Kamu çalışanlarının sendikal haklarını elde etme gayretleri kolay netice veren bir çalışma olmadı olmuyor.. 2001 yılında çıkan yasa, toplu sözleşmesiz ve grevsiz olması nedeniyle sendikaları dernek statüsüne mahkûm etti. Sendikalarının ortak nakaratı haline gelen “grevli vetoplu sözleşmeli yasa” talepleri 2010 Eylül referandumunda nispi karşılık bulmuş olsa da sendikacılığa geçişyine sağlanamıyordu.

Hükümet, uyum yasalarını gerçekleştirmede uzun süre ayak direyip, hakem heyetinde sayısal çoğunluğu eline alınca,ilk toplu sözleşme sürecini sabote etmeyi başardı.Sendikal kültürün henüz oturmadığı ülkemizde asgari müşterekler için ortak mücadele yerine, logolarınön plana çıkarılmış olması, süreci olumsuz etkileyen diğer bir faktör oldu.

    Şimdi yeni bir toplu sözleşmenin arifesindeyiz. Yıllardır IMF gardının arkasına sığınan hükümet şimdi hangi bahane ile gelir bilinmez. Yeni bahaneler oluşturması zor değil. Faiz lobisi, Yunanistan’da 25 bin Kamu çalışanının işine meclis kararıyla son verilmesi gibi, sıtmaya razı etme girişimlerinin olacağı muhakkak. Kısacası işveren üzerine düşeni yapacak. Ya sendikalar?

    Toplu sözleşme sürecini kendisine dert edinip, yetkili konfederasyon olmanın sorumluluğu ile MEMUR SEN taleplerini açıkladı. Diğer konfederasyonlara düşen pusuda bekleyip avuç ovuşturma yerine, çalışanların mutlu olacağı çözüm önerileri geliştirmek ve kazanımları artırabilmek olmalıdır. Bu yaklaşım sonraki yıllar için yetkili sendika olmada en önemli gösterge olacaktır.Yoksa ideolojik cümleler sıralayarak, toplumsal değerlerle savaşı sendikacılık haline getirmenin kimseye faydası olmayacaktır. Beyoğlu sokakları ve Taksimde barikat kurma yerine çalışanların gönlünde taht kurma tercih edilmelidir. Masanın yancısı ya da terörün hancısı olmanın sendikacılık olmadığı görülmelidir.

 Yıllardır devletin yükünü çekmelerine rağmen üvey evlat muamelesi gören, kıt kanaat geçinen kamu çalışanlarının menfaati tüm sendikaların menfaatinin önünde olmalıdır. Oluşacak söylem birlikteliğinin kazanımları artıracağı muhakkak.  Toplu sözleşme sürecinin anlaşma ile sonuçlanması sadece sendikalar için değil, iktidar için de ciddi bir başarı olacaktır.

Emrullah AYDIN

Eğitim Bir Sen İstanbul 1 Nolu Şube Başkanı