SENDİKA
Tezek Ayağını Kaydırdı
Genel Başkan Ahmet Gündoğdu, Cennet Kültür ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen programda yaptığı konuşmada, kendisinin de İmam Hatip Lisesi mezunu olduğunu hatırlatarak, İmam Hatipli olmanın adanmışlık olduğunu, İmam Hatipli kişilerin asla semerle işi olmayacağını söyledi.
İmam Hatipler Değerlerimizi Temsil Ediyor
İmam Hatip liselerinin milletin değerlerini temsil eden en önemli kurumlardan biri olduğunu vurgulayan Gündoğdu, “İmam Hatipli olmak, aile ile bütünleşmek ve milleti temsil etmek anlamına gelir. Millete göbeğini kaşıyan adam mantığı ile bakan beyaz Türklerin giydirdikleri Batı elbisesine İHL’lilerin karşı olduğunu görenler, 28 Şubat sürecinde İHL’lerin önünü kesmek için bütün meslek liselerine katsayı engelini uyguladılar” dedi.
Paralel, Dikey, Yatay Her Türlü Yapılanmaya Karşıyız
28 Şubat sürecinde başörtülü öğrencilerin çok sıkıntı yaşadığını kaydeden Gündoğdu, öğrencilere, 2010 referandumu hakkında bilgi verdi. Gündoğdu, 2010 referandumuyla Türkiye Cumhuriyeti sisteminde metafor değişikliğine gidildiğini ifade ederek, “Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü diye başlayan metaforda devlet kutsaldır ve vatandaşlar onun elindedir. ‘Hem söver hem döver hem de sever’ diyor ama hiç sevdiği görülmemiş; 10 yılda bir darbe ile haddini bildirmiş. 2010 referandumu ile bu milletin ülkesi ve devleti bölünmez niteliğe bürünmüştür. Yani esas olan insandır, millettir. Devletin milleti olmaz, milletin devleti olur. Ama devlet de elbette önemlidir. 2010 referandumuna kadar vesayetle kavga ederken, milletin devletini istiyoruz, bürokratik devlete karşıyız, talebimizde ne kadar haklı ise, 17 Aralık’ta gördüğümüz, daha sonra da Dışişleri Bakanlığı dinlemeleriyle terörist devlet İsrail’in yapamayacağının yapılmasıyla da paralel, dikey, yatay her türlü yapılanmaya karşı olduğumuzu ortaya koyduk” şeklinde konuştu.
Sorunlar Ancak Dört Dörtlük Sistemle Çözülür
“Türkiye’deki eğitim ‘körü körüne itaat eden, rahat, hazır ol, sorgulama, sus’ diye esas alınan bir eğitim sistemidir” diyen Gündoğdu, şunları söyledi: “Bunun içerisine hayata hazırlığa yer vermeden test ile tost arasına sıkıştıran, daha çok test çözenin daha değerli olduğu eklenince, adam olmanın ve ahlaklı olmanın bizim eğitim sistemimizde bir değeri yoktur. Mesela çocuklara zorla andımızın okutulması. Milli Güvenlik dersine üniformalı askerin gelmesi. Böyle vatanı sevdirecekmiş. Bu sorunları ancak dört dörtlük eğitim sistemi ile çözebiliriz.”
STK’lar Millet Adına Mücadele Vermeli
Millet adına millete öncülük edecek kurumların olması durumunda, o toplumun haksızlıklarla daha kolay mücadele ettiğini belirten Gündoğdu, “12 Eylül’de sivil toplum kuruluşlarımız olmadığı için darbe rejimi toplumun üzerinden geçti. 28 Şubat’ta sivil toplum örgütlerimiz yeteri kadar güçlü olmadığı için mağduriyetler yaşandı. Örgütlü toplum Karadeniz horonu gibidir, herkes aynı ritimle aynı yönde hareket eder, örgütsüz toplum zeybek gibidir, biri bir yana diğeri bir yana hareket eder, örgütsüz toplumu birileri yönetir” diye konuştu.
Başörtüsü Yasağı Zulmünü Sona Erdirdik
Sivil toplum örgütlerinin topluma yön vermede önemli görevler üstlendiğini dile getiren Ahmet Gündoğdu, “Memur-Sen olarak bizim şu anda 770 bin üyemiz var. Üye sayımız 50 bin civarındayken, Kurucu Genel Başkanımız Mehmet Akif İnan, ‘Ben Milli Eğitim Bakanı olmaktansa Eğitim-Bir-Sen’in başkanı olmayı yeğlerim’ demişti. Onun bu sözünde ne kadar haklı olduğunu, yaşanan süreçte gördük. Başörtüsü zulmünün kalkması için 12 milyon 300 bin imza topladık. Daha sonra da ‘sivil itaatsizlik’ eylemi başlattık. Bu kampanya ile fiili olarak başörtüsü zulmünü bitirdik. Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan da hukuki düzenlemesini yaparak zulme kökten son verdi” ifadelerini kullandı.
Batı’dan Medet Ummak Ölümlere Seyirci Kalmaktır
Dünyada yaşanan zulümlerin sona ermesi için Batı’dan medet ummayı “ölünün gözünden yaş gelmesini beklemek” olarak nitelendiren Gündoğdu, “Suriye’de Birleşmiş Milletler yerine, birleşmiş yürekleri hareket geçirmeliyiz. Birleşmiş milletlerde 5 daimi üyeden biri hayır dese yine müdahale edilemiyor. Burada 1 büyüktür 200’den mantığı işliyor. Bu mantığa biz karşı çıkıyoruz” dedi.
Tezek, Patronun Ayağını Kaydırdı
Muharrem Yılmaz’ın TÜSİAD başkanlığından istifasına ilişkin gazetecilerin sorularını da cevaplandıran Gündoğdu, “Bir tarafta Taksim’de ‘gezizekalılar’a banilik yapan bir TÜSİAD diğer tarafta kendi fabrikalarında hakkını arayan işçilerin önüne tezek döken bir TÜSİAD başkanı var. İstifası hayırlı olur inşallah ama bu tezek TÜSİAD’a yapışmıştır, bir daha kalkmaz” şeklinde konuştu.
İşçilerin haklarını alamadıkları için eylem yaptığını ifade eden Gündoğdu, sözlerini şöyle tamamladı: “O, işçilerin eylem yaptıkları yere hayvan dışkısını koyarak, onları sindirmek, üzerilerinde baskı oluşturmak ve eylemine son vermek istiyor. Allah’ın adaleti kesindir. İşte böyle işçilerin ayağını kaydırmak için dökülen tezek, işverenin ayağını da kaydırabiliyor. Milletin değerleriyle kavga etmeyin, sözde yeşil sever, emek sever olmayın, bunu icraatlarınızla da gösterin. Bunu bir ders olarak görün.”