Samsun 19 Mayıs Üniversitesi yerleşkesinde bir araya gelen üniversite çalışanları Eğitim-Bir-Sen Şubesi öncülüğünde eylem yaptı. Eylemde konuşan Şube Başkanı Yılmaz Taşova; “Türkiye, 2000 öncesiyle karşılaştırılamayacak kadar Ar-Ge’ye önemli yatırımlarında bulunsa da, Avrupa ve zengin Uzakdoğu ülkeleriyle karşılaştırıldığında halen kat edilecek çok yolun olduğu görülecektir. Türkiye’nin komşuları ve yakın coğrafyası düşünüldüğünde, yeni yüzyıla ciddi sorunlarla başladığı görülüyor. Bu sorunlarla baş et­menin yolu “adam yetiştirmekten”, insan sermayesine yapılacak yatırımdan geçiyor. İnsana yatırım üniversitelerin kalitesiyle, eğitime yapılan yatırımla ölçülür. Türkiye üniversite çalışanlarına verdiği ücretleri, öğretim elemanlarına verdiği maaşları gözünün önüne getirdiğinde ne kadar önem verdiğini de görecektir. Üniversitede kalıp araştırma-geliştirmeye yoğunlaşmak ve akademik kariyer yapmak mı cazip yoksa üniversite dışında çalışmak mı? Diye sordu. Taşova, “Üniversite çalışanlarının mevcut özlük haklarıyla kalifiye insanı üniversitelerde tutmak her geçen gün güçleşmektedir. Devlet, yeni açılan üniversiteleri ve yatırımları göz önüne aldığınızda üniversitelere önem vermektedir ama üniversite çalışanlarının mali ve özlük haklarını göz önüne aldığınızda ise değer vermemektedir” dedi.

Eğitim-Bir-Sen Şube Başkanı Yılmaz Taşova; “Maaşların düşük düzeyde kalması nedeniyle öğretim elemanları; giderlerini karşılamak ve yaşadığı şehirde tutunmak için asıl amacı olan araştırma yapmak yerine ek derse girmeyi zorunlu ola­rak tercih etmekte ve ders makinesi gibi haftalık maksimum 40 saate kadar derse girmeye zorlanmaktadır. Bu şartlarda ne ar-ge olur ne de üretim olur” dedi.

Öğretim elemanları, “eşit işe eşit ücret” uygulamasında en fazla ihmal edilen kesim olmuştur. Bu şartlar altında öğretim elemanları/aka­demisyenler itibar kaybı da yaşamaktadır. Aslında kültürel ve ilmi çalışmalara, bilim adamlarına önem veren bir anlayışın hâkim olduğu günümüzde, öğretim üyelerinin mali haklarına ilişkin sorunla­rının çözümündeki gecikme kayda değerdir. Diye konuşan Yılmaz Taşova, “Bu durum, akademik camiaya ve üniversitelere yönelik bir rezerv tereddüdü oluşmasına da zemin oluşturmaktadır” şeklinde konuştu.

Üniversite Çalışanları Akademik ve İdari Personel Olmak Üzere Bir Bütündür

Bizler üniversite çalışanlarının idari ve akademik olarak ayrı düşünülmesini de istemiyoruz.   Bir bedende ihtiyaç duyulmayan organ söz konusu değildir. Bu vesile ile idari personelimizin de gerek mali ve gerekse sosyal hakları konusunda düzenlemeler yapılmasını istiyoruz diye konuşan Eğitim-Bir-Sen Samsun 2 No’lu Şube Başkanı Yılmaz Taşova, mali durumlarının iyileştirilmesi talebiyle imza kampanyası başlattı ve isteklerini sıraladı

İşte O Talepler:

1.Özellikle İdari personel başta olmak üzere çalışanlara keyfi ve angarya uygulamalar dayatılmamalı, personele görev tanımı dışında iş yaptırılmamalıdır. Aba altından sopa gösteren mobbing uygulamaları cezasız kalmamalı.

2.Personeli cezalandırmanın en kısa yolu olan adı geçici görevlendirme gerçekte ise ceza yönetmeliği olan 13.b-4 ya kaldırılmalı ya da süresi bittiğinde personel görevine iade edilmelidir.

3.Boş bulunan kadrolara unvan değişikliği ve görevde yükselme sınavları merkezi sistem (ÖSYM) ile derhal açılarak personel atamaları yapılmalıdır.

4. Şehir merkezinde personelin kaynaşmasını sağlayacak bir lokal açılmalıdır.

5. İkinci öğretim mesaileri güdük bir şekilde çıkarılmış olup. Bakanlar kurulundan çıkan ve fazla çalışmak zorunda kalan personelin emeğinin karşılığını almasını engelleyen yeni mesai uygulamasının kısıtlamalarının iptal edilmesi için Danıştay’a dava açtık.  Bu konuda duruşumuz şudur: Eğer ek çalışma varsa ödeneği de var demektir. Bu ödenekte ivedilikle ve tam olarak ödenmelidir.

6.Üniversitemiz sadece eğitim –öğretim kurumu değil aynı zamanda 5000 kişinin işyeridir. Bu dikkate alınarak zaman zaman çalışanlarla memnuniyet anketleri düzenlenmelidir.

7.Personel ceza- ödül yönetmeliği sadece ceza kısmı ile uygulanmamalıdır. Ödüllendirmeler hakkaniyet doğrultusunda yapılmalıdır.