KAMU
Statü taşeron tepki organize
Taşeron işçiler, sosyal medya üzerinden örgütlenerek, ‘taşeronakadro’ hastagei ile hükümete çağrı yaptı.
24 Ocak 2014, Cuma
Kamuda çalışan 600 bin taşeron işçi, geçen haftaMaliye Bakanı Mehmet Şimşek'in açıklamalarıyla hayal kırıklığına uğradı. Taşeron işçiler, sosyal medya üzerinden örgütlenerek, 'taşeronakadro' hastagei ile hükümete çağrı yaptı. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek geçen hafta yaptığı basın toplantısında "Taşeron işçilerin de kesinliklekadroya alınması söz konusu değil böyle birçalışma yok ama taşeron işçilerin bazı haklarının korunması konusunda bazı çalışmalar var" demişti.
İşçiler, sosyal medya üzerinden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik başta olmak üzere hükümete 'taşeron işçilerin kadroya' alınması konusunda mesajlar yazdılar.
MODERN KÖLELER...
Kimi tersanede düşerek; kimi kömür madeninde oksijensizlikten; kimi AVM inşaatında yanarak kimi de 300 tonluk kapağın üzerine düşmesiyle öldüler. Taşeron işçilerdi onlar... Sigortasız, iş güvenliksiz, mesaisiz, izinsiz, tazminatsız özel sektörde çalıştırılan; 21.yüzyılın modern köleleriydiler kısacası... Ne sendikaları ne de onlara sahip çıkan bir devlet mekanizması vardı.
Devletin aklına, mahkemelerin peş peşe verdiği 'muvazaa' diğer bir ifadeyle 'kanuna karşı hileli işlem' kararları üzerine geldiler. Devlet, son on yılda tıpkı özel sektörde olduğu gibi, maliyetleri düşürmek için yani daha ucuza çalıştırmak için kamuya kadrolu işçi almak yerine, 'taşeron işçi' almayı tercih etmişti. Türk-İş'in tespitlerine göre 2002 yılında kamuda 600 bin kadrolu işçi çalışırken, bu sayı 2013 yılı itibariyle 200 bine düştü. Buna karşın 'taşeron işçi' sayısı 600 bine çıktı. Adı temizlik işçisi olmakla birlikte, aslında Karayolları'nın yol işçisi, sağlık bakanlığı'nın teknisyeni, ebesi, hemşiresi; Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın antrenörü onlar. Peş peşe açtıkları davalarla kurumlarda 'asıl işi' yaptıklarını kanıtlayınca; Yargıtay 'bu senin işçin, derhal bunları kadrona al' kararlarını verdi ardı ardına... İşte bunun üzerine Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 'taşeron yasa tasarısını' Meclis'e taşımak istediyse de Türk-İş, Hak-İş ve DİSK'in tek vücut itirazıyla 'henüz' mümkün olmadı. Üç işçi konfederasyonu, hükümete 'amacınız taşeron işçilerin sorununu çözmek değil, patronların asıl işin de taşerona verilmesi talebini yerine getirmek' suçlaması yönelttiler. Açık açık, "Türkiye'yi taşeron cumhuriyetine çevirmek istiyorsunuz" suçlaması yönelttiler.
"ÖLEN HER İŞÇİDEN HÜKÜMET SORUMLU"
Türk-İş Başkanı Ergün Atalay, hükümeti "Zonguldak'ta iki senede madende 50 işçi öldü. Adam taşeronun taşeronu, işçide baret, ayakkabı; madende ise gaz ölçümü yok. Bundan ülkeyi yöneten hükümet sorumlu. İki aydır Türkiye'yi dolaşıyorum. Tekstilci patronun elinde işçinin maaş kartları, niye? Yatırdığını geri almak için. Taşeron, 10 kişiyi işe almış, 5'ine maaş ödüyor. Bir bakıyorsun, abi-kardeş, karı-koca, baba-oğul çalıştırıyor. Çalışma Bakanı'na da söyledik ama değişen bir şey olmadı" sözleriyle bombaladı.
KARAYOLLARINDA MALİYET 2.5 MİLYAR...
Ardından şöyle devam etti: "Bu insanları düşük ücretle, örgütsüz, her an işten atılma korkusuyla çalıştırıyorlar. Ama şunu bilmeliler ki; bu korkuyla lastik patlar. Kamyon daha fazla gidemez. Sadece Karayollarında 8 bin taşeron işçinin kadroya alınması için mahkeme kararı bulunuyor. Bunun mahkeme masraflarıyla birlikte maliyeti 2.5 milyar olarak hesaplandı. Yargı çok net, bunlar senin işçin, diyor." (hürriyet)