SENDİKA
Üç Büyük Konfederasyon Silahlar sussun aşaması için ne dedi?
30 yılı çatışma, savaşla geçen 90 yıllık Kürt Sorunu, 21 Martta Diyarbakırdaki Newroz kutlamalarında İmralıdan gelen açıklamaların kamuoyuna deklare edilmesiyle yeni bir sürece girdi: Peki, bu yeni süreçte ülke bölünüyor mu yoksa ülkenin bölünme riskini ortadan kaldırmak için çok önemli bir adım mı atılmış oluyor ya da daha farklı bir şey mi yapılmaya çalışılıyor?
Metin YENİGÜN / Necmi SEÇKİN-GAZETEKAMU Özel
Başlangıçtan günümüze PKKnın kısa tarihçesi
Osmanlı Devletinin yıkılıp yerine Türkiye Cumhuriyetinin kurulması, ufukta yeni bir umudun belirmesine yol açmış, ilerleyen süreçte ulus-devlet modeline dayanan yeni devletin, kendi sorunlarını da beraberinde getirdiğini göstermişti.
Osmanlıyı teşekkül ettiren onlarca millet, tek tek bağımsızlıklarını ilan ederek ayrı devletler kurmuş, ayrışmaların ayyuka çıktığı zamanlarda ayrılmayan, kendi devletlerini kurmayan tek millet olarak Kürtler kalmış, Çanakkale de dâhil zor zamanlarda birlik beraberlik içinde kalarak mücadelelerini sürdürmüş, Kurtuluş Savaşının kazanılmasında ise çok önemli roller üstlenmişlerdi.
1970li yıllara gelindiğinde Türkiyede çeşitli sol örgütler kendilerini gösterir olmuşlardı. 1974te Abdullah ÖCALAN solcu-Kürtçü bir örgüt olan PKKyı kurdu. 15 Ağustos 1984te PKK ilk büyük ölçekli silahlı eylemini gerçekleştirdi. Daha önce de çatışmasızlık kararları alan, 10u aşkın barış görüşmeleri yapılan PKK, nihayet 21 Martta Diyarbakırdaki Newroz kutlamalarında yürütülmekte olan Barış Süreci kapsamında silahları susturma kararı aldığını ilan etti.
Evet, ülke bölünüyor mu yoksa ülkenin bölünme riskini ortadan kaldırmak için çok önemli bir adım mı atılmış oluyor? Konuyla ilgili eğitim iş kolundaki üç büyük sendikanın görüşlerine başvurduk.
Konuya ilişkin DİYARBAKIR MEMUR-SEN İL TEMSİLCİSİ Yunus MEMİŞ , TÜRKİYE KAMU-SEN ADANA İL TEMSİLCİSİ Kamil KÖSE ve EĞİTİM-SEN DİYARBAKIR ŞUBE BAŞKANI Kasım BİRTEK yeni süreçle ilgili görüşlerini GAZETEKAMUya açıkladılar:
Yapılan açıklamaları aynen yayınlıyoruz:
Yunus MEMİŞ - DİYARBAKIR MEMUR-SEN İL TEMSİLCİSİ
Milli birlik ve kardeşlik projesi kapsamında atılan adımların somut bir sonuca ulaşmasını temenni ediyoruz. Türkiyede ulus devlet paradigmasını ve bazı derin odakların etnik kimlikler üzerinden oluşturduğu tahribat sonuçları itibari ile asla hafife alınmayacak boyutta ulaşmıştır. Kürt sorunu olarak adlandırılan ve sonuçları üzerinden değerlendirilen konunun sebepleri üzerinden değerlendirilmemesi terörü bitirmeyi her defasında ötelemektedir. Sebebi ile sonucu her ne olursa olsun artık kardeş kanı akmamalıdır.
30 yılı aşkın bir süredir devam eden çatışmalar 50 bin insanın hayatına mal olmuştur. Bu olayların devlete ve millete maliyeti çok yüksektir. Başlatılan sürecin olumlu sonuçlanması temel arzumuzdur. Özellikle Doğu ve Güneydoğuda bu olayların yaşanması, halkımızın gerek ekonomik, gerekse de kültürel açıdan hem yozlaşmasına hem de kültürlerini kaybetme noktasına gelmesine neden olmuştur. Yaşanan terör olayları tüm Türkiyeye bedel ödetirken en fazla bedeli de yine Doğu ve Güneydoğu ödemiştir. Terörü bitirmeye yönelik şimdiye kadar bazı adımlar atılmışsa da sonuca ulaşmamış süreç devam ederken provoke edilebilmiştir. Ak Parti hükümetinin milli birlik ve kardeşlik projesi kapsamında attığı adımlar üzerinden sürecin olumlu sonuçlanmasına yönelik olmayan maksatlı tartışma ve propagandalar milletin zihnini bulandırmakta terörden rant elde eden kirli odakların ekmeğine de yağ sürmektedir. Yüzde 50nin üzerinde oy almış bir siyasal iktidarın iradesi bu sorunu çözmeye yeterlidir. Sivil toplum kuruluşlarının, kanaat önderlerinin ve demokratik kitle örgütlerinin Türkiyenin daha fazla kaybetmemesi adına kardeşlik hukukunu koruyarak sürece olumlu katkı sunmaları gerekir. Diyarbakırdan Türkiyeye yansıyan nevroz görüntülerinde eleştirmek isteyenler için elbette malzeme bulunabilir ama 30 yıllık sorunun çözümü noktasında iradesini ortaya koyan sağduyulu kesimler için ümitvar olunacak çok önemli işaretler de bulunmaktadır. Sürecin olumlu sonuçlanması adına her iki taraftan atılan radikal adımları hafife almamak gerekir. Memur-Sen olarak milli birlik ve kardeşlik projesi kapsamında atılan olumlu adımları destekliyor, sürecin başarıyla sonuçlanması ve Türkiyenin lider ülke olmasında en büyük engellerden biri olan terör prangasından bir an önce kurtulmasını temenni ediyoruz.
