SENDİKA
Taşeron Sömürü Sistemi Nasıl Kaldırılacak?
GAZETEKAMU / ÖZEL HABER
Manisa Soma'da 13 Mayıs'ta yaşanan maden kazası Türkiye'yi derinden sarstı. Cumhuriyet tarihinin en büyük maden kazası ve sonuçları itibariyle de en çok kaybın yaşandığı iş cinayeti olarak tarihe geçen kazada 301 madenci hayatını kaybetti. Olaydan sonra ortaya çıkan ihmaller en az ölümler kadar acı vericiydi. İş verinin kazadan günler sonra basının karşısına geçip işçileri suçlaması ise felaketin bir başka rengi olarak kayıtlara geçti. Soma'daki bu faciadan sonra gözler işçi sendikalarına çevrildi. GAZETEKAMU olarak Soma kazasındaki ihmalleri, sonrasında yaşanan süreci, taşeron sistemini ve gözlerin çevrildiği işçi sendikacılığını Türk-İş Genel Teşkilatlandırma Sekreteri ve Koop-İş Genel Başkanı Eyüp Alemdar ile konuştuk.
Cinayetin temel sebebi ihmaldir
Genel Başkan Eyüp Alemdar, maden ocağındaki felaketin bir dizi ihmalden kaynaklandığına dikkat çekerek, “Aksi takdirde bu büyüklükte bir iş cinayetinin yaşanması mümkün değildir” tespitini yapıyor. İşçilerin ifadeleri ve sonradan ortaya çıkan bulguların ihmal iddialarını güçlendirdiğini ifade eden Alemdar şunları kaydetti: “Öncelikle şunu belirtmeliyim ki Soma'da alevlenen ateş sadece düştüğü yeri değil, bütün Türkiye'yi can evinden yaktı. Bu tabloyu yani Soma’da yaşanan iş cinayetini en iyi açıklayacak kelime hiç şüphesiz ‘ihmaldir.’ Kazadan sonra her geçen gün ortaya çıkan yeni bilgiler ihmalin boyutunu gözler önüne seriyor. Ocaktaki uyarı sensorlarının yeteri kadar olmaması, maden ocağındaki ısının günler öncesinde artmış olmasına rağmen gerekli tedbirlerin alınmaması ve çağın koşullarına uygun teknolojinin kullanılmaması Türkiye’yi yasa boğan bu felaketi beraberinde getirdi. Çin başta olmak üzere maden ocaklarının işletildiği ülkelerde, Alman teknolojisinin kullanıldığını görüyoruz. Bunun yanında, yılda 1 milyon ton kömür alınabilecek bir maden ocağından daha çok para kazanma hırsıyla 3,5 ton kömür çıkarılması buradaki ihmalin en somut delilidir."
Türk-İş heyeti Köşk’e çıktı
İşverenin kazayla ilgili günler sonra yaptığı açıklamada sorumluluğunu kabul etmemesini de değerlendiren Alemdar, “Soma’nın yüreklerimizde açtığı yarayı iyice katmerleştiren bir durumla karşı karşıya kaldık. Kendi sorumsuzluğunu kabul etmeyip işçileri suçlayan bir anlayışı kesinlikle kabul etmiyoruz” ifadelerini kullandı. Maden faciasının yaşandığı ilk gün Türk-İş yönetiminin olay yerine intikal ederek, gelişmeleri yakından takip ettiğinin bilgisini veren Alemdar, ihmallere ilişkin bilgilerin yer aldığı bir rapor hazırladıklarını söyledi. Söz konusu çalışmayı geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile paylaştıklarını belirten Alemdar, konuşmasına şöyle devam etti: “Soma’daki ihmaller ve sonrasında izlenecek yol haritasına ilişkin önerilerimizi, Cumhurbaşkanımızla görüştük. Sayın Cumhurbaşkanı da sürecin yakın takipçisi olacaklarını söyledi.”
