KAMU
Torba tasarının 82. maddesi görüşülüyor
Bilim Sanayi ve teknoloji Bakanı Fikri Işık, "Eğer ben iktidara geliyorsam üst düzey kadroları belirleme hakkına sahip olmalıyım. Ben benden önceki dönemin genel müdürüyle çalışmak zorunda olmamalıyım. Eğer, o genel müdür benim politikalarıma inanmıyorsa ben onunla nasıl yol yürüyeceğim?" dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, kamuoyunda "Torba Kanun" olarak bilinen İş Kanunu ile Bazı Kanun ve KHK'larda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı görüşülüyor.
Tasarının bugünkü görüşmeleri, ilk görüşmeleri dün yapılan ve tartışma yaşanan memurların atama, görevden alma ve son verme, yer değiştirme, görev ve unvan değişikliği işlemleriyle ilgili verilen iptal ve yürütmenin durdurulmasına dair mahkeme kararlarına ilişkin düzenlemeyi içeren 82. madde üzerinden başladı.
Muhalefet partilerine mensup milletvekilleri düzenlemeyi eleştirerek, hukuk devleti ilkelerine ve anayasaya aykırı olduğunu savundu.
HDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, maddeye ilişkin görüşlerini aktarırken anayasaya aykırılığını savunduğu bazı cümlelerini Kürtçe olarak da tekrarladı. Kaplan, "Başka nasıl anlatayım, hangi dilde anlatayım" ifadesini kullandı.
CHP Ankara Milletvekili İzzet Çetin de söz alarak, birleşimin başında hükümeti temsil eden Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın herhangi bir konuşma yapmadan yerini Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık'a bıraktığını ifade ederek, Komisyon Başkanı Recai Berber'in tavrını eleştirdi. Berber'in milletvekillerinin konuşmaları sırasında sordukları soruların yanıtlanmasını sağlamadan birleşime ara verdiğini ve bakan değişikliği yaşandığını kaydeden Çetin, komisyonun çalışma yöntem ve usullerinin çiğnendiğini ileri sürdü.
Daha sonra söz alan muhalefet milletvekilleri de komisyon çalışmalarının uzun süredir devam ettiğini, koşulları ağır bir çalışma süreci yaşandığını, ancak ilgili bakanların komisyona katılmadıklarını ya da yeterli süre kalmadıklarını ifade ederek, durumu eleştirdiler.
CHP İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli de tasarının 82. maddesinin alt komisyonda tartışmalı bir oturumda eklendiğini ifade ederek, "Bunun yeri Plan Bütçe Komisyonu değil. Anayasa Komisyonuna gitmesi gereken bir madde" dedi. Maddenin sakıncalı hususlar içerdiğini, kabul edilemez olduğunu ileri süren Türeli, yargıya müdahale anlamı taşıdığını, güçler ayrılığı ilkesini ihlal ettiğini söyledi.
Türeli'nin ardından söz alan Bakan Işık, düzenleme hakkında bilgi verdi ve hükümetin görüşünü aktardı.
"Biz maddenin bu haliyle kapsamının çok geniş olduğu, uygulamada keyfiyete sebep olabileceği kanaatindeyiz" diyen Işık, iktidarların göreve gelirken halka verdikleri sözleri yerine getirebilmeleri için çalışacağı üst düzey bürokratları belirleme hakkı olması gerektiğine işaret etti. Işık, "Hükümet politikalarını uygulayacak olan bürokrasidir. Eğer siz iktidarsanız ve sizin politikalarınızı benimsemeyen bir genel müdür, müsteşar varsa sizin politikalarınız nasıl hayata geçecek?" diye sordu.
Işık şöyle devam etti:
"Bütün kamu çalışanlarını ilgilendiren değil ama hükümet politikalarının uygulanmasında inisiyatif alması gereken bürokraside, hükümetin çalışıp çalışmamaya karar verme yetkisinin olması gerek. Belki bu anayasada düzenlenmeli.
Hepimiz siyasetçiyiz. Bunu bana göre bütün partilerin savunması lazım. Neden? Eğer ben iktidara geliyorsam üst düzey kadroları belirleme hakkına sahip olmalıyım. Ben benden önceki dönemin genel müdürüyle çalışmak zorunda olmamalıyım. Eğer, o genel müdür benim politikalarıma inanmıyorsa ben onunla nasıl yol yürüyeceğim? Bu demokrasinin en temel gereklerinden bir tanesi. Eğer ben bu politikaları uygulamakla ilgili halktan yetki aldıysam, halka hesabı da ben vereceğim. Eğer bir iktidar kendisiyle aynı düşünce yapısına sahip olmayan bir müsteşarla çalışmak zorunda kalıyorsa o zaman o iktidara hesap sorulması çok kolay değil. Siyasetin güç kaybettiği noktalar bu noktalardır. "
"Üçlü kararname ile atanan bürokratlar, daire başkanlığı ve üstü makamları kapsamalı"
Düzenlemenin üçlü kararname ile atanan bürokratlar, daire başkanlığı ve üstü makamları kapsaması gerektiğine işaret eden Işık, buna yönelik bir önerge vermeyi düşündüklerini de söyledi.
