SENDİKA
TES'den EBS'ye: Bizi Yerden Yere Vurup Durmayın!
Türk Eğitim-Sen’ in 2015 yılı için hazırlatıp dağıttığı takvimlerin kapağında yer alan fotoğrafın hatası sebebiyle Genel Başkan İsmail Koncuk’ un talimatıyla takvimler toplatılıyor. Fotoğraf, yayıncı kuruluş tarafından Çanakkale Valiliği’ nin resmî sayfasından alınmıştı ancak İsmail Koncuk yine de büyük bir nezaket göstererek üyelerden özür diledi. Bir genel başkanın bu nezaketini anlamayanlara bir yazıyla cevap vermek zor ama Fuzulî üstadın dediği gibi ‘‘Sussam gönül razı değil…’’
Yandaş ve sapsarı sendikaya da gündoğmuşcasına ‘‘Yok efendim takvimler şöyle, takvimler böyle…’’ diyerek Türk Eğitim-Sen’ i yerden yere vuruyorlar! İlk önce biri şu sendikaya, takvim basıp dağıtmanın matbaacılıkla ilgili olduğunu söylesin. Bu türde hataların her zaman her yerde olabileceği, hatanın insana mahsus olduğunu bilmek gerek! Boş boş konuşmanın anlamı yok, tenekeden de ses çıkıyor!
Matematik ilminde temel bir kural vardır: Her değer, kendi türünden olanla işleme girer. Türkçesi, elmayla armut toplanmaz; elma, elmayla toplanır; armut, armutla… Demek istediğim tam olarak şu: Türk Eğitim-Sen’ in onurlu mücadelesini eleştirmek veyahut övmek ancak gerçek bir sendikanın işi ve hakkı olabilir. Sarı sendikaya sesleniyorum: Lütfen işimize burnunuzu sokmayın. Siz ‘‘Kimi nereye müdür, nereye müdür yardımcısı yaparız; hangi müdürü görevden alırız; kime şantaj/ mobbing yaparız.’’ bunla uğraşın. Siz toplu sözleşmeyi çadır tiyatrosuna çevirmekteki mahâretinizle övünün. Şube ve okul müdürlüğü mülâkatında yandaşı kayırmanın, farklı görüşlere mensup adayları ötekileştirerek silmekteki becerinizi anlatın. Bir sonraki idareci görevlendirme döneminde de fişlemekte ne kadar ustalaştığınızı gösterin. Yönetici Görevlendirme Yönetmeliklerinden nasıl beslendiğinizi, 4+4+4’ e çanak tutarak tıkanan sistemi nasıl kullandığınızı söyleyin! Toplu sözleşme masasında memuru kime, kaça, neye sattığınızı açıklayın! Memurun iş güvencesinin altını neden oyuyorsunuz açıklayın! Atatürk ve Türk düşmanlığının neresinde olduğunuzu gösterin! Mısır’ ın, Gazze’nin, Suriyelinin, Mursi’ nin hakkını savunduğunuz kadar memurun hakkını neden savunmadığını söyleyin! Rabiacılık yaptığınız, Esma’ ya ağladığınız kadar ataması yapılmayan öğretmenlere niçin üzülmediğinizi bilelim. Doğu ve Güneydoğu’ da Cumhuriyet tarihi boyunca Türkçeleştirilen yer isimlerinin eski Ermenice/ Kürtçeleriyle değiştirilmesi amacıyla niçin imza kampanyası başlattınız? Akil insanlıkla sendikal mücadelenin ortak paydası nedir, açıklayın! Sendikacılığı rant kapısı haline getirmekteki amacınız nedir? Yerden bitme mantar gibi her yerde karşımıza çıkan kanun/ kural tanımaz idarecilerinizi nasıl şımarttığınızı bilelim. Bakanlığın hiçbir uygulamasına niçin karşı çıkmadığınızı, dava açmadığınızı açıklayın! Yoksa sizin için sendikacılık, işverene alkış tutma yeri mi?
Sıra, Türk Eğitim-Sen’ lilere gelince Türkçem bozuluyor. Türk Eğitim-Sen’ li yazıyorum ‘‘adam’’ diye okuyorum. Ziya Paşa doğru söylemiş: ‘‘Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz!’’ Herkes yaptığıyla yargılanır, değer görür. Ne yapmışsan seni öyle takdim ederler. Yani azizim uzun lafın kısası, takvimde değil takdimde hata olmasın!
Yücel ÖNDER
Türk Eğitim-Sen
Esenler İlçe Başkanı