Sayın Başbakanın Gaziantep’te bir programda “eş durumu konusu üzerinde çalışmalarımız var. Bunu çalışacağız, bununla ilgili gerekli adımları atacağız” açıklamasında bulunmasından sonra bu konuda mağduriyet yaşayan öğretmenlerimiz umutlanmış ve sorunlarının farkında olunması dolayısıyla sevinmişlerdir. Başbakan’ın açıklamasından sonra Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in açıklama yaparak,  sendikalar olarak öğretmenlerin haklı ve masum taleplerini dile getirmemizi ‘arka planında birtakım teşvikler ve tahrikler’ var şeklinde değerlendirmesini yadırgadığımızı belirtmek isteriz. İlk atama ve özür durumuna bağlı atama bekleyen öğretmenlerin mağduriyetleri ortada iken sorunu çözmek yerine sorunu daha da karmaşık hale getirmeye yönelik yaklaşımlar asla doğru değildir.

Çözümsüzlükler mağdur kitlelerin sorunu değil, çözüm getirmeyenlerin sorunudur. Bakan Dinçer siyasi kaygı duyuyorsa eğitim çalışanları ile ilgili düzenleme ve uygulamaları, mağduriyetlere kapı aralamaması için eğitimin paydaşı olan sendikalar ile birlikte yapmalıdır. Bu aynı zamanda KİK kararlarına göre zorunluluktur.

Ekim 2012 Kurum İdari Kurulu Çalışma Raporu’nda; “Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği, Öğretmenlerin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği,  Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği ile genel idare hizmetleri sınıfı, teknik hizmetler sınıfı ve yardımcı hizmetler sınıfı çalışanları için yönetmelik çalışmalarının başta yetkili sendika olmak üzere sendikaların görüşlerinin alınmak suretiyle tamamlanması” yönünde alınan karar uygulanmalıdır.

Bakan Dinçer’in Şubat döneminde eş özrüne bağlı yer değişikliğini bekleyen öğretmenler ve şubat ayında ilk atama bekleyen öğretmen adayları ile ilgili açıklaması öğretmenleri üzmekle kalmamış, beklenti içerisine giren öğretmenleri hayal kırıklığına uğratmıştır. Daha önceki yıllarda Şubat döneminde yapılan eş özrüne bağlı yer değişikliği hakkının bu yıl verilmemesi eğitim camiası tarafından kabul edilemez bir durumdur.  Özür durumundan yer değişikliği sorunu yaşayan öğretmenlerimiz eşinden ve çocuklarından bir yıldan daha fazla bir süredir ayrı yaşamaktadır. Bu durum, aile içi sorunların yaşanmasına ve aile birliğinin zedelenmesine neden olmaktadır.

Öğretmen atama ve yer değiştirme yönetmeliğinin özür durumuna bağlı yer değiştirmeleri başlıklı 35, 36, 37 ve 38. maddelerinde, eş durumu, öğrenim durumu ve sağlık durumu özrüne bağlı yer değiştirmelerin ne şekilde yapılacağına ilişkin hükümler hala ortada durmaktadır.

Diğer taraftan yönetmeliğin eş durumu özrü başlıklı 37. maddesinin birinci fıkrasında, “Eş durumu özründen yer değiştirmelere ilişkin duyuru Personel Genel Müdürlüğünce her yıl en geç 15 Aralık ve 15 Temmuz tarihine kadar Bakanlık internet sayfasında yapılır. Duyuruda; kimlerin başvuruda bulunabileceği, başvuru tarihi, başvuru yeri, şekli ile diğer hususlara yer verilir. Başvuru tarihi duyuru tarihinden en geç on gün sonra başlatılır. Başvuru süresi beş iş gününden az on iş gününden fazla olamaz. Eş durumu özrüne bağlı yer değiştirmeler, ocak ve ağustos aylarında yapılır” hükmü de yeni yönetmelik yayınlanmadığı için yerinde durmaktadır.

Yukarıda yapılan açıklamalar ve yürürlükte olan düzenleme dikkate alınarak, şubat ayında; il içi ve iller arası özür durumuna bağlı yer değiştirmelerinin bir an önce yapılması için Bakanlığın gerekli hassasiyeti göstererek; Ağustos ayında özür durumundan başvurusu alınıp ataması yapılmayan ve şubat ayında bir yıllık çalışma süresi dolacak olan öğretmenlerin özür durumuna bağlı yer değiştirmelerinin startını vermesini bekliyoruz.

Şubat ayında ilk atama bekleyen öğretmen adaylarının talepleri de ücretli öğretmenlik uygulaması devam ettiği için makul ve masum bir taleptir.  Talebi bastırmak yerine talebe kulak vermek ve gereğini yapmak gerekir diye düşünüyor ve Şubat’ta ilk atama talep ediyoruz.