KAMU
Torba Yasayla Memurlara Getirilen Yeni Haklar
Torba Kanun'un ilk hazırlanan şekli ile Mecliste geçirdiği evre arasında ciddi farklar bulunmaktadır. Bu çerçevede torbada ciddi delikler oluştuğunu söyleyebiliriz. Bu nedenle torbada kaldığı kadarıyla okuyucularımıza özet olarak getirilen yeni hakları maddeler halinde açıklamaya çalışacağız.
1- Açıktan vekil olarak atanan memurların izinleri 657 sayılı Kanunun 86 ncı maddesine konularak uygulamada yaşanan sorunlar giderildi. Buna göre, açıktan vekil olarak atananlara, bir yılda yirmi günü geçmemek üzere çalıştıkları her ay için iki gün yıllık izin verilecek ve bu iznin kullanımında, bir sonraki yıla devredilme hâli dışında Devlet memurları için öngörülen hükümler uygulanacaktır.
2- Doğum yapan memurlara verilmiş olan 1 yıllık gece nöbeti muafiyeti 2 yıla çıkarıldı. Buna göre kadın memurlara; tabip raporunda belirtilmesi hâlinde hamileliğin yirmi dördüncü haftasından önce ve her hâlde hamileliğin yirmi dördüncü haftasından itibaren ve doğumdan sonraki iki yıl süreyle gece nöbeti ve gece vardiyası görevi verilemeyecek.
3- Memurlar, Kamu Denetçiliği Kurumuna iki yıl süreyle ve kendi muvafakatları olmak kaydıyla görevlendirebilecekler. İhtiyaç halinde bu süreler birer yıllık süreyle uzatılabilecek ve bu sürelerde aylıklı izinli sayılacaklar.
4- Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığındaki yönetici kadrolarına asaleten veya vekaleten atanan doktor, diş hekimi ve eczacılara en yüksek Devlet memuru aylığının (ek gösterge dâhil) %700'ünü geçmemek üzere ek ödeme getirildi. Bu ödemenin maksimum karşılığı ise 9500 * 0,076791= 729,50 * % 700 = 5106,60 TL'dir.
Yapılan düzenleme ile Sosyal Güvenlik Kurumunun doktor, diş hekimi ve eczacı yöneticilerin maaşları SGK Başkanının ve Müsteşarının maaşını geçecek. Müsteşarın 7.694 TL aldığı düşünüldüğünde yapılan düzenlemenin yanlışlığı ortaya çıkacaktır. Yapılan düzenlemeye göre SGK'nın yönetici kadrolarına azami olarak 9500 * 0,076791 * % 700 = 5.106 TL ilave ek ödeme yapılacaktır. Bu ilave ek ödemeyle Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürü 6.736 TL (Genel Müdür maaşı) + 5.106 TL (Ek ödeme) = 11.842 TL maaş alabilecektir. Daire Başkanı ise azami 4.650 + 5106 = 9.756 TL alabilecektir. Aynı durum şube müdürü olarak görev yapanları da kapsamaktadır.
Kimler bu düzenlemeden yararlanacak?
SGK'nın Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürlüğünde bir genel müdür ve sekiz daire başkanı olduğunu düşündüğümüzde toplam dokuz personel için sistem değişikliğine gidilmiş ve 666 sayılı KHK delinmiştir. Bundan sonra da delinebileceği anlamına gelmektedir. Ümit ederiz ki SGK'da çalışan ve ağır iş yükü nedeniyle ciddi mağduriyet yaşayan diğer personelin de sesi duyulur.
5- Vekil Kur'an kursu öğreticilerine kadro verilmiştir. Buna göre; 30/6/2013 tarihi itibarıyla Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı Kur'an kurslarında vekil Kur'an kursu öğreticisi olarak görev yapmakta olanlar ile 4/5/2005 ile 30/6/2013 tarihleri arasında en az üç ay süreyle Başkanlığa bağlı Kur'an kurslarında vekil Kur'an kursu öğreticisi olarak görev yapmış olanlar, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay içinde müracaat etmeleri hâlinde, yeterlilik belgesine sahip olmaları koşuluyla Başkanlık tarafından Kur'an kursu öğreticisi kadrosuna atanabilecekler. Ancak, kadroya geçirilenlerin 5 yıl süreyle başka kurumlara nakil yasağı getirilerek yeni bir çakılı kadro modeli oluşturuldu.
