SENDİKA
Öğretmenler Günü Darbe Ürünüdür
Kır, "Tıpkı 1982 Anayasası olduğu gibi öğretmenler günü de darbe ürünüdür. 12 Eylül 1980 darbesinin baş mimarı Kenan Evren ve cuntasının ihdasıdır. Kenan Evren ve arkadaşları yargılanmış, mahkeme kararıyla rütbeleri sökülmüş hatta ölümüne bile sahip çıkılmayarak garipler mezarlığına defnedilir gibi defnedilmiştir. Buna rağmen Kenan Evren döneminin bir çalışma ürünü olan 1982 Anayasası ve Öğretmenler günü aramızda hala yaşatılmaktadır" dedi.
Öğretmenler gününün karşılığını kendi medeniyet değerlerimizin derinliklerinden bulan bir temel üzerinde yeniden inşa edilmesini isteyen Kır, "4 Kasım öğretmenler günü öğretmenler nazarında devlet erkanı tarafından zevahiri kurtarma adına methiyelerin düzüldüğü, 23 Nisan Çocuğu muamelesine tabi tutulduğu bir gün olarak eğitim emekçilerinin hayatına girmektedir. Edinilen intiba öğretmenlerin moral ve motivasyonuna hiçbir katkısının bulunmadığı yönündedir. Diğer taraftan kendilerini öğretmenlerine hediye vermek zorunda hisseden ve bunu yapma imkanı olamayan öğrencilerin mahcubiyetine, hatta öğretmenler arasında hediye alan-almayan, hediye verilen-verilmeyen öğretmenlerin oluşmasına sebep olan pek çok garabeti beraberinde taşımaktadır. Bu yüzden 64. Davutoğlu Hükümeti'nin Milli Eğitim Bakanı tarafından 24 Kasım Öğretmenler günü lağvedilmeli, 20-25 yıl gibi başarılı hizmet veren öğretmenlere başöğretmenlik gibi bir unvanın verildiği gün olarak tüm eğitim emekçilerinin içine sineceği ve ebediyen unutamayacakları bir gün öğretmenler günü olarak kutlanmalıdır" açıklamasında bulundu.
OECD ortalamasının altında maaş
Öğretmenlerin maaş bakımından OECD ortalamasının gerisinde olduğunu ve halen öğretmenlerin yetiştirilmesi, istihdamı özlük, idari, sosyal ve ekonomik olmak üzere pek çok sorunları olduğunu ifade eden Kır, “OECD ve Gelişmiş Batı ülkelerinde öğretmenlik mesleği kamuda en primli ve geliri en yüksek meslek grupları arasında yer aldığı halde, ülkemizdeki öğretmenlik mesleği aldığı maaş bakımından OECD ortalamasının gerisinde ve riskli meslek grupları arasında yer almaktadır. Yine ülkemizde eğitim emekçileri, OECD ülkeleri ile mukayese edildiğinde okuttukları sınıf başına düşen öğrenci sayısı bakımından en yüksek, çalışma saati bakımından en fazla olmasına rağmen maaşı en düşük olan eğitimci konumundadır" şeklinde konuştu.
“Öğretmene sahip çıkmak geleceğimize sahip çıkmaktır. Öğretmeni itibarsızlaştırmak kimliksiz kişiliksiz nesillerin yetişmesine sebep olmaktır. Çünkü itibarsız öğretmen itibarlı nesiller yetiştiremez.” diyen Kır, ekonomik şartlar ne olursa olsun öğretmenleri yokluğa, yoksulluğa, korumasızlığa ve itibarsızlığa terk etmenin mazereti olamayacağını belirtti.