KAMU
Torba kanun tasarısı sanki binlerce memurla dalga geçiyor
Binlerce memur aylardır sayın Faruk Çelik'in torbadan çıkaracağına kilitlenmişti. Önce çok çalışana çok, az çalışana az ücret açıklamalarıyla gündem oluşturuldu. Bu olmadı memura rotasyon haberleri gündemi meşgul etti. Nihayet şapka düştü ve torba kanun tasarısında yüzbinlerce memuru ilgilendiren hiçbir şey çıkmadı. Eğer bu yöntem bir siyasetse bizim anladığımıza ve anlayışımıza pek uymuyor.
Memurlar lütuf değil imzalanan metnin gereğini istiyor
Daha önce bu köşeden aday memurların basit bir disiplin cezası alması nedeniyle görevlerinin nasıl sona erdirildiğini gündeme taşıdık. Yine bir derece verilmesini anlatmaktan yorulduk. Tasarıda, Devletin gençleştirilmesine yönelik düzenlemeler yer alırken, 2012 yılı toplu sözleşme görüşmelerinde ayrıntılı olarak ele alınan; 1- Sözleşmelilere kadro 2- Disiplin affı 3- Bir derece gibi 3 ana düzenlemenin hiçbiri tasarıda yer almamıştır.
Herkesin ve her kesimin üzerinde mutabakat sağladığı bir konuda ilgililer tarafından harekete geçilmemesini ve torba kanun tasarısında yer almamasını anlamak mümkün değildir. Binlerce insan bu konularda mağduriyet yaşıyor ve kimsenden de çıt çıkmıyor.
Özellikle bu konularda Kamu Personeli Danışma Kurulunda mutabakata varılması beklentiyi daha da haklı hale getirmiştir. Bu Kurulda alınan kararların taahhüt olduğunu hatırlatmaya gerek duymuyoruz. Ayrıca, aday memurların disiplin cezası alması halinde görevlerinin sona erdirilmesi nedeniyle yaşadıkları mağduriyetin de sona erdirilmesi gerekmektedir. Daha önce bu konuyu canlı örnekler üzerinde açıklamıştık. Dolayısıyla memurun ekmeğini kaybetmesinden daha ağır bir şeyin olmadığını ve bu konuda da mutlaka çözüm getirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Dolayısıyla bu iki konunun muhalefet veya iktidar milletvekillerince verilecek önergelerle tasarıya ilave edileceğini düşünüyoruz.
Özellikle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı sayın Faruk ÇELİKin mutabakata varılan bu üç konuyu niçin tasarıya ilave ettirmediği ve gündeme getirmediği noktasında ciddi tepkiler bulunmaktadır. Beklentiler sayın Bakan'ın bu konudaki derin sessizliğini bir an önce bozması ve harekete geçmesi yönündedir. Şayet bu üç konuda muhalefet önerge verir ve önergeler de kabul görmezse hükümet ciddi destek kaybedecektir, bizden hatırlatması.
Sayın Bakanın asıl açıklama yapması gereken üç konu
Bakan Çelik tarafından defalarca gündeme getirilmiş olmasına ve memurların tedirgin edilmesine rağmen 'rotasyon' düzenlemesinin bu tasarıda yer almamış olması sevindiricidir.
Daha önce bu köşeden rotasyonla ilgili şu ifadeleri kullanmıştık; 'Öncelikle teknik olarak her memurun rotasyona tabi tutulması mümkün değildir. Ayrıca, mevcut uygulamada belli sürelerle rotasyona tabi tutulan memurlar olduğu gibi memuriyete başladığındaki masası dahi değişmeyen memurlar da bulunmaktadır. Mevcut uygulamada Eğitim ve Öğretim Hizmetleri Sınıfı, Emniyet Hizmetleri Sınıfı ve Sağlık Hizmetleri Sınıfında çalışan personel gibi birçok personel rotasyona tabi tutulmaktadır. Sanki rotasyonun bütün memurlara uygulanacağı gibi bir algı oluşturmak hem yanlış hem gereksiz hem de fiilen imkansızdır.'
Ayrıca, sayın Bakanın defalarca tüm sosyal kesimleri umutlandırdığı disiplin affı, bir derece verilmesi ve sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesi yönündeki haklı taleplerin tasarıda yer almaması çok büyük bir hayal kırıklığı oluşturmaktadır.
Sayın Çelik her defasında emeklilikte yaşa takılanlarla ilgili her gün ümit yeşerten açıklamalar yapmasına rağmen belirtmiş olduğumuz üç konuda niçin sessiz kaldığını anlamakta zorlanıyoruz. Acaba taleplerin haksız olduğunu mu düşünüyor, yoksa başka bir sebebi mi var? Şayet talepler haksızsa niçin sendikalarla mutabakata varıldı ve taahhüt altına girildi? Bu arada bir dost olarak sayın Çelik'in konuşmalarıyla yaptıkları arasındaki makasın giderek açıldığını da hatırlatmak isteriz.
Asıl işin sahipleri olan memur sendikalarının konuyu yeterince gündeme taşınmadığını da ifade etmek isteriz. Yoksa bu kadar haklı olunan bir konuda harekete geçilirdi ve sonuç alınırdı. Bu kadar haklı olunan bir konuda sürekli dağ fare doğuruyorsa birazda suç dağın dışında aranmalıdır.
Sonuç olarak ümidimiz odur ki 2014 yılı seçim yılıdır ve sözleşmelilere kadro, memurlara da disiplin affı ve bir derece gibi düzenlemeler bir seçim yatırımı olarak 2014 yılına bırakılmaz. Çünkü, bu tür düzenlemeler zamanında yapılmazsa, her geçen gün mağduriyet artacak ve yapılan hayır ürkütülen kurbağaya değmeyecektir.
Personel düzenlemelerinde ciddi bir dağınıklık var
Ak Parti Manisa Milletvekili Recai Berber ve arkadaşlarının Meclise sunduğu 'Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'nde' daire başkanları ile grup başkanlarının ek göstergeleri 3.000'den 3.600'e yükseltilmesi öngörülüyor. Bu konu bütün boyutlarıyla ve detaylı bir şekilde memurlar.net'te açıklandığı için tekrar burada bu konuya girmek istemiyoruz.
Ancak, torba kanun tasarıyla da 657 sayılı Kanunda önemli değişiklikler yapılmaya çalışılması kafaları karıştırıyor. Bu durumu, personel düzenlemelerinde önemli bir dağınıklık yaşandığının göstergesidir diye düşünüyoruz. Hâlbuki yapılmaya çalışılan değişiklik ya önceden torba kanun tasarısına eklenmeliydi ya da Mecliste önergelerle tasarıya ilave ettirilmeliydi. Ümit ederiz ki bu tür dağınıklıklar kafaların toparlanmasına vesile olur da binlerce memurun beklentileri boşa çıkmaz. Çıkmadık candan ümit kesilmez. Yeter ki herkes üzerine düşeni yapsın.
Yeni Şafak / Ahmet Ünlü