Davaya müdahil olacağız
Soma’daki felaketten sonra başlayan hukuki süreci yakından takip ettiklerini vurgulayan Alemdar, yargılamanın toplumun vicdanını rahatlatacak şekilde sonuçlanmasını beklediklerini söyledi. Bu süreçte yaşanacak en küçük olumsuz gelişmenin kazanın açtığı yarayı bir kez daha kanatacağını dile getiren Alemdar, “Soma davasına müdahil olacağız. Böylece hem hukuki süreci yakından takip ederek kamuoyunu doğru bir bilgilendireceğiz hem de bir iş cinayetinin hukukun ilkelerine göre yargılanması için katkıda bulunmuş olacağız” ifadelerini kullandı.
Çalışma Bakanı bizi bir kez daha doğruladı
Maden kazasının 301 işçinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanmasının ardından taşeronlaşmanın bir kez daha eleştirilmeye başlandığını anlatan Genel Başkan Alemdar, çalışma hayatının en büyük handikabı olarak nitelendirdiği bu sisteme bir an önce son verilmesi gerektiğini ifade etti. Bu konuda daha önce yaptıkları çalışmaları ve çözüm önerilerini hatırlatan Alemdar, şunları kaydetti: “Son gelişmeler, taşeronlaşmanın acı yüzünü bir kez daha ortaya koydu. Çalışma Bakanı Faruk Çelik, geçtiğimiz gün Meclis kürsüsünde bizi bir kez daha haklı çıkararak ‘taşeronluğun sömürü sistemi’ olduğunu haykırdı. Bu itiraftan sonra somut bir adım atılması gerekiyor. Canımızı acıtan, emeğimizi sömüren, örgütlenme hakkımızı elimizden alan, iş güvenliği ve sağlığını yok sayan taşeron sistemi, artık bu ülkenin kaldıramayacağı bir yük halini almıştır. Bu yükün altında ezilmeye ve yok sayılmaya kimsenin tahammülü kalmamıştır.” Talep edilmesi halinde taşeronlaşmaya kısa bir sürede son verilebileceğini kaydeden Alemdar, bu konuda daha önce yaptıkları ve güncelliğini koruyan onlarca çalışmalarının mevcut olduğunu söyledi. Bunları hükümet yetkileriyle de paylaştıklarını belirten Alemdar, “Hükümetin hakemliğinde bütün sendika ve işçi temsilcilerinin de hazır bulunacağı bir komisyon kısa bir sürede çalışma hayatını bu beladan kurtarabilir. Sendika olarak bu konuda üzerimize düşeni yapmaya hazırız. Burada maddeler üzerinden galip gelme mağlup olma anlayışını bir kenara bırakarak iş hayatı için hep birlikte yeni bir sayfa açmalıyız. Ortaya çıkacak sonuç öncelikle bu ülkenin menfaatine olacaktır” diye konuştu.
Sendikacılar sorumluluklarını bilmeli
Soma kazasından sonra işçi sendikacılığına yönelik yapılan eleştirilere de cevap veren Alemdar, sözlerini şöyle tamamladı: “Sendikalar demokratik toplumların en büyük kurumları ve etkili araçlarıdır. Onların böyle ağır bir sorumluluğu var. Hiç şüphesiz sendikacılar bu sorumluluklarının farkında olmalı ve bunun gereğini yerine getirmelidirler. Soma’daki facianın faturası sadece sendikacılara kesilirse haksızlık yapılmış olur. Zira işverenin ihmalkârlığı, daha çok kazanma hırsı ve denetimlerin yetersizliğini bir kenara bırakıp sendikacıları hedef göstermek işin kolayın kaçmaktır. Elbette onların da bir ihmali varsa gereği yapılır. Temennimiz benzer felaketlerin bir daha yaşanmasıdır. Bunun için de felaketlerden ders çıkarıp bir an önce sağlıklı kararlar vermemiz gerekiyor.”
Bu yazının tüm hakları GazeteKamu.com'a aittir. "www.gazetekamu.com" biçiminde bağlantı kurulabilir, açık kaynak gösterilmek kaydıyla içerik kullanılabilir.