KAMU
Sosyolog Adayları GAZETEKAMU’ya Konuştu!
GAZETEKAMU / ÖZEL HABER
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na ailenin korunmasına yönelik yeni proje kapsamında 5 bin alım yapılacağı müjdesi verilmişti. Atama bekleyen sosyologlar, yeni projeyle ilgili görüşlerini ve istihdam sıkıntılarını GAZETEKAMU’ya anlattılar. Sosyologlar, 5 bin kadronun adaletli dağıtılmasını, alımların meslek elemanlarından ve kadrolu - puan üstünlüğüne göre yapılmasını talep etmektedirler.
Sosyolog Adayı Ö.G
2014 mezunuyum, genç Sosyolog adaylarından biriyim. Fakat çevremde o kadar aydın sosyolog var ki en parlak dönemleri nedense kamuda atama beklenerek harcanmaktadır.10-15 yıl atama bekleyen sosyologlar var. Gerçekten toplum bu kadar basit bir algı mı? Toplumu inceleyen insanların kamudaki istihdamı neden çok az sayıdadır. Bir ülkenin gelişmesi gerekiyorsa yaşadığı topluma ihtiyacı yok mudur? Bu da apaçık bir şekilde bu toplumun toplum bilimcilere ihtiyacı olduğunu gösterir. Daha önce birçok proje kapsamında sosyologlar anıldı fakat verilen sözler tutulmadı ve istihdam alanları alakasız bölümlere verilmiştir. Birçok sosyolog mağdur durumda kalmıştır. ASDEP çok geniş kapsamlı bir proje olarak tanıtılmaktadır. Aile, şiddet, çocuk, uyuşturucu, yaşlılar, engeliler vb. kısacası toplumu en derinden etkileyen fonksiyonel yapılar ve oldukça geniş çevreye tekabül etmektedir. Biz sosyologlar toplumu, toplumsal olanı yanı toplumla ilgili olan her şeyi en genel şekilde sorgulayan, araştıran, karşılaştıran, uzlaştıran, derinlemesine analizlerle gerekli sonuçlara ulaşıp toplumsal sorumluluk ve bilincin sağlanmasında büyük oranda katkı sağlama görevini yerine getirmede etkin rol oynayacak donanım ve bilgiye sahibiz. Söz konusu proje kapsamında sosyologlara gerekli değerin verilmesini umut ediyoruz. Ayrıca sürdürülebilir nitelikte bir proje olması için Sosyal hizmet görevlisi olarak görev yapacakların kadrolu istihdam edilmesini temenni ederiz. Alımların merkezi alımla olması atamaların daha adaletli olmasını sağlayarak adayların akıllarındaki soru işaretlerinin de oluşmasını engelleyecektir.
Sosyolog Adayı S.G.Ç
Pamukkale Üniversitesi 2009 Sosyoloji mezunuyum.6 yıldır atama bekliyorum. Önceleri 13-33-39 kişi gibi çok az sayılarda sosyolog alımı yapıldı.2012 yılında dönemin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin ASDEP projesinden bahsetti. 30 bin aile danışmanı alınacağı ve alım şartları açıklandı, resmi gazetede yayımlandı. Buna güvenerek, çoğumuz bir ümit koşa koşa Aile Danışmanlık sertifikası aldık. Sonra yine Bakanlık tarafından bu sertifikanın önemli olmadığı açıklandı. Tekrar hayal kırıklığı yaşadık. Sonra Adalet Bakanlığı 370 sosyolog alımı yapacağını açıkladı. Bu alıma sevinirken yine hayal kırıklığına uğradık. 90lı puanlar açıkta kalırken 73 puanlılar alındı. SYDV’leri hiç söylemiyorum sosyal inceleme görevlisi alımı adı altında ilgisiz bölümlerden alım yapılıyor. Fakat sosyologların haricinde bütün bölümler doldurdu buraları ve puanımızın yüksek olması da hiç önemli değildi. Maalesef SYDV’ler de büyük hayal kırıklığı oldu. 2014’te ASPB toplamda 500 sosyolog aldı. İlk defa merkezi sistemle yapıldıatamalar. Bu bizler için umut ışığı oldu. Şimdi size soruyorum bunca yığılmış sosyoloji mezunu varken, bu iş için yıllardır bekleyen insanlar varken bu projeyi biz değil de kim hak ediyor? Yıllardır verilen vaatler ve hayal kırıklığıyla bizler yorulduk. İşimizi yapmak istiyoruz ve alımların KPSS puanı dışında herhangi bir usulle yapılmasını istemiyoruz. Alımların sözleşmeli olması ileride bir problemi doğuracağı için kadrolu alımlar istiyoruz. Herkes hak ettiği şekilde atansın. Ayrıca bahsettiğiniz bu projeyi gördüğümüz eğitim, yaptığımız alan araştırmalarımız, tezlerimiz göz önüne alınarak verimlilik açısından değerlendirilirse en çok sosyologlar hak ediyor.