6- Sosyal Güvenlik Denetmeni ve Yardımcılarının yaşadıkları sorunlar giderilmiştir. Daha önce SGK'da çalışan Sosyal Güvenlik Kontrol Memurları yapılan kanuni düzenleme ile Sosyal Güvenlik Denetmeni kadrolarına atanma hakkı kazanmıştı. Ancak, yapılan düzenlemedeki eksiklikler nedeniyle mağduriyet yaşanmaktaydı. Bu düzenleme ile hem 657 sayılı Kanunun kariyer meslekler arasına girmeleri hem de özel hizmet tazminatı ve harcırah düzenlemesinde bulunmaları gereken yere gelmeleri sağlanmıştır. Görünen o ki Denetmenlerin cevvaliyeti konumlarını daha da yükseltme yönünde başka çabalara kapı aralayacaktır.
7- Sözleşmeli personele kadro verilmesi kamu kurumlarındaki sözleşmelileri de kapsayacak şekilde genişletilerek sonuçlandırıldı. Ancak, kadroya geçirilen sözleşmeli personelin 5 yıl süreyle başka kurumlara nakil yasağı getirilerek yeni bir çakılı kadro modeli oluşturuldu.
8- Aday memurken kılık ve kıyafete aykırı davrandığı gerekçesiyle uyarma cezası alıp da görevi sona erenlerin tekrar memuriyete dönüşleri sağlandı. Buna göre, aday memur statüsünde görev yapmakta iken 1/1/1990 ile bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih arasında 657 sayılı Kanunun 125 inci maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (g) alt bendinde yer alan kılık kıyafete aykırı fiili işlediği gerekçesiyle anılan Kanunun 56 ve 57 nci maddeleri uyarınca disiplin cezası veya olumsuz sicil almış olmaları nedeniyle memurlukla ilişiği kesilip asli memurluğa atanamayanların kamuya tekrar dönüşü sağlandı.
Ancak, adaylık döneminde başka fiillerden dolayı uyarma veya kınama cezası alıp da görevi sona erdirilen aday memurların sorunu çözülmedi. Adil olan bunların da tekrar kamuya dönmesinin sağlanarak 657 sayılı Kanunun 57 nci maddesinde değişiklik yapılarak sorunun kaynağının kurutulması gerekirdi. Ancak, bataklığın kurutulması yerine yine sineklerle uğraşıldı. Bu konudaki sıkıntıları ve çözüm önerimizi öğrenmek için 'Bütün aday memurlar diken üstünde' başlıklı yazımız okunabilir.
Bu konuya devam edeceğiz.
------------------------------------------------------
Dünkü yazımızda Torba Kanun'la memurlara getirilen yeni haklardan bahsetmiş ve bu konudaki açıklamalara devam edeceğimizi belirtmiştik. Bu nedenle torbada kaldığı kadarıyla okuyucularımıza özet olarak getirilen yeni hakları maddeler halinde kaldığımız yerden açıklamaya çalışacağız.
1- KİT'lerde çalışan sözleşmeli personelin mazeret, refakat ve hastalık izinleri ile ücretli veya ücretsiz izinleri memurlarla aynı oldu. Ancak, bu personelin bir sözleşme döneminde kullanılamayan yıllık izinlerinin takip eden yıla aktarılamaması sorunu hala devam ediyor.
