Bu ihtiyaç, bilişim teknolojileri sınıfları kurs sertifikası olan diğer branş öğretmenlerinden karşılanmaya çalışılmaktadır. Projenin bu haliyle hayata geçirilmesini beklemek gerçeklikten uzak olur.

Bir tarafta okullarda bilişim teknolojileri öğretmenlerinin ihtiyacı, bir tarafta ise atanmayı bekleyen 10 binden fazla bilişim teknolojileri öğretmeni. Bu işte bir tezatlık var. FATİH projesinin hedef ve amaçlarını hatırlayacak olursak, tamamıyla uygulandığında ülkemize bilişim alanında büyük bir getireceği aşikar fakat bu hedef ve amaçlara ulaşılması adına projenin öğretmen boyutunun da göz ardı edilmemesi gerekir. Çünkü bu projenin koordinatör ve uygulayıcıları öğretmenlerdir. Yani FATİH projesini başarı zirvesine ulaştıracak ilk basamak ve temelini, öğretmen ayağı oluşturmaktadır. Herkes bilir ki birinci basamak atlanmadan ikinci basamağa geçmek daha üst basamaklara çıkışı her daim zorlamaktadır.

MEB Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğünün 28/09/2012 tarihli “Bilişim Teknolojileri Rehberliği Görevi” konulu yazısı ile, Fatih Projesi uygulanan veya Bilişim sınıfı bulunan okullarda "Bilişim Teknolojileri Rehber Öğretmeni” görevlendirmesi yapmaktadır. Okullarda bilişim teknolojileri öğretmenleri bulunmaması durumunda ise diğer branşlardan “Bilişim teknolojileri Formatör Öğretmenliği” hizmet içi kursunda başarılı olup kurs sertifikası olan öğretmenlerden karşılanmaktadır. Günü kurtarmaya dönük hizmet içi eğitim kurslar ile alanı olmayan öğretmenleri "Bilişim Teknolojileri Rehber Öğretmeni” olarak görevlendirerek, FATİH projesini uygulamanın bakanlığımız için hiçbir kazanımı olmamaktadır.

Bilişim çağını yaşadığımız bu çağda, Milli Eğitim Bakanlığı bilişimle ilgili bazı atılımlarda bulundu fakat en önemli olan bilişim öğretmenliğine gereken önemi verdiğini düşünmüyorum. Çünkü birçok okulda bilişim sınıfı olmasına rağmen bilişim öğretmeni yok. Olayı örnekleyecek olursak; Ortada inşaatın temelini atmak için kepçe var ama kepçe operatörü, kepçenin başında yok. Bu şekilde “FATİH Proje” inşaatın oluşmasının gelişmesini beklemek sanırım hayalcilik olur.

Türkiye'de su an 31.500 bilişim laboratuar var, 15 Bin Bilişim teknolojileri öğretmeni var. Yani aşağı yukarı 15 Bin laboratuar şu an öğretmensiz veya farklı branştan öğretmenlere emanet. Hatta bazı okullarda farklı sınıflara dönüştürülmüş durumda. Diğer bir yandan, FATİH projesinden dolayı bir o kadar daha bilişim öğretmenine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu yüzden bu kadar açık kapatılamadığı için asıl alanları olan öğretmenler yerine, görevlendirme yoluna gidilmektedir. Ancak dışarıda atanmayı bekleyen yaklaşık 12.500 bilişim teknolojileri öğretmeni görülmemektedir.

Milli Eğitimde bilişim hedeflerimizde büyük atılımlar peşindeysek ve bunu Fatih Projesi ile yapacaksak, sadece bilgisayarları okullara getirmek veya Fatih Projesine imza atmak yetmiyor. Önemli olan bilişim öğretmenlerinin, bu projenin başına getirilmelisi gerekir.

Sedat DEĞER

Anadolu Eğitim Sendikası

Hukuk ve Toplu Sözleşmeden Sorumlu

Genel Başkan Yardımcısı