KAMU
Torba Yasa yeni bir sayfa açabilecek mi?
Torba yasa ülkemizin gündemini belirlemeye devam ediyor.
Torba ile halk arasında “af kanunu” olarak bilinen kamu borçlarına yapılandırma düzenlemesi ile geçmişe bir sünger çekmek hedefleniyor.
Elbette ki, torba yasa henüz bir tasarı olduğundan ötürü kesin olarak şu olacaktır demek zor. Meclis’ten geçerek yasalaştıktan sonra son sözü söylemek mümkün…
Yine de tarihi nitelikteki bu torba yasayı tasarıdaki unsurları ile değerlendirmek gerekiyor. Torba yasa kapsamında neler var, bu yapılandırma nasıl sonuçlara neden olabilir? Bugün köşemizi bu konuya ayırdık.
GSS Borçlarındaki Sıkıntı Çözülecek
SGK prim borçları konusundaki en büyük sıkıntı Genel Sağlık Sigortası (GSS) borçlarında bulunmakta.
Yaklaşık yarım milyon vatandaşın adlarına tahakkuk edilen GSS prim borcu dolayısıyla sağlık hizmetlerinden uzak kalması söz konusu.
Torba yasa bu sorunu çözmek ve 2012 yılbaşında yürürlüğe giren GSS sistemini oturtmayı amaçlıyor.
Bu kapsamda tasarı daha önce hiç gelir testi yaptırmamış, bu yüzden kendisine en yüksek prim diliminden borç çıkartılmış kişilere sıfırdan gelir testi yaptırması için üç aylık bir süre tanıyacak.
Keza daha önceki GSS borçları da başvuru şartına bağlı olarak faizleri kısmen veya tamamen silinerek taksitlendirilebilecek.
İşveren Borçlarına da Af Var
Torba yasada olması planlanan diğer düzenleme ise işverenlerin sigortalı çalışanları için ödemeleri gereken prim borçlarına yapılacak.
İşverenlerin prim, gecikme cezası, gecikme zammı, damga vergisi, işsizlik sigorta primi, idari para cezası gibi borçları ile asgari işçilik incelemeleri sonucu çıkan borçları yapılandırmaya konu olacak.
Temel bir prensip olarak, prim anapara asılları, yani asıl borçlar, saklı tutulacak.
Affın söz konusu olduğu kısım ise faiz ve gecikme zamları. Bu kısımların kısmen veya tamamen af edilmesi söz konusu… Ayrıca idari para cezalarında da indirim yapılabilecek.
Anapara Ödenecek, Faizler Hafifleyecek
Torba yasanın içeriğinin tam mahiyetini Genel Kurul’dan çıkmadan söylemek zor.
Ancak şuan ki tasarı çerçevesinde prim borçlarının tümünün affedilmeyeceğini söylemeliyiz.
Yalnızca gecikme cezası ve gecikme zammı dolayısıyla katlanan faiz kısımları affa konu olacak.
Bir önceki yapılandırma olan 6111 sayılı Kanunda faizlerin %50 veya %75’lik kısmı silinmişti. Yeni yapılandırmada ise son sözü Meclis söyleyecek.
Anaparalar affedilmediği, üstelik zamanında borcunu ödeyenler “beş puanlık teşvik” gibi % 30’a yakın indirim sağlayan düzenlemeler ve önemli devlet desteklerinden faydalandıkları için mağdur edilmemiş olacak.
Yapısal Dönüşüm Süreçleri Belirleyici
Aslında, torba yasayı geçiş döneminin bir sonucu olarak görmek gerekiyor.
Devlet-millet kaynaşmasının köklendirilmek istendiği, köklü reformların yapıldığı yahut da ekonomik kriz süreçlerinden çıktığımız dönemlerde yapılandırma kanunları kamu bütçesine ve ekonomiye can suyu oluyor.
Tekrardan bir uzlaşı zemini üretmeye, sistem dışında kalmış kesimleri tekrar sistem içerisine almaya yardımcı oluyor.
Yapılandırma kanunları bir nevi sosyo-ekonomik travmaları ortadan kaldıracak bir şok terapisi işlevi görüyor, vatandaşların ağır borçlar altında ezilmelerini önleyerek sistemi güçlendirmeye yarıyor.
Örneğin, 2006 yılındaki af, sosyal güvenlik reformunu desteklemek ve geniş kesimlerin büyük bir dönüşüm altında ezilmemesi amacıyla çıkartılmıştı.
2008 affı ise “Büyük Durgunluk” olarak adlandırılan insanlık tarihinin en büyük ekonomik krizininin etkilerini hafifletmek için yapılmıştı.
Her ikisi de önemli işlev gördüler…
Çok Sık Af Çıkmamalı
Öte yandan ülkemizde bundan önce 2006, 2008 ve son olarak da 2011 yılında af kanunları çıkartıldı. Yani nerede ise her iki yılda bir af kanunu gördük.
Bu tür sık ve sürekli afların davranış bilimi açısından değerlendirilmeyi hak ettiği açık.
Yapısal sorunların çözülmeye çalışıldığı geçiş dönemlerinde ve devlet-millet kaynaşmasının önem kazandığı süreçlerde af kanunları anlaşılabilir.
Ancak sürekli hale gelirse, vatandaşta şöyle bir beklenti oluşuyor: “Bu borç nasıl olsa affedilir bir gün; niye ödeyeyim ki!”
Dahası nasıl olsa bir sonraki af kanunundan faydalanırım diyen vatandaşların yapılandırmadan faydalanmaya başvuruları ve taksitlerini ödeme konusundaki hassasiyeti azalıyor.
Dolayısıyla hem yapılandırma silahını kullanma sıklığına hem de yapılandırmanın dizaynına çok dikkat etmek gerekiyor.
Yani bu silah gerekli bir silah olsa da, kullanırken dikkatli olmak gerek, kuş vurayım derken kamu otoritesinin ayağına sıkmamak önemli… Bünyemin Esen memurhaber