SENDİKA
Okullarımızın Medreseye Çevrilmesine İzin Vermeyeceğiz
Daha önce okul binalarında “ibadethane” açılması, talep olması şartına bağlanırken, yeni yönetmelikte, ortaöğretim kurumlarında “ibadet ihtiyacı için doğal aydınlatmalı uygun mekan ayrılır” hükmü getirilmiş böylelikle liselerde ibadethane zorunlu kılınmıştır.
Okullarda “tek din, tek mezhep” anlayışına uygun olarak ibadethane açılmasının zorunlu hale getirilmesi, 4+4+4 düzenlemesi ile amaçlanan “dindar ve kindar nesil” yaratma hedefinin son uygulamasıdır. Kindar nesil projesini her türlü hukuki, vicdani ve etik kuralı ayaklar altına alarak yaşama geçirmeye çalışan siyasal iktidar, çağdaşlaşmanın temeli olan eğitimi, kendi ideolojik amaçları doğrultusunda biçimlendirmeye çalışmaktadır.
Geçtiğimiz yıl, seçmeli Kuran-ı Kerim ve Hz Muhammed’in Hayatı dersleri fiilen zorunlu hale getirilmiş, bu dersleri seçmeyen öğrenciler psikolojik baskı altına alınmıştı. Eğitim kurumları içinde ibadethane açılması durumunda, her ne kadar Bakan Avcı tersini söylese de ibadet yapmayan öğrenciler üzerinde baskı oluşturulacaktır. Özellikle farklı din ve mezheplere sahip öğrenciler arasında kutuplaşma olacak okullardaki iç barış bozulacaktır. Öte yandan okulları eğitim kurumu olmaktan çıkararak tek bir mezhebin inancı doğrultusunda ibadethane açmayı planlayan Bakanlığın, farklı inançlara sahip olanların ibadethane taleplerini nasıl karşılayacağını düşünmesi gerekmektedir.
Devlet uygulamasında “dini referansı” kesin bir dille yasaklayan, aksine anayasal suç olan bu tür uygulamaları, laik, demokratik cumhuriyeti ortadan kaldırma girişimi olarak belirleyen mevcut Anayasa’nın özünü çarpıtan bu girişim kabul edilemez. Bakanlığın, eğitim nedeniyle devlete emanet edilen çocukları devlet gücü suistimali ile istismar etme hakkı yoktur.
Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının dini ve vicdani özgürlükleri Anayasal güvence altında olup bu güvencelere keyfi idari uygulamalarla müdahale edilemez. Yurttaşın aidiyet hissettiği inanç türlerini çocuklarına öğretme konusunda kamu otoritesinden meşru kurallar ışığında destek alması olağanken bu kamusal hizmet hiçbir şekilde, talepten bağımsız bütünüyle bir devlet dayatmasına dönüştürülemez.
Bakanlıktan, Tevhid-i Tedrisat’a aykırı, okullarda iç barışı olumsuz etkileme potansiyeline sahip, keyfi uygulamaya derhal son vermesini talep ediyoruz. Dayatmanın sürmesi halinde konuyla ilgili olarak sorumlular hakkında kapsamlı hukuki girişimler başlatılacaktır.
Veli DEMİR
Eğitim İş Genel Başkanı