Kasım BİRTEK EĞİTİMSEN DİYARBAKIR ŞUBE BAŞKANI
21 Mart günü tarihi bir gün yaşadık. Ülkenin dört bir yanından gelen milyonlarca insan, onlarca yazar akademisyen ve yüzlerce gazeteci sayın Öcalanın özenle hazırladığı mesajı dinlemek için Diyarbakırda, newroz alanında sabırsızlıkla bekliyordu. Beklenen an geldi. Mesaj okunmaya başladı. Mesajın bitiminde herkesin işte bu dediğini hisseder gibiydik.
Yıllardır, on binlerce cana mal olan savaş sürecinin kapanması için tarih yeniden Kürtlere sorumluluk yüklemişti. Kürtlerin bu doğrultudaki çabası konjonktürle bileşince barış umudu ortaya çıktı. Barış umudu diyorum çünkü gerçekleşmesi kuvvetle muhtemel olan bir durum vardır. Ancak çok kesinleşmiş bir durum da yok ortada. Artık dikkatler devlete çevrilmiş durumda devletin de üzerine düşeni yapması gerekir.
Süreci desteklemek, aynı zaman da demokrasi mücadelesi veren KESK ve bağlı sendikaların görevleri arasındadır. Bu nedenle bizler süreci desteklerken aynı zaman da teşvik te ediyoruz. Bu teşvikin demokratik mücadele ile bağlantılı olduğunu biliyoruz.
Kamil KÖSE - TÜRKİYE KAMU-SEN ADANA İL TEMSİLCİSİ
İmralı'da yatan terörist başının, bizi yönetenlerle aynı ağız ve üslupla bütünleştiği, benzer hedeflere yöneldiği ve müşterek ihanet komisyonunun düşüncelerini dillendirdiği yeniden, bir kez daha ayan beyan ortaya çıkmıştır. Türk bayrağının hiçbir yerde asılmadığı bu ortam içinde, İmralı canisinin posterleri taşınmış, Kürdistan çağrıları her tarafı sarmış ve hainlikler kara bulut gibi mübarek vatanımızda dolaşmıştır. Allah büyüktür ve bilinmelidir ki, Türk milletinin birliği ve varlığı ilelebet baki kalacaktır. Türkiye'nin içine çekildiği bunalım, buhran ve bühtanla dolu çözülme süreci bugün tam bir şova ve meydan okumaya dönüşmüştür. Nevruz Bayramı'nı necaset emellerine alet etmeye çalışan bedbahtlar, kontrolden çıkmışlar ve Türk milletine açıkça gözdağı vermişlerdir. Dahası, bizi yönetenlerin bölücü teröre bahşettiği mükafat ve ödünler Türkiye'yi parçalanmanın ve bölünmenin sınırına kadar getirmiştir. Tüm gelişmeler süreç isimli ihanet, çözülme ve çöküş planının hükümet ve PKK'yla birlikte, karşılıklı paslaşma ve uyum içinde yürütüldüğüne işaret etmektedir. Bugün Diyarbakır, Başbakan ve hükümetinin bölücülere sağladığı geniş imkanlara tartışmasız şekilde sahne olmuş ve neticede devlet varlığı kuru tehditlere muhatap kalmıştır.
PKK terör örgütünün silahla başaramadığı, saldırı ve şiddetle yapamadığı ne varsa hükümet tarafından peşkeş çekilmiş, teröristlere gözü kapalı bir biçimde vaat edilmiştir. Terör örgütünün döktüğü kanlardan, neden olduğu yıkım ve tahribatlardan en ufak bir pişmanlık emaresi duymayan cani başının, terörist saldırıları zımnen överek kanlı sicillerinin doğru olduğuna göndermede bulunması edepsizliğin, ahlaksızlığın ve seviyesizliğin içine battığını tekraren tescillemiştir. Görülmektedir ki, bölücü eşkıyanın kanlı fermanı, İmralı canisinin ölüm mürekkebiyle yazdığı zırvaları, bizi yönetenlerin tüm politika ve kararlarına nüfuz etmiş ve güdümüne almıştır.
Daha da vahimi, Türkiye ve Türk milletinin kaderi müebbet hapis cezası alan bir katilin insaf ve inisiyatifine terk edilmiştir. Kabul edilmelidir ki, çözüm süreci denilen namert ve nankör adımlar sayesinde psikolojik üstünlük PKK ve cani başına geçmiştir.
Görüyoruz ki, şu anda şehit kanı üzerinden, o paçavraların altında pazarlıklar yapılmaktadır. Yaşanan bu gelişmeler bizleri çok rahatsız ediyor. Bizim evlatlarımız boşuna mı şehit oldu diye acı yaşıyoruz?
Memleketin her yanındaki milletimizin düşmanları ve onların sempatizanları bizim varlığımızdan rahatsız olmaktadır. Şunu garanti ederiz ki bizler son nefesimize kadar sizleri rahatsız etmeye devam edeceğiz. Bu vatan, bu millet, bu bayrak, bu dil tektir ve bizimdir!
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!
Bu yazının tüm hakları GazeteKamu.com'a aittir. "www.gazetekamu.com" biçiminde bağlantı kurulabilir, açık kaynak gösterilmek kaydıyla içerik kullanılabilir.