2- 28 Şubat döneminde Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü'nde görevleri sonlandırılan memurların hakları yeniden veriliyor. Hafızamızı yenilemek gerekirse, SHÇEK memur alım sınavı yapıyor ve sınavı kazananların atamaları yapılarak görevlerine başlatılıyorlar. Ancak, 28 Şubat darbesinden sonra göreve gelen yeni hükümetin SHÇEK'ten sorumlu Bakanı yapılan sınavlarda usulsüzlük yapıldığı gerekçesiyle soruşturma açtırmış ve telkinle hareket eden müfettişlerin hazırladığı raporlara istinaden yapılan memur alım sınavında usulsüzlük yapıldığı gerekçesiyle yüzlerce memurun görevine son verilmişti. Baskılara rağmen aksi yöndeki müfettiş raporlarına ise itibar edilmeyerek kıyıma devam edilmişti. İşte yapılan düzenlemeyle yaklaşık olarak 17 yıl sonra yaşanan mağduriyet giderilmiştir.
Getirilen hükümde şunlara yer verilmiştir; 'Kapatılan Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü taşra teşkilatı tarafından 14/6/1997 tarihinde yapılan personel sınavında başarı gösterip Devlet memuru olarak atanan ve göreve başlayan ancak daha sonra sınavlarının iptal edilmesi nedeniyle Devlet memurluğu sona erdirilen kişilerin, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'na müracaat etmeleri hâlinde ve devlet memuru olabilmek için aranan genel şartları kaybetmemiş olmaları şartıyla, mezkur bakanlığın taşra teşkilatının durumlarına uygun memur kadrolarına herhangi bir sınırlamaya tabi olmaksızın açıktan atamaları yapılır.'
3- 28 Şubat sürecinde görevleri sona erdirilen memurların açıkta geçirdikleri sürelerin sigorta primleri halen çalıştıkları veya kamu görevlisi olarak en son çalışmış oldukları kamu idareleri tarafından ödenecektir.
4- ÇSGB'nin yurt dışı sürekli görevlere atanacak kadroları genişletildi. Yine Torba Kanun'dan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı personeline bazı ayrıcalıklar çıkması da eleştirilere konu olabilecek niteliktedir. Birçok personel sorunu yerinde dururken bu tür düzenlemeler yapılması anlaşılır bir şey değildir ve farklı algılara sebep olacak nitelik taşımaktadır.
Yapılan düzenlemeyle bakanlık merkez teşkilâtında veya bağlı veya ilgili kuruluşlarında daire başkanı ya da daha üst görevlerde bulunanlar ile bakanlık ile Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı merkez teşkilâtında mesleğe yarışma ve yeterlik sınavıyla girmiş olanlardan yeterliklerini aldıktan sonra en az 7 yıl çalışmış olanların çıkarılacak yönetmelikle belirlenen esaslar dâhilinde yurt dışı teşkilatı kadrolarına sürekli görevle atanabilme hakkı getirilmiştir. Daha önce genel müdür ve üstü görevlerde bulunanlara tanınan bu hak yapılan düzenleme ile daire başkanı üstü görevlere tanınarak genişletilmiştir.
Yine daha önce yurt dışı işçi hizmetleri uzmanlarına tanınan yurt dışı sürekli görevlere atanma hakkı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı merkez teşkilâtında mesleğe yarışma ve yeterlik sınavıyla girmiş olanlardan yeterliklerini aldıktan sonra en az 7 yıl çalışmış olanlara da tanınmaktadır. SGK'nın müfettiş, SGK uzmanı ve SGK denetmeni kadrolarında bulunanlar bu haklardan yararlanabileceklerdir.
Kariyer meslekler arasında nakil yoktur
Halen çalışma ve sosyal güvenlik bakanlığında uzman yardımcısı olarak çalışıyorum. Eğitimime daha uygun olduğu için tarım bakanlığına uzman yardımcısı olarak geçmem mümkün mü? Yine bugün usulüne uygun olarak istifa etsem 6 ay geçmeden Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ya da başka bir bakanlık uzman yardımcısı alımı yaparsa başvurabilir miyim?
