SENDİKA
Taksim Platformu Üyeleri Neden Cezalandırılmaz?
Sudan, havadan, ağaçtan bahanelerle millet iradesine ihanet platformu oluşturup, taksim platformu olarak kamufle edilmeye çalışılan, ihanet şebekesi niçin cezalandırılmıyor?
Cezaların caydırıcılığı nispetinde yasalara uyma mümkün olabilir. Hayali ihracatlar, banka hortumlamalar,manipülatif oyunlarla yetim hakkı yiyenler, nedeni ne olursa olsun masum insanımızı katledenler ellerini kollarını sallayarak çeteciliğe devam etmektedir. Öte yandan bir simit yada baklava çalmak zorunda bırakılan çocukların cezalardaki karşılığı tam bir utanç vesikası. Elbette hırsızlığın küçüğü büyüğü olmaz. Küçüğünü meşrulaştırmak da doğru değil. Elbette cezalandırılmalı. Fakat ülkemiz gariplikler ülkesi. Baklava çalan çocuk kader mahkûmu olurken, milyon liralar hortumlayanlar devlet eliyle affedilip, saltanatlarına devam ediyorlar. Cezaların bırakın caydırıcı olmasını, suçları sübvanse ettiğini bile söyleyebiliriz.
Daha düne kadar Kuran Kursuna gidenler, inancı gereği başını örtenler ve yine inançları gereği örtü yasağına demokratik tepki gösterenler mülga DGM’ler tarafından yargılanmadılar mı? Hatta şuan Sivas davasıyla ilgisi olmadığı halde ömürboyu hapsemahkûm edilenler, yine sadece düşüncelerinden dolayı cunta gölgesinde ki mahkemelerce yargılanıp, fikri anlamda bu ülkenin bir değeri olan Salih Mirzabeyoğlu ve onun gibi yüzlerce insana reva görülen haksız cezalar. Ülkemiz adına utanılacak hukuk cinayetleri bir kenarda dururken, milletin kahir ekseriyetle seçtiği hükümeti ve Başbakanını hedef alan hareketin liderleri, adliyenin ön kapısından alınıp, arka kapısından salıverilmeye devam edilmektedir.Bu nasıl bir hukuk?
Millet iradesine ihanet şebekesi, namı diğer taksim platformu üyeleri, hem Demokratik devlet ve halk iradesini hedef alan terörize eylemleri nedeniyle, hem de milletin bütçesine verdikleri zarardan dolayı yargılanıp, cezalandırılmalıdır.
Bugün bir kuyumcuyu soymaya çalışan hırsızın kamera kayıtlarını izlediğimizde; “vay hain çek cezanı da aklın başına gelsin” derken, yapılan gösteriler nedeniyle faiz ve döviz olarak bütçeyi soyan bu hainlerin kuyumcu hırsızından ne farkı var? Hatta öyle ki kuyumcu hırsızı sadece bir şahsın malını hedef alırken, bu çapulcu takımı tüm milletin malını hedef alıyor. Dolayısıyla arka kapıdan salıvermek yerine Silivri cezaevinin koğuşlarıyla buluşturulması gerekirdi.
Dünyanın hiçbir yerinde demokratik tepki nedeniyle ambulans ve belediye otobüsleri yakılmamıştır. Yakanların kendileri de yanmıştır. Gelin görün ki ülkemiz de devletin işleyişine, seçimlere alenen savaş açanlar arka kapıdan bırakılmaya devam ediyor.
Yasalar masum insanları cezalandırıp, “organize şebekeleri” görmezden geldiği sürece bu ülke ıslah olmaz. Açık açık milletin kasasından milyar dolarlar götürüp, demokrasinin rahmi olan sandığı tanımayanları şımartan yasalarla bir yere varılmaz.
Emrullah AYDIN
Eğitim Bir Sen İstanbul 1 Nolu Şube Başkanı