye düşmüş, ülkemiz için büyük bir başarı olmuştur. Bu başarının arkasında teknolojinin etkin bir biçimde kullanılması yatmaktadır. Haksız rekabet yaratılıyor olması esnafımızın ayakta kalma ve mücadele etme gücünü de kırmaktadır. Bu bilinç ve anlayışla TESK camiası olarak sizlere her zaman destek verdik " değerlendirmesini yaptı.