KAMU
Torba Yasa 60 maddeden 106 maddeye çıkarıldı
Kamuoyuna 'madenci yasası' olarak lanse edilen torba yasa tasarısı, Plan ve Bütçe Komisyonu Alt Komisyonu'nda 60 maddeden 106 maddeye çıkarıldı. Tasarıda tam 44 yasada değişiklik öngörülüyor. Çalışma ve Toplum Dergisi Yayın Yönetmeni Avukat Murat Özveri, bu tasarı ile hükümetin örtülü sıkıyönetim ilan ettiği görüşünde.
Özveri'ye göre, bu tasarı, yargı kararlarının bağlayıcılığı ilkesini ortadan kaldırıyor. Siyasi iktidarın yapmış olduğu atamalar, görev değişiklikleri, nakiller, göreve son vermeler, yargısal denetime tabi olmaktan çıkarılıyor. Yargı kararlarını uygulamayan kamu görevlilerine ceza dokunulmazlığı getirilerek bir nevi sıkıyönetim ilan ediliyor, idarenin keyfilik alanı genişletiliyor.
2 YIL HÜKMÜ
Tasarının 82'nci maddesi, İdari Yargılama Usülü Kanunu'nun 28'inci maddesinde değişiklik yapılmasını öngörüyor. Buna göre, yasanın ilgili maddesinde şu ifadeler yer alacak:
“...kamu görevlileri hakkında tesis edilen atama, görevden alma, göreve son verme, naklen veya vekâleten atama, yer değiştirme, görev ve unvan değişikliği işlemleriyle ilgili olarak verilen iptal ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin mahkeme kararlarının gereği iki yıl içinde, ilgilinin kazanılmış hak aylık derecesine uygun başka bir kadroya atanması suretiyle yerine getirilir.”
“Kamu görevlileri hakkında yapılan bu tür idari tasarruflar; telafisi güç veya imkânsız zararlar doğurmaz.”
“Kamu görevlileri hakkında tesis edilen atama, görevden alma, göreve son verme vb işlemleriyle ilgili olarak verilen iptal ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin mahkeme kararlarının gereğini yerine getirmeyen kamu görevlisi hakkında ceza soruşturması ve kovuşturması yapılamaz; ancak disiplin hükümleri saklıdır.”
Av. Özveri'ye göre, bu hükmün anlamı şu: İdare, atama işlemlerinde kesinleşmiş yargı kararlarını iki yıl uygulamama özgürlüğünü kazanıyor. Böylece siyasi iktidar kendisine yandaş olmadığı için herhangi bir kamu görevlisini görevden alıp bir başka ile, ilçeye atayabilecek. Bu atama karşısında yargıya başvuran kamu görevlisi yürütmeyi durdurma kararı veya iptal kararı aldığında, idare bu kararı iki yıl içerisinde uygulayabilecek. Üstelik uygularken bu kişiyi aynı göreve atamak zorunda değil, 'kazanılmış hak aylık derecesine uygun başka bir kadroya' atayabilecek.
'TELAFİSİ GÜÇ ZARAR' DENEMEYECEK
Atama işlemlerinde yargıç, telafisi güç veya imkânsız zarar oluştuğunu görse dahi, 'Telafisi güç zarar var' diyemeyecek. Halbuki idari yargıda hangi durumların telafisi güç zararlara yol açacağının taktiri yargıca ait. Torba yasa, bu taktir yetkisini ortadan kaldırıyor. Dolayısıyla atanan memurun aile düzeni parçalanmış olsa da, çocukları okullarından, eşi işinden olsa da bu durum telafisi güç zarar olarak nitelendirilemeyecek.
Bir diğer önemli nokta ise şu: Yürütmeyi durdurma kararı verilebilmesi için telafisi güç veya imkânsız zarar ve açık hukuka aykırılık unsurlarının birlikte gerçekleşmesi gerekiyor. Tasarı, 'atama kararının telafisi güç ya da imkânsız zararlara yol açamayacağı' hükmünü getirdiğinden, aslında atama kararlarında idarenin yürütmeyi durdurma kararı vermesini olanaksız hale getiriyor.
***YARGI KARARI KİMİSİNİ BAĞLAMIYOR
Yasalara göre, yargı kararları gerçek ve tüzel, herkesi bağlıyor ve herkes yargı kararlarına uymak zorunda. Ancak tasarı yasalaşırsa yargı kararlarını uygulamayan görevlilere ceza kovuşturması yapılamayacak. Bir kamu görevlisi, bir yere atandığında, görevden alındığında, yeri değiştirildiğinde vb yargıya gidip işlemi iptal ettirse ya da yürütmeyi durdurma kararı alsa bile, bu kararı uygulamayan kamu görevlisi hakkında suç duyurusunda bulunamayacak. Av. Özveri'nin ifadesiyle, “Görevliler, iktidar isterse yargı kararını yerine getirecek, istemezse yerine getirmeyecek." Böylelikle yasa yoluyla yargı kararlarının uygulanmayacağı hüküm altına alınıyor. Birgün Gazetesi