Sosyolog Adayı Z.B
Ben ve benim gibi birçok sosyolog adayı, öğrendiklerimizi pratikte uygulayabilmek ve topluma yararlı olabilmek için büyük heyecanlar taşıyoruz. Fakat ne yazık ki potansiyelimizi ortaya koyacak imkânlar verilmiyor. Sosyoloji Türk toplum ve aile yapısını, değişimin nasıl sağlanacağını, uygulamaları en iyi bilen alan. Dolayısıyla geliştirilen projelerde bizlere daha fazla yer verilmesi gerekir. Eski Bakanımız Fatma Şahin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı için sosyologların önemli olduğunu ifade etmişti. Fakat bu farkındalığın gereği henüz yapılamadı. Topluma ve aileye sosyal destek sağlamak için biz sosyologlar verilecek görevi bekliyoruz, artık geç kalınmasın.
Sosyolog Adayı M.K
2011 yılında Sosyoloji Bölümünden mezun oldum. Bölümü bitirirken, ailemin, çevremin bana bakış açısında tek ölçütü "işsiz" terimi idi. 2012 yılında yapılan lisans KPSS’de81.2 puan almama rağmen atanamadım. Sosyolog istihdam raporunda 2003-2011 yılları arasında Türkiye genelinde 969 Sosyolog kamu kurumlarında istihdam edilmişti. Bu benim endişelerimi daha da arttırmaya yetiyordu. 2012 yılında Adalet Bakanlığı tarafında 370 Sosyolog alımı yapıldı. Mülakat ileyapılması, kendimi ifade etme yeteneğim, bilgim sayesinde rahatlıkla mülakatı geçerim diye umuyordum. Fakat mülakattaki tüm soruları rahatlıkla cevaplamama rağmen atamam yapılmadı. 75-78 puanlılar hatta 73 puan almış kişiler bile atanırken 81 puanı almış ve tüm soruları doğru cevaplamış birinin atanamaması bir o kadar garipti. 2014 Haziran atamasında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına 250 sosyolog ataması yapıldı. Bu puanları bir nebze de olsa düşürdü fakat yine mezun Sosyolog sayısını karşılayamadı. Sosyologların atama beklediği Bakanlıklara kadro ihdasların yapılmasına rağmen alımların yıllar yılı ertelenmesi de bizleri her seferinde hüsrana uğratmaktadır. Gündemde olan ASDEP projesinde sosyologların "Aile Sosyolojisini en iyi bilen, Türkiye'nin Toplumsal Yapısı" na hakim olan branş olması ve giderek artan mezun sayısınında çözülmesini sağlayacağı için tarafımıza çok sayıda kadro verilmesini istiyoruz. Daha önce yapılan mülakatlı alımlardan dolayı muzdaribiz. Sayın Bakanında CNNTÜRK'tekiifadeleri Sosyologları üzmüştür. Biz Sosyologlar olarak daha önceden yapılan haksız alımların burada mülakat olmadan KPSS puan üstünlüğüne göre sözleşmeli değil kadrolu istihdam edilmek istiyoruz.
