SENDİKA
Şubat'ta 30 Bin Atama Yapacak Gücü Yoksa, Vay Bu Memleketin Haline!
Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, yaptığı açıklamada,"Ömer Dinçer'in eğitimle yoğrulmuş insanlar yerine, acemiler ordusu ile bakanlığı yönetmesi, öğretmen düşmanı bir bakan görünümüne bürünmesi, ataması yapılmayan öğretmenleri yem bekleyen güvercinlere benzetmesi, öğretmenleri Şubat ayında atamama inadı, özür grubu tayinlerinin önüne engeller koyması, aileleri bölük pörçük etmesi, 4+4+4 sistemi getirilirken süreci iyi yönetememesi, kılık-kıyafet yönetmeliğini paydaşların görüşlerine başvurmadan değiştirmesi ve daha sayamayacağımız bir sürü neden kendisinin sonu oldu" diyerek, Dinçer'in yeni Bakan Nabi Avcı'ya bir enkaz devrettiğini söyledi. Öğretmenlerin ve diğer eğitim çalışanlarının Milli Eğitim Bakanlığı'na güveni ve inancının olmadığını savunan Koncuk, bu güveni tesis etmenin zaman alacağını, Bakan Avcı'nın Ömer Dinçer'in hatalarındanders çıkararak, akılcı icraatlara imza atması gerektiğini ifade etti. Avcı'dan beklentilerin çok büyük olduğunu belirten Koncuk, şunları kaydetti:
"Nabi Avcı, özür grubu tayinlerinde tam anlamıyla iyi bir sınav verememiştir. Öğrenim özrü mağdurlarına tayin hakkı tanınmaması, öğretmenlere il içi tayin hakkı verilmemesi, il ilçeemrinin geri getirilmemesi Avcı'nın eksiklikleri olmuştur. Bu nedenle özür grubu mağdurlarının bir kısmı sevinirken, bir kısmı sevinememiştir. Bakan Avcı'dan saydığımız bu hususlar ile ilgili düzenleme yapmasını talep ediyoruz. Bunun akabinde Avcı, yaptığı açıklamayla atama bekleyen öğretmenlere de büyük bir hayal kırıklığı yaşatmıştır. Önce Başbakan, eğer bütçeniz buna muktedir değilse, kalkıp ben 'hepsini alayım, doldurayım' diyemezsiniz' şeklinde açıklama yapmıştır, ardından Nabi Avcı, maalesef Şubat ayında böyle bir atama söz konusu olmayacak' demiştir. Oysa 350 bin öğretmen Başbakan'dan ve Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'dan müjdeli bir haber beklemekteydi. Onları hüsrana uğratmaya kimsenin hakkı olmadığını düşünüyoruz. Zira öğretmen açığının giderilmesi için okullar ücretli öğretmenler ile dolup taşmaktadır. Şu anda 69 ilde görev yapan ücretli öğretmen sayısı 57 bin 404'tür. Ücretli öğretmenlik yapanların 10 bin 759'u iki yıllık meslek yüksekokulu mezunudur. Daha açık bir ifadeyle açık öğretim mezunları, iki yıllık meslek yüksekokulu mezunları, su ürünleri mezunları, süt teknolojisi mezunları bu ülkede öğretmenlik yapmaktadır. Özel uzmanlık gerektiren zihinsel engelli, görme engelli, işitme engelli öğrencilerimizin derslerine bile iki yıllık meslek yüksekokulu mezunları girebilmektedir. Bu koşullarda nasıl öğretmen ihtiyacımız olduğunu göremezsiniz, bütçe neye elverirse, ona göre atama yaparız' dersiniz?" dedi.
Ülkeyi yönetenlerden kadro dilenmediklerini, ülkenin öğretmen ihtiyacı olduğunu ve bu ihtiyacı karşılayacak genç beyinlerin olduğunu, bu nedenle atamanın şar olduğunu açıklayan Koncuk, "Kadro konusundaki en büyük engelin Maliye kafası olduğunun farkındayız. Bizim Avcı'dan isteğimiz; Ömer Dinçer'in yapamadığını yapmasıdır. Yani Avcı; Sayın Başbakanı kadro konusunda sıkıştırmalı, benim öğretmen ihtiyacım var' diyebilmelidir. Amacımız polemik çıkartmak değil, yeni Bakanı yerden yere vurmak hiç değil. Zira Nabi Avcı'nın başarısı, eğitimin, eğitimin aktörlerinin, öğrencilerin kısacası bu ülkenin başarısı olacaktır" ifadelerini kullandı.
Başbakan'ın dün ülke ekonomisinin zenginliğinden söz ederken, bugün bütçenin yokluğundan bahsetmesinin büyük bir çelişki olduğunu söyleyen Koncuk, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
"Bu ülkede nerelere, ne paralar harcanmıyor ki. Son 10 yılda milyoner sayısı 5.5 kat arttı. TBMM tarafından kullanılan 28 araç için yıllık tam 454 bin lira yakıt faturası devletin kaynaklarından ödenirken, vekil odalarının tadilatı için 238 milyon lira harcanırken, çalışmadan para kazanan rantiyeciye ödenen yıllık 50,3 milyar lira faiz gideri bütçeyi etkilemezken; söz konusu öğretmen atamaları olunca mı bütçe muktedir olmuyor? Öte yandan Başbakan'ın ondan sonra da yeni bir sorun başlar. 'Öğretmenlerin maaşları verilmiyor'. Bizden önceki dönemde yaşadığımız gibi. Biz bunları yaşamak istemiyoruz' şeklindeki sözleri de aslında düşündürücüdür. Biz öğretmen ataması yaparsak, öğretmenlerin maaşlarını veremeyiz' anlamına gelen bu sözler, şu anda görev yapan öğretmenler ile atama bekleyen öğretmenleri ister istemez karşı karşıya getirmektedir. Türkiye'yi böyle bir tartışmanın içine sokmak kimseye fayda getirmeyecektir. Türk Eğitim-Sen olarak öğretmen atamaları ile ilgili talebimizi bir kez daha gündeme getirmek istiyoruz: Şubat ayında öğretmen ataması yapılması bu ülkenin ihtiyacıdır. Atama bekleyen öğretmenlerimiz de umutlarını korumaktadır. Dolayısıyla siyasi erk; gençlerimiz için elini taşın altına sokmalı, tüm imkanlarını seferber etmeli ve Şubat ayında atama yaparak, onların yüzünü bir nebze de olsa güldürmelidir."