KAMU
Toplu sözleşmeye karşı bu kadar tepkinin sebebi nedir?
2013 yılında imzalanan “Kamu Görevlilerinin Geneline ve Hizmet Kollarına Yönelik Mali ve Sosyal Haklara İlişkin 2014 ve 2015 Yıllarını Kapsayan 2. Dönem Toplu Sözleşme” imzalandığı günden itibaren tartışmalar bir türlü bitmedi ve bundan sonra da biteceğe benzemiyor. Çünkü, toplu sözleşme 2014 ve 2015 yıllarını kapsıyor.
Bir toplu sözleşmede her kesimin memnun edilmesi elbette mümkün değildir. Ancak, büyük bir kesim memnun değilse bu durumda şapkayı önüne alıp düşünmekten başka da bir seçenek yoktur. Acaba nerede hata yapıldı? Ya da eleştiriler salt muhalif saiklerle mi yapılıyor? Elbette bunların muhasebesi yapılıyordur. Bunun aksini düşünmek haksızlık olacaktır. İsterseniz konuyu değişik boyutlardan ele alarak eleştirilerin kaynaklarını izah edelim.
Taban aylık zammının yansıması hesaplanamadı
Bütün memurlara aynı tutarda maaş zammı yapmak istiyorsanız bunun en basit yolu zammın taban aylık katsayısına yoğunlaştırılmasıdır. Bu yöntemle en düşük maaş alan memurla en yüksek maaş alan memura eşit tutarda artış yapmış olursunuz. Ancak, en düşük ücret alan memur dışında hiçbir memuru memnun edemezsiniz ve göreceli olarak diğer memurların maaşlarını enflasyon karşısında eritirsiniz.
Diğer yandan taban aylıktan yapılan kesintiler oldukça yüksektir. Yani, taban aylıktan hem gelir vergisi, hem emekli kesintisi hem de damga vergisi kesilmektedir. Dolayısıyla brüt olarak yüksek oranda taban aylığa zam yapılsa dahi net olarak yansıma daha düşüktür. Bunun aksine maaş katsayısına yapılan artışların tazminatlara ve ek ödemeye doğrudan etkisi ile bu kalemden yapılan kesintinin sadece binde 7,59 oranındaki damga vergisi olması nedeniyle net yansıma daha fazla olacaktır. Bunun olumsuz yansıması ise düşük memur maaşı ile yüksek memur maaşı arasındaki makasın açılmasıdır.
Taban aylık zammı makası daraltmaz sadece sabitler
Taban aylığa yapılan maaş zammı yüksek ücret alan memurla düşük ücret alan memur maaşı arasındaki makası daraltmaz, sadece makası sabitler ve büyük bir memur kitlesinin tepkisini çeker. Tepkilere bakıldığı takdirde bu husus açıkça görülecektir. Yani taban aylık tutarının maaş içerisindeki oranı düştükçe maaşa yansıyan artış oranı düşer ve tepkiler ister istemez artar. Basına yansıyan tepkilere bakıldığında hesaplamaların hep bu açıdan yapıldığı ve kayıpların meslek grupları olarak hesaplandığı görülecektir.
Taban aylık artışı en fazla emeklilere yarar
Taban aylık tutarına yapılan zammın en büyük yansıması emekli maaşlarında görülür. Çünkü, emekli maaş hesabında taban aylıktan gelir vergisi kesintisi yapılmaz. Ayrıca çalışma süresi arttıkça taban aylığın emekli maaşına yansıma daha fazla olur. Yine emekli maaşının hesabında ek gösterge etkisi büyük olduğundan ve büyük bir kesimin emekli maaşı 2200-3000 ek gösterge arasında yığıldığından emekliler açısından taban aylık artışı olumlu karşılanmaktadır. Ayrıca, hizmet süresi fazla olanlara yansıma daha fazla olacaktır.
Büyük bir memur kesimi toplu sözleşmeye niçin tepkili?
Maaş kalemleri arasında taban aylık tutarı oransal olarak düşük yer tutan memurlar, toplu sözleşmeye çok büyük tepki gösterdiler. Çünkü, her memura eşit tutarda gelen maaş artışı oransal olarak maaşa düşük yansıdığı için büyük bir memur kitlesinin tepkisini çekti. Özellikle maaş katsayısına bağlı maaş kalemlerindeki artışın düşük olması, maaşa oransal olarak düşük yansımış ve doğal olarak maaş artışı düşük kalmıştır. Tepkilerin geldiği noktaya bakıldığında bu husus açıkça görülmektedir.
Öğretmenlerin tazminatlarındaki artış tepkileri azalttı
Toplu sözleşmeyle Eğitim Öğretim Tazminatı oranının 20,56 puan arttırılması ve her öğretmene verilen ilave 9500* 0,076998* % 20,56 = 150,37 TL tutarındaki artış tepkilerin azalmasına sebep olmuştur. Mevcut maaş artışına ilaveten verilen bu tutar, diğer memurlara göre önemli bir iyileştirmedir. Elbette bütün öğretmenlerimiz bu artışı haketmiştir, aksi düşünce büyük bir haksızlıktır. Özellikle öğretmenlerin ek ödeme oranlarının düşüklüğü bu artışla telafi edilmeye çalışılmıştır.
Ancak, enflasyon farkının 2014 yılında olmaması ve enflasyon oranının yüksek çıkması kaşıkla verilenin kepçeyle alınması anlamına geldiğinden tepkileri yatıştıramamıştır. Ümit ederiz ki bu gerçekler bundan sonraki süreçlerin daha rasyonel yürütülmesine vesile olur da ideolojik farklar bir yana bırakılarak memur sendikalarının birlikte hareket etmelerini sağlar.
En kazançlı grup mahalli idareler personeli olmuştur
Mahalli idarelerde görev yapan başarılı personele ödenecek ikramiye tutarı arttırılmıştır. Sözleşmeyle, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu'nun 22'nci maddesinin son fıkrası, 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu'nun 36'ncı maddesinin son fıkrası ve 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 49'uncu maddesinin son fıkrasında yer alan “20.000” gösterge rakamları “25.000”, “30.000” gösterge rakamları “36.000”olarak uygulanacaktır.
Buna göre, mahalli idarelerde görev yapan memurlara, başarı durumlarına göre toplam memur sayısının yüzde onunu ve devlet memurlarına uygulanan aylık katsayının (25.000) gösterge rakamı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarı geçmemek üzere, hastalık ve yıllık izinleri dâhil olmak üzere, çalıştıkları sürelerle orantılı olarak encümen kararıyla yılda en fazla iki kez ikramiye ödenebilmektedir. Büyükşehir belediyelerinin olduğu yerlerde bu rakam 36.000 olarak uygulanmaktadır. Bu rakamların parasal tutarı ise 25.000 *0,076998 = 1.925 TL, 36.000 *0,076998 = 2.772 TL’dir.
Sonuç olarak toplu sözleşme, Nasreddin Hoca’nın eşeğinin kuyruğuna dönmüştür. Hoca, kuyruk uzun dese de biz, ölçüde yanlışlık yapıldığı için biraz kısa kesilmiş diyoruz. Ahmet Ünlü Yeni Şafak