Sosyolog Adayı E.KAlımlarda KPSS puan üstünlüğü ve şartı aranması, kadrolu alım yapılması bizim için önemlidir. 'Sosyal destek uzmanı' görevi için SYDV’lerden kaydırma yapılması ve sözleşmeli eleman alınması son derece yanlıştır. Çünkü SYDV’lere bugüne kadar yapılan alımlarda sosyal yardım ve inceleme alanına uygun olmayan bölüm mezunlarına yer verilmiştir. 'Sosyal destek uzmanı' görevi için başta sosyologlar olmak üzere sosyal alan mezunları deyim yerindeyse birer biçilmiş kaftandır. Bu yüzden sesimize kulak verilmesi ve hak ettiğimiz görevlere getirilmek biz sosyologların en büyük arzusudur.
Sosyolog Adayı R.K
Gelişmiş ülkeler arasına girme çabasında olan ülkemiz için sosyologlar bu yolda sorunların çözülmesi ve toplum refahının yükseltilmesi açısından en başta görevlendirilmesi gereken meslek grubudur. Toplumu ve insanı ilgilendiren her şey sosyolojinin konusudur. Bu yüzden ülke refahı için çalışan ve ruh sağlığı yerinde bir toplum inşa etme iddiası içinde olan tüm kamu kurumlarında sosyolog istihdam edilmelidir.2023 hedeflerinin gerçekleşmesi ve 'Yeni Türkiye' söyleminin hayata geçmesi sosyologlar olmadan mümkün değildir. Bugüne kadar birçok Bakanlığımızda sosyolog kadro ihdası yapılmış ancak bu kadrolar ya hiç hayata geçirilmemiştir ya da sembolik rakamlarla alım yapılmıştır. Her meslek grubunun ( öğretmenlerin MEB, gıda mühendislerinin GTHB ve doktorların Sağlık Bakanlığı olduğu gibi ) diyalog içerisinde olduğu ve görevlendirme beklediği bakanlıklar ve çeşitli kurumlar vardır. Biz sosyologlar da en başta Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından muhatap kabul edilmeyi ve görevlendirilmeyi bekliyoruz. Ancak maalesef ASPB her yıl sembolik rakamlarla sosyolog alımı yapmaktadır. Son alımlardaise 500’ün biraz üzerinde bir sayıda sosyolog görevlendirilmiştir. Ancak bu alım mevcut mezunların sayısını karşılamamaktadır ve KPSS'den yüksek puan almış birçok sosyolog hala işsizdir. Tam bu noktada Başbakanımız Ahmet Davutoğlu ve Bakanımız Ayşenur İslam’ın yaptıkları başın toplantısıyla açıkladıkları 'sosyal destek uzmanı' projesi biz sosyologlar için bir umut ışığı olmuştur. Bu proje kapsamında 5 bin kişi istihdam edileceği duyurulmuştur. Yapılacak olan alımların yalnızca sosyal alan mezunlarının arasından yapılması başlıca dileğimizdir. Sosyal alan mezunları içerisinde de sosyologlara hatırı sayılır bir kadro ayrılmasını yürekten istemekteyiz. Peki, sosyologlara bu projede daha çok yer verilmesini neden bu kadar istemekteyiz? Medyadan takip ettiğimiz ve Bakanlığımızın paylaştığı kadarıyla planlanan projenin içeriği konusunda yeterince fikir sahibiyiz. Öncelikle Türkiye’nin risk haritası oluşturulacak ve destek sahibi ailelerin tespiti sağlanacaktır. Bu noktada, yöntemi bakanlığımızca belirlenmiş olan projede bilinmeyeni bilinir kılmak için gerekli olacak araştırma teknikleri gözlem, anket, saha araştırması, mülakat gibi teknikler olacaktır. Sosyologlar da aldıkları lisans eğitimi boyunca tüm bu teknikler acısından hem teorik hem de pratik olarak yeterli bilgiyi edinmiş ve mesleki yeterliliğe sahip tek meslek grubudur diyebiliriz. Ayrıca bu projenin hakkıyla gerçekleştirilmesi yolunda, toplum yapısındaki dinamiklerin birbirleri ile olan ilişkilerini çözmek ve desteğe muhtaç ailelere en iyi şekilde yardımcı olabilmek için gerekli olan tüm teorik bilgi birikimi de (kent ve köy sosyolojisi, endüstri sosyolojisi, ekonomi sosyolojisi, aile sosyolojisi gibi birçok alanda) sosyologlarda mevcuttur. Bu projede sosyologlara daha çok yer verilmesi konusundaki iddiamız bu yüzdendir.
