SENDİKA
TEOG Sistemi ile "dindar" ve "itaatkar" nesiller yetişecek
Bilindiği gibi 2013-2014 eğitim yılından itibaren düz liseler kaldırılmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tıpkı eğitimde 4+4+4 dayatmasında olduğu gibi, liselerin dönüştürülmesi konusunda da yeterli altyapı çalışmaları yapmadan atmış olduğu adımlarla eğitimin bütün alanlarında olduğu gibi ortaöğretime geçiş sisteminde de tartışmalı uygulamalara imza atmak üzeredir.
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ve bakanlık yetkilileri, 1 Haziran Pazar günü, bu yıl ortaöğretime yerleşmesi beklenen 1 milyon 300 bini aşkın öğrenciyi ilgilendiren temel eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi (TEOG) ile ilgili açıklamalar yapmıştır.
Yeni sisteme göre, bu yıl ortaöğretim kurumlarına yerleştirme tercihleri iki liste üzerinden yapılacak, ilk listedeki 15 okula yerleşemeyen öğrenci, ikinci listedeki 6 okul türünden (Fen lisesi, Sosyal Bilimler lisesi, Anadolu lisesi, Meslek ve Teknik Anadolu, Anadolu İmam Hatip, Çok Programlı Anadolu) birine kaydı yapılacaktır. Ancak her iki listeden hiçbirisine yerleşemeyen öğrenciler otomatik olarak evine en yakın okula yerleştirilecektir. Öğrencilerin, yerleştirme işlemi tamamlandıktan sonra okullarda boş kontenjan olması halinde başka okullara nakil başvurusunda bulunabilecek olması, çok sayıda öğrencinin sırf kontenjan yetersizliği nedeniyle, gitmek istemediği bir lise türünde eğitim almak zorunda bırakılması anlamına gelmektedir.
MEB, tıpkı 4+4+4 dayatmasında olduğu gibi, yeni ortaöğretim sisteminde de öğrencileri zorla özel okullara, meslek liselerine ya da imam hatip liselerine yönlendirmeye çalışmaktadır. Eğitimde 4+4+4 dayatmasının kaçınılmaz bir sonucu olarak ortaöğretim kurumları (liseler), tıpkı ilkokul ve ortaokullar gibi mevcut sistemin ekonomik ve siyasal ihtiyaçları doğrultusunda yeniden yapılandırılırken, genel liselerin ortadan kaldırılması ile lise çağındaki öğrencilerin büyük bölümünün diğer okul türlerinin muhtemel kontenjanları dikkate alındığında, zorunlu olarak özel liselere, meslek liselerine, imam hatip liselerine yönlendirilmeye çalışıldığı anlaşılmaktadır.
Geçtiğimiz iki yıl içinde 4+4+4 nedeniyle yaşanan tahribat, zorunlu-seçmeli din dersleri, aşırı kalabalık sınıflar, öğretmen yetersizliği, fiziki koşullar ve altyapı yetersizlikleri gibi pek çok nedenden dolayı velilerin özel okullara yöneliminde belirgin bir artış söz konusudur. Yeni sistem özel liselere yönelik talebi arttırmakla birlikte, özellikle yoksul emekçi çocuklarını meslek liselerine ve imam hatiplere yönlendirmeyi de hedeflemiştir.
Siyasi iktidar eğitimin bütün kademelerinde benimsemiş olduğu dayatmacı tutum ile eğitimde yaşanan sorunları daha da derinleştirmekte, velilerin ve öğrencilerin tercihlerine saygılı olmak yerine, öğrencilerin hangi okula gideceğini, hangi dersleri alacağını bizzat kendisi belirlemek istemektedir.
MEB`in ortaöğretime geçiş sisteminde benimsediği eğitim politikasının özü, özellikle yoksul emekçi çocuklarını meslek liselerine ve imam hatiplere yönlendirmek hem "ara elaman" hem de "dindar" ve "itaatkar" nesiller yetiştirmektir. Yeni ortaöğretime geçiş sisteminin öğrencilerin önemli bir bölümünü meslek liselerine ve imam hatiplere yönlendirme üzerine kurulu olması, siyasi iktidarların ortaöğretimi de kendi siyasal ihtiyaçları doğrultusunda biçimlendirmek istediğinin kanıtıdır.
MEB, yıllardır yaptığı değişikliklerle eğitim sistemini yap-boz tahtasına çevirmiş, öğrenci ve velilerin kafasını karıştırmak dışında eğitimde somut ve çözüme dayalı politikalar geliştirememiştir. Ortaokulda okuyan öğrencileri yarış atı gibi sınavdan sınava koşturarak oluşturulan bir ortaöğretime geçiş sisteminin ne kadar doğru ve adaletli olacağı son derece şüphelidir.
Eğitimin hiçbir kademesinde öğrencilere ve ailelerine dayatmada bulunmamalıdır. Hiçbir öğrencinin sınav baskısı altında kalmadan, kendi ilgi ve yetenekleri doğrultusunda, hangi alanda okuyacağına kendisinin karar vereceği bir eğitim sistemi oluşturulmalı, bunun için eğitimde cinsiyetler ve bölgeler arasında yaşanan eşitsizlikler en kısa sürede ortadan kaldırılmalıdır.