Yalçın, yaptığı açıklamada; "Ekim ayı enflasyon oranı %2,88 olarak açıklandı. Bu oranla birlikte yıllık enflasyon %48,58 ve 2024 yılı ikinci yarısı 4 aylık enflasyon oranı %12,06 olarak gerçekleşti. Bu rakamlarla birlikte enflasyon farkı ise %1,87 oldu. 2025 yılında devletin alacakları için belirlemiş olduğu Yeniden Değerleme Oranı %43,93 olarak açıklandı.
Uzun süredir piyasalarda baskılanan tek kalem “sabit ücretlilerin gelirleri” olarak kayıtlara geçmeye devam ediyor. “Enflasyon düşecek” kavramı üzerinden sadece sabit ücretlilerin harcamalarını baskılayan, zam oranlarını düşük tutan, “sabit gelirliler harcamazsa enflasyon düşecek” dayatması yapılan bir süreci yaşıyoruz.
Beklenen, açıklanan ve hissedilen enflasyondan çok daha fazlasını yaşadığımız yakın geçmiş dönemimizde, başta kamu görevlilerimiz olmak üzere sabit gelirlilerin ücretleri hak ettiği seviyeye yükseltil(e)mediği için bozulan gelir dağılımı dengesi halen beklenen seviyeye ulaşmış değil.
Başta konut, kira, market, elektrik, su, doğalgaz gibi zorunlu giderler; sabit ücretlilerin gelirlerinin büyük bir kısmını eritmesi gelir dağılımı adaletsizliğini en yüksek seviyede hissetmemize neden oluyor.
Sahada oluşturulan algılar, basında geçen tartışmalar, perdenin arkasında gerçekleştirilen görüşmeler ve ülke dışından yapılan öneri mahiyetli dayatmalar; önümüzdeki yılda da enflasyonu baskılamak için sabit ücretlilerin gelirlerinin artırılmayacağını gösteriyor.
7.Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde Hakem Kurulu beklenen, hissedilen ve hatta tahmin edilen enflasyon oranını gözetmeksizin vermiş olduğu karar; 2025 yılında da kamu görevlilerini mağdur etmeye ve kayıplarını büyütmeye devam edecek.
Memur-Sen olarak ortaya koyduğumuz tekliflerin Kamu İşvereni tarafından dikkate alınmamasının bedelini kamu görevlilerimiz ödemektedir. Bu mağduriyetin giderilmesi için Ocak ayında yapılacak %6 artışa ilave muhakkak ek artış yapılmalıdır.
Bütçe ile yıllardır enflasyondan daha düşük oranda artırılan harcırah ve fazla çalışma ücreti tutarları, kamu görevlilerinin ek-ilave görevleri nedeniyle gelirlerinde artış değil giderlerinde fazlalık oluşturmaya devam ediyor. 2025 Bütçe görüşmelerinde Memur-Sen olarak teklif ettiğimiz “harcırah ve fazla çalışma ücreti günün şartlarına uygun gösterge rakamına bağlansın” teklifi hayata geçirilmelidir.
1.Dereceye 3600 Ek Gösterge, Teknik Personelin sorunları ve beklentileri, ÖMK’nın eksiklikleri, Üniversite İdari Personelinin yer değişikliği, görev aylığı-emekli aylığı arasındaki farkın azaltılması ve diğer çözüm bekleyen konu başlıkları acilen çözüme kavuşmalıdır.
Diğer taraftan, Toplu Sözleşme İkramiyesi noktasında yaşanan mağduriyetin düzeltilmesi ve hukuksuz engellenen Servis Hizmeti kazanımımızın tekrar hayata geçirilmesine ilave olarak; 2012 yılından bu zamana devam eden Koruyucu Giyim uygulamasının da aynı şekilde devam etmesi gerekmektedir.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’ndan Hazine ve Maliye Bakanı’na, İdari İşler Başkanı’ndan Hukuk ve Mevzuat Genel Müdürü’ne, Personel ve Prensipler Genel Müdürü’nden Sayıştay Başkanı’na kadar birçok ilgiliye Koruyucu Giyim kazanımımızla ilgili doğru bilgiyi ve haklı beklentilerimizi aktardık.
Toplu sözleşme masası “karar” organıdır. Masada alınan kararların, hükümleri uygulayanlar tarafından engellenmesi; Kamu İşvereni için de Kamu Görevlileri Sendikaları için de asla kabul edilemez. Toplu sözleşmenin hukuki niteliğini yok sayan, tarafların haklarını ve kararlarını gasp eden bakış açısına karşı hem yetkili Konfederasyon/Sendikalarımızın statüsünü hem Kamu İşvereninin sorumluluğunu hem de kamu görevlilerinin haklarını koruyacak şekilde kararlı adımlarla mücadele etmeye devam edeceğiz." dedi.