Sosyolog Adayı Y.A
Bir sosyolog aldığı çok yönlü eğitim itibariyle karşılaştığı herhangi bir vaka karşısında derin analizler yapabilir, durumun kültürel,ekonomik,tarihi,siyasi ve birçok farklı boyutunu görebilir. İhtiyaçların veya sorunların idare edecek yada günü kurtaracak şekilde geçici çözümlerle değil sürdürülebilir ve (dahası her yönüyle ele alabilecek bir disiplin olduğundan) uygulanabilir çözümler sunma konusunda oldukça verimli çalışmalar ortaya koyabilir. Çünkü sosyoloji sadece istatistikten ibaret bir uygulamalı bilim dalı değildir. Bir sosyal destek programında çalışacak bireyin sosyoloji eğitimi almamış olması zaten teorik olarak da sağlam bir zemine oturmaz. SYDV personeli zaten yardıma ihtiyaç duyan ailelerin pek çok kalemde ihtiyaçlarını karşılamak konusunda çalışmalarını sürdürürken sosyal destek kapsamında sosyologların bu ailelerin ihtiyaç sahibi olmalarının altında yatan nedenleri ortadan kaldırmaya yönelik projeler üstünde mesai harcamaları gerekmektedir. Bu bağlamda Sosyologların ASDEP'te görev almaları gerekmektedir. Bu görevi de layıkıyla yerine getirecekler bizleriz.
Sosyolog Adayı A.P
Bizler sosyologlar olarak, mesleğimizin etik ilkelerinin; genelde sosyal uzam özelde ise aile kurumunda (etik ilkeler doğrultusunda aile değerlendirmesi; aile birlikteliği, aile içi sağlıklı iletişim, mahremiyete ve kişisel tercihlere saygı, var olana ilişkin objektif durum değerlendirmesi, her ailenin kendine has kültürel bir birliktelik etrafında şekillendiğinin bilincinde olma ve patolojik nitelikteki problemleri toplumsal aile kültürüne has özellikler olarak eklememenin bilincinde olma..vb) taşıdığı ehemmiyetin farkındayız.
Sosyal yapının mihenk taşı olduğunuza inandığımız aile kurumunun, topyekûn bir sosyal gelişime imkan tanıyabilecek kudrete sahip olduğu, tartışma götürmez bir gerçeklik olarak kabul edilebilir. Topyekûn bir gelişime imkân tanıyabilecek kudrete sahip olduğuna inandığımız sağlıklı aile kültürünün oluşabilmesi için tek tek ailelerin yaşamlarına dokunabilmenin taşımış olduğu önemin de sosyologlar olarak bilincindeyiz. Bundan ötürü bahsi geçen proje bizi fazlasıyla heyecanlandırıyor ve çorbada artık bizimde tuzumuz olsun istiyoruz. Bu inançlarımızı temellendirmeye yarayacak akademik bilgi seviyesine de sahibiz. Ayrıca öğrenmenin hayat boyu devam ettiğine inanıyor ve bahsi geçen projeye katkı sağlama sürecinde de yeni kazanımlar edinmenin erdemine erişebilmeyi umut ediyoruz.
