KAMU
Sözleşmeli personel, memurdan maaş alır mı?
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile emekli maaşında esas alınan parametreler tamamen değişmiştir. Buna göre çalışırken ödenen sigorta primine esas kazanç tutarı emekli maaşının en önemli unsurudur.
Bunu şöyle bir örnekle açıklamak gerekirse konu daha iyi anlaşılır. Belediyede sözleşmeli çalışan bir mühendisin net maaşı 2.774,10 TL iken prime esas kazancı aylık ortalama 4.190 TL civarındadır. Aynı durumda olan kadrolu bir mühendisin ise prime esas kazancı 2.433 TL olacaktır. Dolayısıyla sözleşmeli mühendisin emekli maaşı da yaklaşık olarak % 58 daha fazla olacaktır. İster inanın isterseniz inanmayın ama gerçek bu.
Yine başka bir örnek vermek gerekirse, kamu kurumlarında görev yapan sözleşmeli programcılar için de aynı ifadeleri kullanabiliriz. Ayrıca, SGK'da görev yapan sözleşmeli büro personellerinin de emekli maaşları aynı durumdaki memurlardan daha fazla olacaktır. Yani sözleşmeli büro personelinin prime esas kazançları 2.351 TL iken aynı durumdaki bir memurun prime esas kazançları 1.604 TL'dir. 5510 sayılı Kanuna tabi ¼ derecedeki bir Şef'in prime esas kazançları ise 1.958 TL olacaktır. Prime esas kazanç ne kadar fazlaysa emekli maaşı da o kadar yüksek olacaktır.
Sözleşmeden kadroya geçirilenlerin sorunları bitmiyor
Sözleşmeden kadroya 2 Ağustos'ta torba yasayla geçirildik. Ancak bir kısım sıkıntılardan dolayı geçiş yapmam lazım. Danıştığım kişiler şu yolu tavsiye etti. İstifa et başka belediyede 6 ay kadar sözleşmeli çalış sonra orada açıktan atama ile kadroya geçebilirsin denildi. Sizce bu metotta sıkıntı var mı?
Soruda belirtilen yöntemde hiçbir sıkıntı bulunmamaktadır. Ayrıca bu konuyla ilgili olarak 'Kadroya geçirilen 100 bin sözleşmeli personeli rahatlatacak formül' başlıklı bu köşede çıkan 16.02.2014 tarihli yazımızda bu konuyu gündeme getirmiş ve çözüm önerileri sunmuştuk. Bunları özetleyecek olursak; 1- Unvan değişikliği ile naklen geçiş yapılabilir. 2- İstisnai kadrolara atama yöntemiyle naklen geçiş yapılabilir. 3- KİT'lerdeki sözleşmeli personel pozisyonlarının da nakil yasağının istisnası olduğunu ifade etmiştik.
Yine bu yazımızda; '...Şayet sözleşmeli personelken memur olarak atanan personel, naklen atanacağı kamu kurumu için elzem bir personel ise ve bu kurumda istisnai kadro varsa yapılacak tek şey, ilgilinin memuriyetten istifa etmesi ve istifa sonrası dönüş yöntemiyle ilgili kurumun istisnai kadrosuna atanmasının sağlanmasıdır. Çünkü, istisnai kadrolara yapılacak atamalarda istifa sonrası bekleme süresi yoktur.' ifadesini kullanmıştık.
Yeşil pasaport, aynı unvanlı kimi memura var kimine ise yok
Bazı kamu kurumlarındaki hizmetli ve memur unvanlı personel yeşil pasaport alabilirken yaklaşık 2 milyonun üzerindeki aynı unvanlı büyük bir kesim ise bu imkandan yararlanamıyor. Nasıl olduğunu izah edelim.
Yeşil pasaport, mevzuatta hususi pasaport olarak düzenlenmiştir. 5682 sayılı Pasaport Kanunu'nun 'Hususi Pasaportlar' başlıklı 14'üncü maddesinde; 'Türkiye Büyük Millet Meclisi eski üyeleri, eski bakanlar ile birinci, ikinci ve üçüncü derece kadrolarda bulunan veya bu kadrolar karşılık gösterilmek veya T.C. Emekli Sandığı ile ilgilendirilip emekli kesenekleri bu derecelerden kesilmek suretiyle sözleşmeli olarak çalıştırılan devlet memurları ve diğer kamu görevlilerine; Diplomatik Pasaport verilmesini gerektiren vazifelerden başka herhangi bir resmi vazife ile veya kendi hesaplarına yabancı ülkelere gittikleri zaman verilir. Bunlardan emeklilik veya çekilme sebepleri ile vazifelerinden ayrılmış olanlara da bu nevi pasaport verilir...' hükmüne yer verilmiştir.
