Okulların kaynak problemi ve velilerden aidat toplama tartışmaları devam ediyor. Bakanlık; “Okulların bütün ihtiyaçları için para gönderiyoruz, velilerden para toplamak yasak.” diyor. Okul idarecileri ise ödenek gelmiyor diye isyan ediyor.

Kim ne derse desin işin doğrusu şudur: İlköğretim okullarının ödeneği yoktur; sadece elektrik, su ve doğalgaz faturaları Milli Eğitim Müdürlüklerine gönderilir ve genellikle geç ödenir, gecikme faizleri de okullara ödetilir. Ortaöğretim kurumları ise bu işlerini kendileri yapar ama hep yetersiz ödenekten şikâyet ederler. Okulların diğer giderleri için bu yüzyılda henüz çözüm bulunamadı. Bakanlığımızın bulduğu yegâne çözüm genelge yayınlamak ve ceza tehdidi savurmaktır. Göreve yeni başladık, velilere şirin görünmek için, genelge; başbakan Kızılcahamam’da fena kızdı, genelge.

Bu son genelge ile Okul Aile Birlikleri tamamen devre dışı kalmıştır. Şu anda okullarda Okul Aile Birliklerince çalıştırılan binlerce personel kış ortasında işsiz kalacaktır. İstanbul’da Özel İdare tarafından okullarda çalıştırılan personelin yılbaşı itibari ile işlerine son verildi. Yeni sözleşme yapılması geçen yıl Nisan ayına kadar gecikmişti. Bize ulaşan okul müdürleri daha önce yaşanan ceza sürecinden derslerini aldıklarını, maaşını ödeyemeyeceği personeli işten ayıracaklarını, okullarının ihtiyacını düzenli şekilde Milli Eğitim Müdürlüklerine yazacaklarını söylemektedirler.

Gelinen bu noktada bakanlık buradan geri dönemez, dönmemelidir. Bu sefer bu iş çözülmelidir. Ödenek göndererek mi, personel alarak mı, belediyelere devrederek mi nasıl çözülecekse çözülsün. Yasak koymanın, ceza vermenin, tehdit savurmanın cazibesi ile bu günlere gelindi ancak yolun sonu göründü. Bu aşamadan sonra kazanan okullar olsun ve artık okul müdürleri sadece eğitimle ilgilensin, parasal işlerle yıpranmasın. Eğitimde en önemli proje bu olsun. Bu yeni projenin adı da“OKULLAR PİS OLMASIN, DEVLET OKULUNU TEMİZLESİN” projesi olsun.

Bu durum gerçekten idareciler açısından sinir bozucu bir durum. Nasrettin Hoca’nın hırsız hikâyesinde olduğu gibi. Oğlum hırsızı getir, gelmiyor; bırak gitsin, gitmiyor; sen gel, beni de bırakmıyor. Kaynak yok, sana da kaynak bulmak yasak, çözemiyorsan beceriksiz sensin. Elin ayağın bağlı, amuda kalk ve maraton koş. Hangi vicdana sığar bu? Yeter artık, buna bir son verin. Başka hangi kuruma bunu yapıyorsunuz? Okullar söz konusu olunca herkes kolayca suçluyor idareciyi. Bundan sonra okul temizliğinden şikâyet eden veliye gösterilecek adres bellidir.

Aslında okul müdürlerinin bundan sonra işi daha kolay olacak. Genelgeyi Okul Aile Birliğine tebliğ et, ihtiyaçlar için İlçe Milli Eğitime yazı yaz, mevcut imkânlarınla koridor ve tuvaletleri temizlet, sınıfları artık veliler imece usulü mü temizlerler yoksa bizim öğrencilik yıllarımızda olduğu gibi nöbetçi öğrenciler mi temizlerler. Kapıda güvenliğe gerek yok. Kırtasiye herkes başının çaresine baksın.

Bence okul müdürleri, kendilerini riske atarak utanma pahasına çözüm üretmemeli, biraz rezilliği göze alarak durumun vahametinin ortaya çıkmasını sağlamalıdırlar. Başka türlü bu durumu başbakana anlatma imkânı yok. Okullarda yaşanacak olumsuz manzaralar televizyonların ana haberlerine yansımadan okullara ödenek ayrılmayacak anlaşılan. Bakanlık hala yeterli ödenek gönderdiği iddiasında ise, denetmenlerini görevlendirsin ve Okul Aile Birliği hesaplarını inceletsin, raporu kamuoyu ile paylaşsın. Veliler okul müdürlerine verdikleri tepkinin yarısını yukarılara iletirse bu iş çözülür. Kimse kendini kandırmasın, genelge yayınlamak çözüm değil.

Talat YAVUZ-Eğitim Bir Sen İstanbul 4 No’lu Şube Başkanı