Bizler iyiye ulaşmanın imkansız olmadığını biliyoruz ancak bunun için gerekli olan alt yapı çalışmalarının tam manası ile tamamlandığı hususunda kuşku duyuyoruz. Nitekim ülkemizde iyi olma yolunda adım atmaktan korkmasak da, basacağımız yeri görmeden hareket ettiğimizden olsa gerek, verilen sözler sadece tarihin sayfalarında kalıyor. Bizler üretkenliğimizin doruklarındayken, üretebileceklerimizin daha fazla ziyan olmasını istemiyoruz. Şeffaf açıklamalar bekliyoruz.
Sosyolog Adayı H.K
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin döneminde aile hekimi uygulaması gibi Aile destek uzmanlığına geçileceğini, aile bütünlüğünün korunması ,aile içi şiddetin önlenmesi,ve yardıma muhtaç ailelere düzenli destek sağlanması amacıyla “her aileye bir sosyal danışman “sloganıyla hayata geçirilecek olan aile danışmanlığı programı uygulamaya geçemedi.2012-2017 yılları arasında 30 bin aile danışmanının göreve alınacağını duyan biz gençler için umuttu ,üniversiteler işbirliğiyle açılan 450 saatlik programa bedeli 3 bin 5 bin arasında değişen bu eğitimlere birçok fedakarlık göstererek katıldık.Umuyorduk ki sonunda hem bizim istihdamımız hem toplumumuz için açılmış büyük bir umut yoluydu.Şimdi umutlarımızın önüne tuğlalar çekildi ne yazık ki…
Aile ve sosyal destek programının revize edilip kapsamın genişletildiği her ailenin “danışmanı” gibi çalışacak 5 bin sosyal hizmet görevlisi alımının 2018 yılına kadar alım yapılacağını söylenildiğinde bizim umutlarımız yeniden yeşerdi.Bu projede psikolog,sosyolog,sosyal hizmetlerin bir arada yer almasını, birlikte bu güzel projede yer almayı ve işlevselliği artırmayı istiyoruz. Çünkü sosyoloji diğer toplumsal bilimlerle ilişki halindedir.Bu nedenle biri varken diğeri yok sayılamaz.
Biz sosyologlar olarak mağdur olan taraf olmak istemiyoruz. Konusu toplum olan bilim toplumumuzdan ayrı düşünülmesin.
Aile bireylerin ilk eğitime başladığı, yetiştirdiği, değerleri öğreten, kurumdur. Ancak günümüzde aile yapısı giderek farklılaşmakta, birçok faktörün etkisi altında kaldığı statü ve rollerin değiştiği bir kurum haline gelmiştir.Kültürel değerlerimiz sürekli değişmekte eski ve yeni revize olamamakta yeni değerler eskiyi çürütmekte ve toplumda kapanamaz yaralar açabilmektedir.
Biz sosyologlar olarak bu sosyal uygulamanın proje aşamasında kalmayacağı inancıyla toplumun artık iletişim yönünü teknolojik aletlere bırakmadığı,biz kavramını yok etmediği,değerlerini hızla tüketip yeni değerlerle doldurmaya çalışmadığı,şiddet olaylarının artmadığı,boşanma oranlarını artmadığı bir toplumun temellerini sağlamlaştırmak istiyoruz.Geçmişten günümüze “aile” kavramı üzerinde düşünen,sorgulayan,araştıran sosyologların bu projede var olmasını istiyoruz.
Özetle; Haberimize almadığımız onlarca daha mesaj geldi. 5 bin sosyal çalışma görevlisi alımının en az yarısı sosyologlara ayrılmalıdır. Sosyoloji mezunlarına kamuda bugüne kadar yeterli kadro açılmamıştır. Mağduriyetleri çok büyüktür. Aile Bakanlığı’nın proje kapsamında sosyologlara 2500 kadro vermesi, Adalet Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın mevcut kadrolarını atamaya açması on binlerce sosyolog adayının yarasına merhem olacaktır.
** Soru, görüş ve talepleriniz için tıklayınız