Genel olarak kariyer meslekler olarak adlandırdığımız 657 sayılı Kanun'un 36/A-11 inci maddesinde yer alan kadrolar arasında naklen geçiş yoktur. Bu mesleklerin her birinin ayrı ayrı yönetmeliği vardır ve bu yönetmeliklerde mesleğe nasıl girileceği, görevleri, nasıl yükselineceği gibi birçok hususa yer verilmiştir. Bu nedenle teşkilat kanunlarına konulan geçici maddeler haricinde bu meslekler arasında naklen geçiş yoktur. Bazı hallerde teşkilat kanunlarına konulan geçici maddelerle başka kurumlardaki kariyer meslek mensuplarının başka kurumlardaki kariyer mesleklere naklen geçişi sağlanabilmektedir. Ancak, bu durumlar çok istisnaidir.
Örnek vermek gerekirse bir Devlet Personel Uzmanı'nın naklen Başbakanlık Uzmanlığı'na geçemeyeceği gibi tersi bir durumda söz konusu değildir.
Diğer yandan, usulüne uygun olarak istifa etmiş olmanız halinde sınavla olsa da 6 ay geçmeden tekrar memuriyete dönemezsiniz. Ancak, sınav için başvurmanıza engel olmamakla birlikte, sınavı kazanmanız halinde atamanızın yapılacağı tarihe kadar süreyi doldurmazsanız atamanız yapılamaz. 657 sayılı Kanunun 97 nci maddesi bu konuda son noktayı koymuştur.
Engelliye merhamet etmeyenler yanar
Ben 2012 yılında yapılan ÖMSS sonucunda 88,2 puan alarak lise üzerinden ilk atamada hizmetli olarak yerleştim diğer kadrolardaki azlık yüzünden mecburen hizmetli olarak hizmet vermek zorunda kaldım. Bir engellinin engelini artırıcı görevlerde çalışması doğru mudur?
Engellinin engelini arttırıcı işlerde çalıştırılması mümkün değildir. Bu konuyla ilgili olarak Özürlülerin Devlet Memurluğuna Alınma Şartları İle Yapılacak Merkezi Sınav ve Kura Usulü Hakkında Yönetmeliğin, Özürlülerin Çalıştırılacakları İşler başlıklı 21'inci maddesinde; 'Belirli bir mesleği olan özürlülerin meslekleri ile ilgili işlerde çalıştırılmaları esastır. Belirli bir mesleği olmayan veya mesleğine uygun kadro bulunmayan özürlüler, özür durumlarına göre yapabilecekleri hizmetlere ait mevcut kadrolarda çalıştırılır. Özürlüler, özürlülüklerini artırıcı veya ek özür getirici işlerde çalıştırılamaz.' hükmüne yer verilmiştir.
Sonuç olarak bu hüküm gereğince engellilerin engelini arttırıcı işlerde veya ek engel getirici işlerde çalıştırılmaları mümkün olmadığı gibi bunları çalıştıranların da sorumluluğu vardır.
Daha önce bu köşede 'Kolsuz hizmetli dönemi başlıyor' başlıklı yazımızla bu konuya dikkat çekmiştik. Bu yazımızda özetle şu ifadelere yer vermiştik; 'Bize gelen bir telefonla faciayı öğrenmiş olduk. Hizmetli olarak yerleştirmesi yapılan bir kişinin özür derecesi % 85 ve omuzlarından iki kolu yok. Konuyla ilgili olarak beni aradılar ve bu çocuğun daha göreve başlamadan anne basının bulunduğu ile naklinin alınıp alınamayacağını sordular. Bu olayı duyunca kahrolmamanız mümkün mü? İki kolu olmayan bir kişi nasıl hizmetli olarak görev yapacak? Hem 657 sayılı Kanun'da hem de ilgili yönetmelikte yerleştirme işlemlerinde özür grubunun dikkate alınacağı ifade edilmesine rağmen maalesef buna dahi uyulmuyor ve netice ortada. Ayrıca, anne baba bu çocuğun kendi kendine doğal ihtiyaçlarını dahi karşılayamadığını ifade ediyorlar. Bu durumu konuyla ilgili iki bakanın dikkatine sunuyoruz.' (Ahmet Ünlü / Yeni Şafak)