Bununla birlikte, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na göre üniversite mezunu memurların 1'inci dereceye kadar yükselmesine herhangi bir engel bulunmamakla beraber, 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümleri gereğince 1, 2, 3 ve 4'üncü dereceli memur unvanlı kadro ihdas edilmemiştir. Yani, her ne kadar üniversite mezunu olan memurların kazanılmış hak aylık derece ve kademeleri, 657 sayılı Kanun'un 67'nci maddesine göre 1'inci dereceye kadar yükselebilse de kadro dereceleri 5'inci dereceden yukarıya çıkamamaktadır. Yukarıda yer verilen hükümde kadro derecesinin 1, 2 ve 3 olması gerektiği belirtildiğinden, kazanılmış hak aylık derece ve kademesinin 1'inci derece olması nedeniyle Hususi Damgalı Pasaport(yeşil pasaport) alınması mümkün değildir.
Hal böyle olmakla birlikte bazı kurumlarda çalışan memur ve hizmetlilerin kadro dereceleri farklı düzenlenmiş olduğundan bunların 1 inci ve 3 üncü dereceye kadar yükselme sorunu yoktur. İsterseniz bir örnekle konuyu somutlaştıralım. 6253 sayılı Kanununun eki kadro cetveline bakıldığı zaman durum açıkça görülecektir.
Buna göre, TBMM'de çalışan memur unvanlı bir personel 1 inci dereceli bir kadroya yükselebilir, yine hizmetli unvanlı bir personel de 3 üncü dereceli bir kadroya yükselebilir. Ayrıca, bu bağlamda oto tamir ustası, halıcı, dokumacı, şoför, marangoz, çilingir, kazancı, boyacı-badanacı, aşçı, garson, berber ve dağıtıcı gibi kadrolarda bulunanlar yeşil pasaport imkanından faydalanmaktadırlar.
Yozgatlı olarak Ekmel beye oy verebilir miyim?
Sayın Ekmeddin İhsanoğlu'nun Yozgatlı bir ailenin çocuğu olması onun hemşehrilerinden oy almasını sağlar mı? İsterseniz bir Yozgatlı olarak bunu izah edeyim ve kararı birlikte verelim.
Yozgatlılar; 1- Duruşu olan adam ister, yanlış yerde duran adamı sevmez ve Kayalar örneği bunun en açık göstergesidir. 2- Ecdadına saygı ister, ecdadını sürgün eden bir zihniyetin aday yapmasından şüphelenir. 3- Kendi internet sitesinde yer alan; 'Türkiye'nin Cumhurbaşkanı (adayı olacaktı) Ekmeleddin İhsanoğlu, babası Yozgatlı Müderris İhsan Efendi'nin tahsili nedeniyle Kahire'de 1943 yılında doğdu.' ifadesini yazarak babasının Mısıra tahsil için gittiğini zanneden yada gerçeği gizleyerek babasının CHP zulmünden kaçtığını açıklayamayan adama yazık senin adamlığına der. 4- İstiklal Marşını Çanakkale şiiri sanan tarih profesörü bir adama acır. 5- Zor zamanlarda duruş sergileyemeyen adamdan hiç hazzetmez ve kokmaz bulaşmaz adamları hiç mi hiç sevmez. 6- Çankaya'da süs biberi gibi oturacak adam istemez. 7- Sağından soluna, ateistinden deistine kadar bütün müzmin muhalifler sende ne buldular diye sorar. 8- Başörtüsünün gelenek olduğunu iddia eden bir adama 'sen ne diyon la' der.
Soruları uzatabiliriz ama anlayana bu kadar yeter. Bu sorulardan sonra Yozgatlılar sayın Ekmel'de kendilerini bulurlarsa desteklerler. Sevgili hemşehrim kırk yaş belirleyicidir ama yetmişinden sonra geldiğin nokta hiçte iç açıcı değil. Keşke yetmişinden sonra da Ekmel kalsaydın. Sahi sen kendinde Yozgatlı duruşu gorüyon mu?
Ahmet Ünlü Yeni Şafak