Görevden alınan bürokratların yeniden işe dönüşlerine ilişkin çok sayıda mahkeme kararı olduğunu belirten Işık, yargının yürütmenin yerine geçemeyeceğini söyledi. Işık, yargının yerindelik denetimi yapamayacağını da vurguladı.
Işık, "Özellikle yargı içine sızan bir yapı ne gelirse hükümetin aleyhine hangi karar verilmesi gerekiyorsa onu veriyor. Eğer böyle bir durumda bizim Meclis olarak demokrasiyi savunmamız, 'yerindelik denetimi yapamazsın arkadaş' dememiz lazım. Düz memur, uzman bu arkadaşlarımızın bu noktada kapsama alınmasının doğru olmadığı kanaatindeyiz" diye konuştu.
Madde kapsamına kolluk kuvvetlerini de girdiğini hatırlatan Işık, "Hükümet kolluk kuvvetlerini mutlaka sevk ve idare etme kabiliyetine sahip olmalıdır" dedi. Işık, sözlerini, "Kamuda üst düzey yöneticilerde bizim bu söylediğimiz kapsama girecek toplam 5 bin 152 kişi var. Büyükşehirlerde de bin 922 kişi olduğunu arkadaşlarımız verdiler. Toplamda 10 binin altında, 8 bin 461 kişi var" şeklinde sürdürdü. Düzenlemenin telafisi mümkün olmayan bir durum ortaya çıkarmayacağını da söyleyen Işık, düzenlemede görevine son verme, sürülme gibi bir uygulama olmadığını belirtti.
Muhalefet milletvekillerinin emniyet mensuplarının kapsama alınmasına tepki göstermeleri üzerine Işık, "Emniyet hizmetlerinde 259 bin kişi vardır. Hiçbirin görevine son verme hakkı getirmiyor" dedi. Milletvekillerinin çok sayıda polis memurunun görev yerinin değiştirildiği yönündeki eleştirilerine de Işık, "Doğu'ya emniyette sürekli gidilir. Doğu bu memleketin parçası değil mi? Emniyet mensuplarının şark hizmeti bizim geleneğimizde zaten var" karşılığını verdi.
"İl içerisinde görev yeri değiştirilen emniyet gücü sayısı 3 bin 700 kişi"
Bakanın açıklamalarının ardından CHP Denizli Milletvekili Adnan Keskin söz alarak, Bakan Işık'tan İçişleri Bakanlığı'na "17 Aralık'tan bugüne emniyet müdürü, müdür yardımcısı, komiser düzeyinde kaç kişinin görevinden alındığını, kaç kişinin çalıştığı ilden başka ile gönderildiğini" sorarak bilgi vermesi talebinde bulundu.
Işık, aldığı bilgi doğrultusunda "3 bin 700 kişi il içerisinde görev yeri değiştirilen, amir, memur toplam emniyet güçlerimiz. Ama normal rutin emniyetin şark tayinleri var. 11 bin 400 batıdan doğuya rutin, 11 bin 600 de doğudan batıya rutin" değerlendirmesinde bulundu. Işık, Keskin'in il dışı tayinlerle ilgili sorusu üzerine, "Rutin dışı, il dışı tayin yok" dedi.
Işık, şu anda paralel yapıyla bir mücadele olduğunu ve buna meclisin tamamının sahip çıkması gerektiğini söyledi.
" (Tamamen sıfırlandı mı?) hece hece eklenmiş"
Bakan Işık, CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu'nun 17 Aralık'ta ortaya çıkan ses kayıtlarının montaj olup olmadığı yönündeki sorusuna da yanıt verdi. Bakan Işık, şunları söyledi:
"Montaj mı derseniz, kesinlikle montaj. Bu ses kayıtları 5, 6 ses kaydının biraraya getirilip mantojlanması. Farklı dönemlerde yapılmış konuşmaların biraraya getirilmesiyle oluşturulmuş bir kayıt. Belli bölümleri de tamamen ekleme. Konunun bütünlüğünü tamamen değiştirecek bölümlerde ciddi ekleme var. Bunlardan en çarpıcı örneği medyayla da paylaştım, (tamamen sıfırlandı mı?) hece hece eklenmiş. Sesler gerçek ama siz bir konuşma yapıyorsunuz, bu konuşmadaki kelimeleriniz alınıyor, hece hece kesiliyor ve ekleniyor. Biraz acemice de yapılmış bir şey."
Ses kayıtlarını ilk dinlediğinde bunların montaj olduğunu hissettiğini ve bunu söylediğini de hatırlatan Işık, Ankara Cumhuriyet Savcılığı'nın talebi üzerine TÜBİTAK'ın ses kaydına ilişkin inceleme yaptığını aktardı.
Rapora ilişkin iş ve işlemin Ankara Cumhuriyet Savcılığı ile TÜBİTAK arasında gerçekleştiğini, bu nedenle raporun başka kişilerin incelemesine açılıp açılamayacağına ilişkin hukuki durumu bilmediğini belirten Işık, "Sır gibi saklanmış bir rapor değil. Aslında ben işin uzmanlarının özellikle alıp incelemesini istiyorum" dedi.
Tasarının, 82. maddesi üzerindeki görüşmeler devam ediyor.