KAMU
Taşerona kadro en çok hükümetin işine yarayacak
GAZETEKAMU / ÖZEL HABER
Çalışma hayatının merakla beklediği taşeron yasası nihayet Meclis'e geldi. Tasarının hazırlanma sürecinde basına faklı içeriklere sahip taslaklar yansımıştı. Çalışma ve Maliye Bakanlarının sahip çıkmadığı bu çalışmalar, özellikle kadro bekleyen taşeron işçilerini hayal kırıklığına uğratacak nitelikteydi. Zira taşeronlaşmayı bitirmesi beklenen yasa tasarısının, aksine çalışma hayatının en büyük handikabı taşeronluğun sınırlarını genişlettiği iddia ediliyordu. Ancak Meclis’e bugün sunulan taslağın bu iddiaları doğrular nitelikte olduğunu görüyoruz.
Çalışma Bakanı Faruk Çelik’in Meclis kürsünde taşeronluğun bir sömürü sistemi olduğunu itiraf etmesinden sonra gözler hükümete çevrilmişti. Taşeronluğun iç yüzünü özetleyen bu çıkışın yasaya nasıl yansıyacağı merak konusuydu. Ancak Meclis’e gönderilen yasa önerisinin bu sömürüye karşı olduğunu söylemek mümkün değil.
İktidara geldiği ilk günden beri yeni bir kamu yönetim stratejisi belirlemeye çalışan hükümet, modern dünyanın başarıyla uyguladığı “yönetişim” anlayışını tam anlamıyla oturtamadı. Üretim ve kalite yerine daha çok şekli değişiklikler üzerinde yürütmeye çalıştığı kamu politikası, klasik kamu yönetimine yapılan küçük rötuşlardan ibaret olduğunu söyleyebiliriz.
Daha çok Maliye Bakanlığının kriterleri dikkate alınarak yapılan insan kaynakları planlamasının daha çok memurlar üzerinden yürütüldüğünü görüyoruz. Bu anlayışa göre kamunun işçiye ihtiyacı olmadığı sonucunu çıkarabiliriz. Ancak ne hikmetse bugün kamu kurumlarında sayıları milyonla telaffuz edilen taşeron işçi çalıştırılıyor. Meclis’e gelmesi beklenen taşeron yasasıyla bu sorun giderilmediği halde önümüzdeki dönemlerde, uzman memurların yaptığı birçok iş doğrudan taşerona verilebilecek. Zaten birçok kamu kurumu temizlik firmaları üzerinden; metin yazarı, iletişim asistanı, grafiker, sağlık çalışanı, sosyal medya uzmanı gibi uzmanlık isteyen kadrolara taşeron işçi alıyor. Bu tablo devlet birimlerinde böyle istihdamlara ihtiyaç olduğunu ortaya koyuyor.
Peki, bu pozisyonda çalışması gerekenlere kadro verilmesi şart mı? Aslında hayır… Ancak araya taşeron dâhil edilmeden ve iş güvencesi sağlanmak şartıyla devlet bu konumda olanlarla doğrudan uzun süreli sözleşmeler imzalayabilir. Peki devletin buradaki maliyetinde artış olur mu? Olur, ama öyle abartılı bir rakamı bulmaz. Taşeron şirketlerine yaptığı ödemelerin üzerine biraz daha koyacak. Bu sayede hem işveren yani devlet hem de işçinin kazanacağı bir sonuca gidilmiş olacak. Devletin maliyetinin artmasına rağmen kazancının ne olacağı elbette sorulabilir. Kamu kurumlarındaki taşeron işçilerinin açmış olduğu binlerce dava çalışanların lehine sonuçlandı. Bu kararlar emsal gösterilerek, diğer işçiler de bu haktan yararlanabilir. Bu aşamada hükümetin önünde iki seçenek duruyor: Ya işçiye kadro verecek ya da şimdilik toplamı katrilyonları bulan davaların tahsilatını yapacak.
Tanju Özkaya
[email protected] @tanjuozkaya1
Bu yazının tüm hakları GazeteKamu.com'a aittir. "www.gazetekamu.com" biçiminde bağlantı kurulabilir, açık kaynak gösterilmek kaydıyla içerik kullanılabilir.