SENDİKA
Sendika AP ve AB Üyesi Elçiliklere Tepki Mektubu Gönderdi
Türkiyenin içişlerine müdahale kimsenin haddi değildir
dünyadaki zulüm ve katliamlara karşı kılını kıpırdatmayan ap, türkiye için bu cesareti nereden buluyor
çöken abnin geleceğini türkiye üzerinden kurtarmaya çalışan apye türk milleti pirim vermez
gezi parkının provakatörleri kendilerini bir bir açiğa çikartiyorlar
Gezi Parkı protestoları ile başlayan ancak devreye giren provakatörlerin eylemleri ile bir anda kapsamı genişleyen Taksim olaylarıkarşısında karar metni yayınlayan Avrupa Parlamentosuna Bem-Bir-Sen sert tepki gösterdi.
Sendika, Parlamentoya ve Avrupa Birliğine üye ülkelerin büyükelçiliklerine tepki mektubu gönderdi.
Mektupta, Dünyadaki zulüm ve katliamlara karşı kılını kıpırdatmayan Avrupa Parlamentosu, Türkiyenin iç meselelerine karışma cesaretini nereden buluyor? denildi. Avrupa Parlamentosuna gönderilen tepki mektubunda ayrıca ekonomik ve sosyal anlamda çöken ABnin geleceğinin Türkiye üzerinden kurtarılmaya çalışıldığına vurgu yapıldı.
Bem-Bir-Sen tarafından Avrupa Parlamentosuna ve AB üyesi ülkelerin büyükelçiliklerine gönderilen tepki mektubunda şu ifadelere yer verildi:
Avrupa Parlamentosu'nun Gezi Parkı protestolarına sert polis müdahaleleri iddiası ve hükümetin tutumunu görüşmek için başlattığı Türkiye oturumunu ve oturum sonrası alınan karar metnini, Türk halkının ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin birlik ve bütünlüğünü, ulusal çıkarlarını koruyan öngörülü/sorumlu bir sivil toplum örgütü olarak kınıyoruz.
Avrupa Parlamentosunun Strasbourgdaki genel kurul toplantısında oy çokluğu ile alınan karar metninde Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı hakkında yapılan yorumları, güvenlik güçlerinin olaylar karşısında gösterdiği çabanın kendilerince değerlendirilmeye alınmasını, Türk milleti adına olaylara yön verme çabalarını, bağımsız bir ülkenin içişlerine doğrudan müdahale, olaylar karşısında tarafgirce tutum takınma ve tek kelime ile dünyada Türkiye aleyhine bir kamuoyu oluşturma çabası olarak değerlendirmekteyiz.
Başbakan Erdoğanın provokatif eylemler karşısında ülke menfaatleri açısından yapmış olduğuna inandığımız açıklamaların üzücü olarak nitelendirilmesi, halkını anlamayı reddetmesi gibi ifadelerin metinde yer alması, haddi aşmaktır.
Başta Müslüman coğrafyalardan Suriye, Irak, Afganistan, Myanmar, Bangladeş olmak üzere, dünyanın dört bir yanında meydana gelen zulüm ve katliamlar karşısında ses çıkarmayan, Guantanamodaki insanlık dışı tutumları görmezden gelen, eş zamanlı olarakİngilterede yaşanan G-8 Protestoları karşısında güvenlik güçlerinin takındığı tavrı demokrasi çerçevesinde gören Avrupa Parlamentosunun, Avrupa Birliğine üyelik minneti ile hareket etmeyen ve AB karşısında dik duruş sergileyen bu hükümet karşısındakiaceleci, telaşçı ve kindar yaklaşımlarını manidar bulmaktayız.
Avrupa Parlamentosunun, illegal sol örgütler tarafından atılan molotof kokteyli, taş ve sopalarla yaraladığı 600 polisi, yakılıp yıkılan kamu binalarını, arabaları, belediye otobüslerini ve zarar verilen tabiatı görmezden gelmesi, yayınladığı kararda bunlarla ilgili hiçbir atıfta bulunmayışı da gerçek niyetlerinin ne olduğunu göstermektedir.
Türkiyenin içişlerine yapılan bu tacize, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınçın sözlerinin Başbakan ile karşılaştırılması ile yapılmış olan hadsizlik, bir başka mühendislik projesinin kanıtları olarak ortada durmaktadır.
Gezi Parkı olaylarını bahane eden bazı provokatif grupların yaklaşımları ile paralel düşen bu karar metni, olayların kimler tarafından yönlendirildiğinin de itirafı niteliğindedir.
Türkiye büyük bir ülkedir, güçlü bir ülkedir, milletiyle devletiyle,bölünmez bütünlüğü ile lider bir ülkedir.
Kendi sorunlarını kendi içinde çözmeye muktedir bir ülkeye, ayar vermeye çalışanlar, öncesinde enerjisi ile dünyada lider ülke pozisyonuna geçen, dünyanın en güçlü ekonomilerinden birine oluşan Türkiyeden duydukları rahatsızlığın gerçek nedenlerini dünya kamuoyuna açıklamalıdırlar.
Türk milleti geçmişinde çokça gördüğü bu tür Bizans entrikaları karşısında boyun eğmeyecek, demokratik devlet yapısından ve ülkesindeki siyasi ve ekonomik istikrardan vazgeçmeyecektir.